Deniz İSTİKBAL – 15 Mayıs 2025
Dünyanın en büyük 12. sanayisi konumunda olan Türkiye yeni bir teknoloji strateji belgesi açıkladı. Sanayi Bakanlığı tarafından hazırlanan belge dördüncü sanayi devrimine hazırlanan küresel aktörler arasında Türkiye’nin konumunu güçlendirmeyi hedefliyor. Yüksek teknoloji, dijital ekonomi, yeşil dönüşüm, küresel entegrasyon ve yapısal dönüşüm başlıkları altında toplanan strateji belgesi Türk sanayisini bir üst lige yani ilk on büyük sanayi arasına sokmayı amaçlıyor.
2025-2030 yılları arasında yapılacak olan reformları da içeren belge Türkiye’nin 2 trilyon dolarlık bir iktisadi büyüklüğe erişme hedefinin de bir yansıması şeklinde okunabilir. Yüksek teknoloji merkezli dönüşüm çalışmaları için de önem arz eden hedefler 30 milyar dolarlık yüksek teknoloji ihracatını içeriyor. Sanayi ihracatının 400 milyar dolara taşınması, AR-GE harcamalarının 43 milyar dolarlık devasa bir hacme erişmesi ve 500 bin kişinin sektörde istihdam edilmesi gibi büyük ölçekli hedeflerin yer aldığı belge 100 bine yakın üretim tesisini içeren büyük bir yapıyı yönlendirmeye çalışıyor (Tablo 1).
TABLO 1. SANAYİ VE TEKNOLOJİ HEDEFLERİ (MİLYAR DOLAR)
ALANLAR | 2024 | 2030 |
İmalat Sanayii Katma Değerinin Milli Gelir İçindeki Payı (%) | 21,25 | 23,00 |
Dünya İmalat Sanayii Katma Değer Payı (%) | 1,33 | 1,65 |
İmalat Sanayi İhracatı | 247,0 | 400,0 |
Yüksek Teknoloji İhracatı | 8,80 | 30,00 |
AR-GE Harcaması / Milli Gelir (%) | 1,42 | 2,20 |
Tahmini AR-GE Harcaması | 18,88 | 42,90 |
AR-GE İnsan Kaynağı (Milyon Kişi) | 0,291 | 0,500 |
Milli Gelir (Trilyon Dolar) | 1,330 | 1,950 |
Kaynak: 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi
Küresel imalat sanayileri arasında geçmiş yıllarda sıralama, üretim ve ihracat değerini hızla yükselten Türkiye yeni bir eşiğe geldi. Alt-orta teknolojiden üst-orta teknoloji üreten ve ihraç eden bir ülkeye dönüşen Türkiye yüksek teknolojiye odaklanıyor. Teknokentlerin sayılarının artırılması, haberleşme altyapısının verimli hale getirilmesi, yapay zeka, savunma sanayi ve milli teknoloji hamlesi gibi içerisinde birçok çok alt katmanın yer aldığı teknoloji stratejisi yeni nesil bir girişim olarak değerlendirilebilir. Geçmiş yıllarla kıyaslanabilecek Türk sanayisi ciddi bir dönüşüm geçirdi. İç piyasaya odaklı değil ihracat merkezli bir yaklaşımla dönüştürülen sektör artık dünya klasmanında ürün üretebiliyor. Özellikle Türk savunma sanayi ürünleri yüksek düzeyli olarak dünyanın pek çok ülkesi tarafından talep ediliyor ve satın alınıyor. 1974-2024 tarihleri arasında 50 milyar dolarlık savunma sanayi ürünü ihraç edilmesi bunun önemli bir göstergesi olarak değerlendirilebilir (Tablo 1).
GRAFİK 1. AR-GE HARCAMALARININ MİLLİ GELİRE ORANI (2024 / %)
Kaynak: Visual Capitalist
2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi belgesinin diğer bir önemli tarafı da Türkiye’nin gelişmiş bazı ülkelerin önüne geçebilecek olmasını göstermesidir. Özellikle AR-GE harcamalarında yaşanman sıçrama Türk sanayisini üst lige taşıdı. 2002-2024 tarihleri arasında 170 milyar dolarlık AR-GE harcaması yapan Türkiye 250 milyar dolara yakın bir sanayi ihracat kapasitesini inşa etti. 2002’de 1,1 milyar dolar AR-GE harcaması yapan ülke 2024’te mevcut rakamı 19 milyar dolara yaklaştırdı ve dünyanın en büyük geliştirme yapan aktörlerinden biri oldu. Milli gelire oranla İtalya’yı geride bırakan Türkiye İspanya, İtalya ve Kanada gibi ülkeleri yakalamayı hedefliyor. Görece yüksek teknoloji merkezli dönüşümü içeren hedefler bir çok alt başlıkta özetlenebilir. Bunlar;
- Milli teknoloji hamlesi
- Yüksek teknoloji yatırım programı
- Türk Savunma Sanayi Modeli
- TOGG ve elektrikli araçlar
- Yüzsek hızlı trenler
- Yapay zekâ
- Kuantum teknolojileri
- Çip teknolojileri ve yarı iletkenler
- Uzay ekonomisi
- Sağlık ve Akıllı yaşam teknolojileri
- Tarım teknolojileri
- Teknoloji tabanlı girişimcilik
- AR-GE ve İnovasyon
- Milli Teknoloji Atölyeleri
- TEKNOFEST ve Teknoparklar
- Milli uydular ve siber güvenlik
- İş gücünün dijital dönüşümü
- Nükleer enerji altyapısı
- Bölgesel Kalkınma ve Yeni Sanayileşme
Sıralanan kritik alanlar arasında Milli Teknoloji Hamlesi en kritik girişim olarak değerlendirilebilir. Çünkü “Made in Turkey” markası artan ihracat ve üretim gücüyle dünya tarafından tanınan bir yapıya kavuştu. Fakat yüksek teknoloji ürün gruplarında Türk ürünleri yeterince yer kaplamıyor. Bu nedenle Milli Teknoloji Hamlesi mevcut durumu değiştirmeyi ve geliştirmeyi amaçlıyor. Bölgesel kalkınma hedeflerini de içeren teknoloji hamlesi yeni nesillerin daha fazla teknoloji odaklı eğitilmesini içeriyor.
Yaratılacak iş imkanları, kamu teşvikleri ve destekleri de bu hedefleri içerecek şekilde biçimlendiriliyor. Ek olarak yaratılan yeni nesil teknolojilerin alt sektörlere transferi de büyük önem taşıyor. Tıpkı Türk savunma sanayinde olduğu gibi alt yüklenici firmalar yeni nesil teknolojileri öğrenerek farklı ürünler geliştirebiliyorlar. Yeni teknoloji belgesinde savunma sanayindeki modelin bir fiil Türk sanayisinin genelinde uygulanması gündemde bulunuyor.
2030’daki hedeflere yakından bakıldığında günümüzde 400 milyar dolarlık üretim değerine sahip Türk sanayisinin 600 milyar dolara erişmesi tasarlanıyor. Toplam sanayi istihdamının 6,75 milyon olduğu göz önüne alındığında sektörün ciddi anlamda istihdam üretmesi ve yıllık 1,5 milyon mezun veren üniversitelerle yakından çalışması amaçlanıyor. Türk üniversitelerinin teknoloji odaklı dönüşümü de strateji belgesinin önemli noktalarından biri olarak okunabilir.
Dördüncü Sanayi Devrimi olarak isimlendirilen süreç içerisinde Türkiye’nin ortaya koyduğu hedeflerin yakalanabilir olması tartışma konusu olabilir. Fakat kamu kurumları arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi ve özel sektörün bu yönde teşvik edilecek olması Türk sanayisine ciddi yarar getirebilir. Sonuç olarak yeni bir sanayileşme hamlesinin gerçekleştiği ve ticari korumacılık önlemlerinin daha görünür olduğu bir süreçte 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi önemlidir. 2030’da Türk sanayisinin en büyük onuncu aktör olması için de gerekli şartları sağlamayı amaçlayan belge Türkiye’nin dış ticaret açığının da azalmasına ciddi düzeyde katkı sunabilir.
YORUMLAR