Büşra AS – 19 Mayıs 2025
Bir kutunun içine sıkıştırıldığınızı düşünün. Hareket edemiyorsunuz, konuşamıyorsunuz, anlaşılmıyorsunuz. Nefes almak çok zor sadece yaşamaya çalışıyorsunuz. Sıkışıp kalmayı hayal etmek bile çok zor öyle değil mi?
Bazılarımız aynı bu hayaldeki gibi evliliklerinde kendilerini sıkışmış kalmış gibi hissedebiliyorlar.
İnsan kendini ne zaman sıkışmış hisseder?
- Baskı altında kaldığında
- Kendini ifade edemediğinde
- Anlaşılmadığında
- Kısıtlandığında
- Şiddete Maruz Kaldığında
Geçmiş yazılarımızda yer vermiştik; evlilikte en önemli şeylerin başında iletişim geliyor. İletişim, eşlerin birbirine olan üslubu ve davranışlarıyla sağlıklı veya sağlıksız bir hale geliyor. İletişim konusunda hatalar yapılıyor ama en tehlikeli olan kişinin bu hataların farkında olmaması hatta davranışlarını bir hata olarak bile görmemesi. Eşler birbirlerine karşı yaptıkları hataları kabul edip bunları onarmaya çalışmalı.
Eşlerin kendilerini evlilik içerisinde sıkışmış hissetmelerinin nedenlerinden biri günümüzde çok yaygınlaşan mobbing (bezdiri) durumudur. Her birimiz gerek iş gerek evlilik hayatında mobbinge maruz kalıyoruz. Kaldı ki birçoğumuz mobbinge uğradığımızın farkında bile değil. İş yerinde uğranan mobbing bile yeni yeni konuşulmaya başlanmışken evlilikte yaşanan mobbing henüz farkındalığı oluşmuş bir konu bile değil.
Peki evlilikte mobbinge uğradığımızı nasıl anlarız?
Aslında şiddet içeren her davranış mobbinge örnek olarak verilebilir fakat bazen mobbing kendini şirin bir hale bürünerek hissettirebilir. Mobbinge maruz kalan eş kıskanıldığını, sadece trip atıldığını, eşi tarafından paylaşılamadığını zannedebilir bu yüzden yaşadığı durumu fark etmesi zaman alabilir. Üzerinizde hissettiğiniz baskı, korku, kısıtlama, manipülasyon gibi durumlar mobbinge uğradığınızı gösterir. Eşinizin sosyal hayatınızı kısıtlaması, sosyal medya hesaplarınızı yönetmesi, aile ilişkileriniz konusunda kısıtlama getirmesi yaygın olarak görülebilen mobbinge örnektir.
SOSYAL HAYATIN KISITLANMASI
Evlilikte eşler sosyal hayat kısıtlamasına gidebiliyorlar. Birbirlerinin görüşecekleri arkadaşlarına, girecekleri ortamlara, yapacakları programlara karışabiliyorlar. Evlendiğinden beri sosyal hayatının bittiğinden yakınan insanlar var. Arkadaşlıkları biten, kimse ile görüşemeyen hatta eşinden ayrı dışarı bile çıkamayan kişilerle karşılaşabiliyoruz. Bu durumun bir fazlası da kısıtlanmaya yansıtma ile cevap veren eşler.
Örneğin, kişi eşi tarafından bir davete katılma konusunda kısıtlanıyorsa eşini de kısıtlamak istiyor. “Ben davete katılmadığım için sende başka bir programa katılmayacaksın” gibi. Bu aslında yapılan kısıtlamaya karşı bir savunma mekanizması ama çözüm gibi görünsede ilişkiyi yıpratmaktan başka bir işe yaramıyor. Başka bir örnekte eşlerin birbirlerine şart koşması; “İstediğimi yaparsan, arkadaşınla plan yapabilirsin.”
Burada da kişi yine isteneni yerine getirerek bir çözüm üretmeye çalışıyor ama bu bir çözüm değil çünkü alışkanlığa dönüştüğünde ilişkide şarta bağlı bir tarz ortaya çıkıyor. Sunulan şartlar ve yansıtmalar sağlıklı bir ilişki yerine ilişkiyi zamanla karşılıklı hesaplaşmalara ve rekabete dönüştürüyor. Oysaki evlilikte hedefimiz eşimizi rakip olarak değil, aynı takımın oyuncusu olarak görmek olmalıdır. Çiftler birbirlerine destek vermeli ve birbirlerinin alanına saygı duymalıdır.
DİJİTAL ORTAMA MÜDAHALE
Günümüzde sosyal medya ya da internet bankacılığı gibi yaygın uygulamaları kullanmayan kaldı mı? Hemen hepimiz arkadaşlarımızla sosyal medya üzerinden sosyalleşiyoruz. Bunun yanı sıra mobil bankacılık, e-devlet uygulamaları gibi pratik yollardan gerek resmi gerek özel işlerimizi hallediyoruz. Bu alanlar hem işlerimizi kolaylaştırıyor hem de eğlence alanında da hizmet sunuyor. Bazı evliliklerde ise dijital ortam tam bir kabusa dönüşebiliyor.
Eşler birbirlerinin hesap şifrelerini zorla alabiliyor. İzinsiz özel mesajları okumak, banka hesabını yönetmek, bu mecralardan eşinin harcamalarına ve sosyal hayatına müdahale etmek gibi yöntemlere başvurabiliyorlar. Bu durum eşler arasında güven duygusunun gelişmemesine ve zedelenmesine neden oluyor. Bu duruma maruz kalan bireyler dijital ortamdan uzaklaşmak, kendini kısıtlamak gibi yollara başvurabiliyorlar.
AİLE İLİŞKİLERİNE MÜDAHALE
Eşlerin birbirlerine yaptıkları müdahaleler yalnızca sosyal ve dijital ortamla sınırlı değil elbette. Bazı evliliklerde kısıtlamalardan kök ailelerde nasibini alıyor. Kök aile kavramını kısaca kişinin öz anne babası ve kardeşleri olarak tanımlayabiliriz. Eşler karşılıklı kısıtlamanın bir parçası olarak aile bireylerinden birbirlerini uzaklaştırmak gibi davranışlarda da bulunabiliyor.
Eşinin ailesiyle sorun yaşayan ve onlarla görüşmek istemeyen kişiler eşlerine de aileleri ile görüşmeleri konusunda kısıtlama getirebiliyorlar. Kısıtlamaya uymayan eşler ise yine mobbinge maruz kalabiliyorlar. Eşi ailesiyle görüştüğü için küsmek, yargılamak aşağılamak gibi davranışlar ortaya koyabiliyorlar. Eşlerin bencilce yaptıkları bu davranış büyük aile birliğine ciddi şekilde zarar verebiliyor.
MOBBİNGE NEDEN MARUZ KALIRIZ?
Genellikle mobbing karşı tarafa istediğini yaptırmak, onun üzerinde hakimiyet kurmak için sergilenen bir davranıştır. Eşler bazı durumlarda evlilik içerisinde kendi istediklerinin gerçekleşmesini ve kontrolün kendi ellerinde olmasını isteyebilirler. Bazen de mobbing kendini kişilik bozuklukları ve davranış bozuklukları gibi psikopatolojik durumlarla da gösterebilir.
Psikopatolojik durumlar için bireyler psikoterapi ve psikiyatrist desteği gibi yollara başvurmalıdırlar. Bunların yanı sıra mobbing, yanlış toplumsal olgulardan kaynaklı da ortaya çıkabilir. Mesela “Kadınlara çok yüz verme”, “İpleri elinden bırakma”, “Evin reisi ol”, “Erkek milleti serbest bırakılmaz” gibi sonradan öğrenilmiş ve gerçeği yansıtmayan yargılardan dolayı da mobbing ortaya çıkabilir. Çevreden aldığımız duyumlarla ve görerek öğrendiğimiz taklit davranışlarıyla evlilikte mobbing uygulayabiliriz.
Eğer mobbing uyguluyorsak çocukluk çağında anne babamızdan gördüğümüz ilişki biçimi de büyük bir anlam kazanır. Bazen anne babamızın yanlış davranışlarını da evlilikte taklit edebiliriz yani annemiz ya da babamız evlilik hayatında mobbing uygulamışsa, bizler de bu davranışı sorgulamadan doğru olarak kabul ettiğimiz için eşimize mobbing uygulayabiliriz. Evlilikteki mobbingin en kötü taraflarından bir tanesi kişinin mobbing uyguladığının farkında olmasıdır.
Kişi mobbing uyguladığını bilir fakat bu davranışları göstermeye devam eder. Amacı kendini çevreye ispat etmek olabilir. Çevreye karşı baskı altında hissetmek ve “Elalem ne der” gibi düşüncelere kapılmak kişinin yanlış davranışını sürdürmesine sebep olabilir. Bazen durum bu kadar toz pembe de olmayabilir. Kişi gücünü onarmak, gücünü ispat etmek, ilişkide üstün olmak amacıyla da eşine mobbing uygulamayı tercih edebilir.
NASIL AŞARIZ?
Mobbing şiddet içeren yanlış bir davranış tutumudur. Bütün yanlış davranış tutumlarını aşmanın yolu bu davranışları kabul etmemektir. Yani eşinizden herhangi bir şekilde mobbing davranışları görüyorsanız bunların yanlış olduğunu eşinize anlatmak ve bu davranışları kabul etmemek bu duruma karşı yapabileceğiniz en önemli şeylerin başında gelecektir.
Kişi bazen öğrenilmiş çaresizlik durumuyla yaklaşım gösterebilir. Yani “Karşı çıksam da yine yapacak” Karşı çıkmam bir işe yaramayacak” “Huzurumuz bozulmasın bu davranışları kabul edeyim” şeklinde düşünmek uğradığınız mobbingi daha da şiddetlendirecektir. Fakat kabul etmemek, bu durumun yanlışlığını savunmak eşinizin bir şeyleri fark etmesi için ona şans tanıyacaktır. Eşiniz bu davranışları size bilerek uyguluyorsa, yaptığı yanlış tutumun farkındaysa sizin bu duruma direnç göstermeniz, zamanla onun bu davranışların işe yaramadığı için terk etmesini sağlayabilir.
Bunun yanı sıra çok ileri düzey kısıtlamalarda çiftler kesinlikle profesyonel destek almalıdır. Aksi halde evlilik birliği sarsılarak çiftler arasında uyumsuzluk, evlilikten doyum almama gibi durumlar ortaya çıkabilir. Son olarak bu durumu yaşıyorsanız ve birçok yönteme başvurmanıza rağmen aşamıyorsanız çevrenizden yardım istemekte seçenekler arasında olmalıdır. Eşinizin ailesi ve yakın çevrenizin desteği bu konuyu aşmak için büyük ölçüde önemlidir.
YORUMLAR