Nihat Genç Neden Öldü? Türkiye’nin en keskin kalemlerinden biri olan Nihat Genç, hayata gözlerini yumdu. Bu haber, sadece bir ölüm ilanı değil; aynı zamanda bağımsız düşüncenin, dik duruşun ve korkusuzca kaleme alınmış binlerce cümlenin vedasıdır. Peki, Nihat Genç neden öldü? Hangi hastalık onu bu sessizliğe mahkûm etti? Gazeteciliği, yazarlığı ve fikir dünyasıyla tanınan bu sıra dışı isim kimdi?
Sessiz Çığlık: Vefat Haberi Nasıl Duyuldu?
3 Temmuz 2025 sabahı Türkiye güne buruk başladı. Gazeteci-yazar Erdem Atay, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamayla acı haberi duyurdu. Cümleleri kısa ama etkiliydi:
“Hayatını vatana ve cumhuriyete vakfeden büyük savaşçı, gerçek aydın, yazar Nihat Genç hakkın rahmetine kavuştu. Türk milletinin başı sağ olsun. Son sözü, ‘Cumhuriyeti yaşatın’ oldu.”
Bu paylaşım, bir neslin hafızasında yer etmiş Nihat Genç’in ölümünü duyurduğu kadar; onun ideallerini de yeniden hatırlattı.
Ama herkesin aklında tek bir soru vardı: Nihat Genç neden öldü?
Nihat Genç Neden Öldü?
Ünlü gazeteci yazarın ölüm nedeni, uzun süredir mücadele ettiği bir hastalıktı. Akciğer kanseri, bu mücadelede karşısında en güçlü düşman oldu. Genç, geçtiğimiz aylarda bu hastalığa yakalanmış, tedavi süreci ise oldukça zorlu geçmişti.
3 Haziran 2025 tarihinde entübe edildi. O günden itibaren yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdi. Ancak bu savaş, ne yazık ki 3 Temmuz 2025’te sona erdi. 69 yaşında hayatını kaybeden Nihat Genç, son nefesini Ankara Gazi Hastanesi’nde verdi.
Cumhuriyeti Yaşatın: Bir Aydının Vasiyeti
Son sözleri, tıpkı yazıları gibi derindi: “Cumhuriyeti yaşatın.”
Bu ifade, sadece bir temenni değil; aynı zamanda bir vasiyet gibiydi. Genç’in hayatı boyunca verdiği mücadelelerin, yazdığı kitapların, yaptığı konuşmaların, hepsi bu cümlede özetleniyordu.
O, Türkiye’nin en tartışmalı ama en kararlı kalemlerinden biriydi. Kimi zaman övgüyle anıldı, kimi zaman sert eleştirilere maruz kaldı. Ama her zaman dik durdu. Eğilmedi, bükülmedi, susturulamadı. Ta ki hastalık onu susturana kadar…
Akciğer Kanseriyle Savaş: Hastalık Süreci
Nihat Genç’in hastalığı, kamuoyuna ilk kez 2025 yılının başlarında duyurulmuştu. İlk olarak halsizlik, öksürük ve nefes darlığı gibi belirtilerle hastaneye başvurdu. Yapılan tetkiklerin ardından doktorlar, akciğer kanseri teşhisi koydu.
Hemen tedavi sürecine başlandı. Kemoterapi, ilaçlar, radyoterapi derken aylar süren zorlu bir süreç başladı. Ama Genç, bu sürede dahi yazmaya, konuşmaya, düşünmeye devam etti. Tüm zorluklara rağmen düşüncelerinden ödün vermedi.
Ancak hastalık ilerledi. Durumu ağırlaştı ve 3 Haziran’da entübe edilerek yoğun bakıma alındı. Ve bir ay sonra… O keskin kalem sustu.
Nihat Genç Kimdir?
Nihat Genç, 1956 yılında Trabzon’un Faroz semtinde dünyaya geldi. Aslen Maçkalı olan Genç, çocukluğunu Karadeniz’in dalgaları ve sokaklarında geçirdi. Eğitim hayatına İskenderpaşa İlkokulu ile başladı. Daha sonra Trabzonspor Ticaret Lisesi’nden 1974 yılında mezun oldu.
Üniversite yaşamı ise karmaşık geçti. İstanbul ve Ankara’daki çeşitli akademilere kayıt oldu; ancak hiçbirini tamamlamadı. Gerçek tutkusu ne bankacılıktı, ne de sigortacılık. Onun tutkusu, kelimelerdi.
1983 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi Yüksekokulu’ndan mezun oldu. Ardından Sağlık Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı’nda toplam 9 yıl memurluk yaptı. Ama devlet memurluğu ona dar geldi. O, yazmak ve konuşmak istiyordu.
Kalemle Savaşan Adam
Gazeteciliğe genç yaşta başladı. İlk yazılarını yerel gazetelerde yayımladı. Fakat onu Türkiye’ye tanıtan şey, ulusal medyadaki cesur çıkışları oldu.
Sivri dili, dobra tavrı ve sansüre karşı direnciyle tanındı. Televizyon programlarında sıkça yer aldı. Eleştirileri cesurdu. Hiç kimseyi kayırmadı. İktidarı da eleştirdi, muhalefeti de. Çünkü onun sadakati şahıslara değil, hakikateydi.
Birçok kişi onu agresif buldu. Ama sevenleri için o, “gerçek bir halk aydını”ydı. Bağımsız, özgür ve korkusuz…
Veryansın TV: Alternatif Medyanın Sesi
Ana akım medyanın filtrelerinden geçen haberlerden sıkılan Genç, kendi medyasını kurdu: Veryansın TV.
Bu platform, onun fikirlerini doğrudan halkla buluşturduğu dijital bir kale oldu.
Sansürsüz, filtresiz ve doğrudan…
Veryansın TV’de hem yazdı, hem konuştu. Gençlerin zihnine dokundu, tartışmaların merkezinde kaldı. Türkiye’nin en çok takip edilen dijital gazetecilik örneklerinden biri haline geldi.
Kitaplar ve Kalıcı Miras
Nihat Genç sadece gazeteci değil; aynı zamanda üretken bir yazardı. Kaleme aldığı kitaplar, Türkiye’nin yakın tarihine ve sosyolojisine ışık tuttu.
Bazı önemli kitapları:
Direniş Günleri
İsyan Günlerinde Aşk
Karanlığa Ok Atanlar
Bir Millet Uyanıyor
Ve… Diğerleri
Kitaplarında sert gerçeklere dokundu. Okuyucunun zihnine tokat gibi çarpan cümleler kurdu. Romandan denemeye, söyleşiden makaleye uzanan bir yelpazede eserler bıraktı.
Sosyal Medyada Yas: Türkiye Nihat Genç’i Uğurluyor
Vefat haberi sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Binlerce kişi üzüntüsünü paylaştı.
Hashtag’ler arasında #NihatGenç, #CumhuriyetiYaşatın ve #BirAydınGitti zirveye oturdu.
Genç’in sevenleri ve düşünce dostları Ankara’da yapılacak cenaze törenine akın etmeye başladı.
Son yolculuğuna da yalnız çıkmayacağı çok açık…
Aydınlar Kolay Yetişmiyor
Türkiye, kolay kolay aydın yetiştiren bir ülke değil. Hele ki korkusuz, dik duruşlu, lafını esirgemeyen aydınlara hasret kalınmış bir çağda, Nihat Genç gibi bir ismin kaybı, sadece ailesinin ya da dostlarının değil, toplumun kaybıdır.
Onu sevin ya da eleştirin… Bir gerçek var: Nihat Genç konuştuğunda herkes susar, çünkü o düşündürürdü.
Bu cümle sadece bir vasiyet değil; aynı zamanda bir çağrıdır.
Onun mücadelesi, cümleleriyle devam edecek.
Kitaplarında, konuşmalarında, yazılarında…
Nihat Genç neden öldü sorusunun cevabı tıbbi olabilir. Ama onun asıl ölümü, fikirleri unutulursa gerçekleşir.