Prof. Dr. Faruk TAŞÇI – 28 Temmuz 2025
Yaşlılık konusu sadece Türkiye için değil dünya için ciddi bir mesele; özellikle Türkiye’nin de mensubu olduğu İslam dünyası yaşlı nüfus gerçeği ile karşı karşıya.
Yakın zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bu gerçeğin farkında olarak “İİT Yaşlılara İlişkin Stratejisi” (OIC Strategy on the Elderly) başlıklı bir belgeyi kamuoyu ile paylaştı. Bu strateji belgesi, İİT üyesi ülkelerde yaşlanan nüfusun mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamak için politika önerileri sunuyor.
Genel olarak bu strateji, üye ülkeler arasında, önümüzdeki yıllarda kritik hale gelecek olan ortak yaşlanma sorunlarının ve zorluklarının ele alınmasında işbirliğini teşvik etmeyi amaçlıyor. Zira;
i) İİT ülkelerinin önemli bir kısmında yaşlanmanın neden olacağı çok sayıda ve karmaşık zorlukların ele alınması için bir stratejiye ihtiyaç var.
ii) Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi İİT ülkelerinde de yaşlı nüfus oranı hızla artıyor.
iii) 2030 yılında İİT ülkelerinde yaşlı nüfusun toplam içindeki payının % 9,6’ya, 2050’de ise genç nüfusu geçeceği öngörülüyor.
iv) Aile içi destek sistemlerinin zayıflaması, göç, savaşlar ve doğal afetler gibi sosyoekonomik değişkenler yaşlılara yönelik yeni sosyal politikalar gerektiriyor.
İİT ülkelerinde yaşlıların nüfus içindeki oranı artmakla birlikte, karşılaştıkları sorunlar da çok boyutlu hal alıyor. İİT Belgesi bu durumu üç boyuta indirmiş durumda: i) Sosyal ve ekonomik zorluklar, ii) sağlık ve iyi oluş ve iii) kültür.
Sosyal ve ekonomik zorluklar bahsinde, üç temel zorluk göze çarpıyor.
Birincisinde, yaşlıların çoğunun emeklilik sonrası yeterli gelire sahip olmaması sorunu dikkat çekiyor. Bu nedenle, yaşlıların çoğu emeklilik sonrası yoksulluk riskiyle karşı karşıya kalıyor. Örneğin, Sahra Altı Afrika ve Güney Asya ülkelerinde yaşlıların büyük bölümü gelir güvencesinden yoksun. Ayrıca, kadın yaşlılar genellikle daha fazla ekonomik kırılganlık yaşamakta (düşük yaşam süresi kazancı, sosyal güvencesizlik). Türkiye’de ise bu durumu önlemek için 65 yaş ve üstü yaşlılara sosyal yardımlar mevcut.
İkincisinde, yaşlıların eğitim seviyelerinin düşük olmasından dolayı iş gücüne katılımlarının az olması söz konusu. Özellikle kırsal bölgelerde ve düşük gelirli ülkelerde yaşlılar resmî sosyal güvenlik sistemlerine erişememekte. İİT ülkelerinde 65 yaş üstü kişilerin % 47’si sosyal güvenlik sistemine dahil değil. Örneğin, Pakistan’da emeklilik kapsamı % 7 gibi düşük bir oranda; özellikle kırsal yaşlılar destekten yoksun.
Üçüncüsünde, yaş ayrımcılığının ve sosyal dışlanmanın yaygın olması ön planda. Bu nedenle yaşlıların yalnızlaşması zaman içinde daha büyük bir sorun hale gelecek gibi durmakta.
Sağlık ve iyi oluş bahsinde, İİT ülkelerinde genel manada yaşlılara yönelik sağlık sistemlerinin yeterli olmadığı, uzun dönemli bakım ve psikolojik desteklerde eksiklikler olduğu ve ayrıca evde bakım ile resmi sağlık sistemi arasında kopuklukların varlığı not ediliyor.
Başka bir ifadeyle, yaşlıların kronik hastalıklara yatkınlığı artarken, uzun süreli bakım sistemleri çoğu ülkede yetersiz görünüyor. Ayrıca, birçok İİT ülkesinde yaşlılar için psikososyal destek hizmetleri, geriatri uzmanları ve evde bakım sistemleri eksik. Örneğin, İİT ülkelerindeki yaşlıların sadece % 12’si düzenli sağlık kontrollerine erişebiliyor.
Bununla birlikte örneğin Endonezya’da Ulusal Sağlık Sigortası (JKN) yaşlılara ücretsiz bakım sunmakta, Suudi Arabistan’da yaşlılara yönelik hastanelerde özel klinikler yaygınlaştırılmış durumda ve Türkiye’de aile hekimi sistemi ve evde sağlık hizmetleri uygulaması ile yaşlılara çok yönlü destekler verilmekte.
Kültürel faktörler bahsinde; yaşlılar için önemli olan geleneksel bakım (aile, komşuluk) erozyona uğramış görünüyor, yaşlılıkla ilgili olumsuz stereotipler yaygınlaşmış durumda ve kuşaklar arası kopukluk artıyor.
Başka bir ifadeyle, modernleşme ve şehirleşme ile geleneksel aile yapısı zayıflamakta, yaşlılar yalnızlaşmakta. Bunun da uzantısı olarak, yaşlıların “yük” olarak görülme eğilimi artmakta. Öyle ki Nijerya ve Uganda örneğinde olduğu gibi, yaşlı kadınlar zaman zaman “cadı” yaftasıyla damgalanmakta, şiddet görebilmekte.
Bununla birlikte, Fas ve Cezayir gibi bazı ülkelerde geleneksel aile yapısı hâlen güçlü olduğu için yaşlılara bakım genellikle çocuklar tarafından sağlanmaya devam ediyor. Türkiye’de ise şehirleşme ve çekirdek aile yapısı nedeniyle yaşlılar yalnız yaşamaya daha çok meyletmiş durumdalar; huzurevi talebi artmakta.
Tüm bu sorunlarla mücadele etmek için İİT Yaşlılara İlişkin Stratejisi dört ana işbirliği alanı öneriyor: i) İş gücü ve ekonomik entegrasyon, ii) sağlık ve refah, iii) destekleyici ortam ve iv) kültür.
İş gücü ve ekonomik entegrasyon alanında yaşlıların iş gücüne gönüllü katılımının teşvik edilmesi ve yaş ayrımcılığının önlenmesi hedefi ile öneriler şöyle:
- Alternatif çalışma sistemleri (esnek, yarı zamanlı) geliştirmek ve uygulamak
- Yaşlıların ekonomik entegrasyonunu teşvik etmek
- İşgücü piyasasının ihtiyaçlarına göre yaşlıların beceri gelişimini artırmak
- Önemli paydaşlar arasında etkili koordinasyonu teşvik etmek ve İİT içi işbirliğini geliştirmek
- Sosyal güvenlik hizmetlerinin kapsamını ve sunumunu iyileştirmek
- İşyerinde yaşlı ayrımcılığıyla mücadele etmek
Bu çerçevede; örneğin Katar’ın kamu sektöründeki deneyimli yaşlıları “mentorluk” rollerinde tutarak değerlendirdiği ve Türkiye’nin yaşlıları İŞKUR destekli meslek eğitimlerine katılımı teşvik ettiği not edilmeli.
Sağlık ve refah alanında yaşlıların fiziksel ve ruhsal sağlıklarının korunması için bütüncül bir sistem hedefi ile öneriler şöyle:
- Hastalıkların önlenmesini iyileştirmek
- Rehabilitasyon ve uzun süreli bakım hizmetlerine yatırım yapmak
- Sosyal güvenlik sistemleri dahil olmak üzere kamu mekanizmalarını iyileştirmek
- Sağlık hizmetlerine erişimi (özellikle kırsalda) sağlamak
- Sektörler arası ve İİT içi işbirliğini teşvik etmek
- Zekât, sadaka, vakıf gibi İslamî kaynakların sosyal korumada kullanılmasını sağlamak.
Destekleyici ortam alanında yaşlıların yaşanabilir, erişilebilir ve bütünleştirici çevrelerde varlık göstermesi hedefi ile öneriler şöyle:
- Yaşlılar için elverişli bir ortam (yaşlı dostu şehirler gibi) sağlamak üzere politikalar geliştirmek
- Yaşlıların yaşamın tüm alanlarında hareket kabiliyetini artırmak
- Yaşlıların refahını artırmak ve topluma katkılarını kolaylaştırmak için yaşlıların gönüllü çalışmalarını teşvik etmek
- Yaşlıların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak ve İİT üye devletlerini gelecekteki demografik değişikliklere hazırlamak için yaşlanmaya bilimsel temelli (gerontoloji ve geriatri) yaklaşımları geliştirmek.
Burada Türkiye’de “yaşlı dostu şehirler” projesi kapsamında belediyelere destek sağlanmakta olduğu not edilmeli.
Kültür alanında yaşlılara yönelik olumsuz algıların kırılması ve kuşaklar arası dayanışmanın güçlendirilmesi hedefi ile öneriler şöyle:
- Toplum genelinde yaşlılara karşı ayrımcılığa karşı mücadele etmek ve yaşlanma ve yaşlılara ilişkin olumlu imajları teşvik etmek
- Nesiller arası eşitlik ve karşılıklılık yoluyla dayanışmayı güçlendirmek
- Yaşlılara yönelik şiddet, istismar ve ihmalin ortadan kaldırılması
- Bakım veren aileleri ve kurumları desteklemek ve güçlendirmek
Bu nedenle, eğitim müfredatlarında yaşlı hakları bilincini, medyada olumlu yaşlı temsilini artırmak ve aile temelli bakım sistemlerini teşvik etmek önemli. Örneğin Malezya’da medyada yaşlılık onuru kampanyaları yürütülüyor.
Özetle; İİT Yaşlılara İlişkin Stratejisi geleceğe yönelik adımlar kapsamında, yaşlıların bilgi, tecrübe ve birikimlerinden faydalanılması gerektiğine, ulusal ve İİT düzeyinde stratejik eşgüdüm mekanizmalarının kurulmasının elzem olduğuna, eğitim, sağlık, bakım, barınma gibi alanlarda veri temelli ve kültürel temelli politikalar geliştirilmesinin kaçınılmaz olduğuna ve İİT üye devletleri arasında bilgi ve deneyim paylaşımı, kapasite geliştirme ve izleme sistemleri kurulmasını önemine vurgu yapıyor.
Böyle bir zeminde; Türkiye, sağlık sistemine entegrasyon potansiyeli yüksek olması (aile hekimliği, evde sağlık) ile belediye temelli sosyal hizmetler gibi güçlü yönleri nedeniyle avantajlı durumda olan ülkelerden olsa da kuşaklar arası kopukluk ve yalnızlaşmanın artmaya devam etmesi yanında sağlık ve sosyal bakım personelinde geriatri eğitimi eksikliğinin dezavantajları da bulunuyor.
YORUMLAR