Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

İsrail Vahşetinin Kilidi ABD, Anahtarı Arap Ülkeleri – Prof. Dr. Celalettin Yavuz

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 04 Eylül 2025

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 04 Eylül 2025

 

İsrail vahşeti dünyayı hiçe sayarak dolu dizgin devam ediyor. İsrail’in dizginleyebilecek tek ülke var, o da ABD. Ancak İsrail’in Gazze Şeridi’ne, hatta Lübnan’a saldırdığı dönemde İsrail’e silah ve mühimmat desteği veren Avrupalı ülkeler bile “Yeter artık!” demeye başlamışken, ABD olabildiğince İsrail’e siyasi ve maddi destek vermeyi sürdürüyor.

Ya petrol zengini Arap ülkeleri ne yapıyorlar? Bu ülkeler isteseler İsrail’in frenlenmesi için ABD’yi etkileyebilirler mi? Bunun mümkün olabileceğini düşünerek bu konu ele alındı.

İsrail’in Soykırım Derecesindeki Girişimlerine Karşı TBMM’den Farklı Çıkışlar

TBMM 30 Ağustos 2025 günü İsrail’in Gazze’de Filistinlilere karşı soykırım derecesindeki saldırıları, zulüm ile kıtlık politikaları ile bölgedeki güncel durumu görüşmek üzere Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında olağanüstü toplantı yaptı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den gelen bu talep MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin “Bu konuda TBMM’nin ekstradan toplanmasına gerek olmadığı” şeklinde cevaplanmışsa da gerçekleşti.

Genel Kurul Salonu’ndaki milletvekilleri üzerinde Filistin direnişini sembolize eden, Türk ve Filistin bayraklı kefiye atkıların kullanıldığı oturuma CHP Genel Başkanı Özel, MHP Genel Başkanı Bahçeli, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da katılırken, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu locadan izlemekle yetindi.

Hemen tüm konuşmacıların dikkatlere sunduğu husus İsrail’in çocuk, yaşlı ve hasta dinlemeksizin Filistinlilere uyguladığı soykırım derecesindeki devlet terörünün vahşeti idi. Çocuklar başta olmak üzere Filistinlileri açlığa mahkum ederek tüm dünyanın gözleri önünde soykırım suçu işlemekte olduğu hemen her konuşmacı tarafından dillendirilirken, iki farklı görüş ve öneri DEM Parti ile Yeniden Refah Partisi (YRP) tarafından getirildi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit iktidarı Filistin konusunda eleştirirken 11   öneri sıraladı. Bunlardan 10’u genel ve Türkiye’nin tek başına inisiyatifi ile gerçekleşemeyecek öneriler iken, “Ankara, enerjisini bu sorunun çözümüne yönlendirmeli; İsrail Devleti’nin her türlü askeri saldırganlığını besleyecek askeri ve ticari faaliyetleri derhal sonlandırmalıdır!” şeklindeki ifadesi dikkatlere takıldı. Bu öneriye göre Türkiye zımnen de olsa “zor kullanarak” İsrail’in askeri ve ticari faaliyetlerinin durdurmalıydı. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan da iktidarı eleştirirken, bu süreçte edebiyat yerine cesarete ihtiyaç duyulacağından hareketle ABD’ye ait İncirlik Üssü ile Malatya’daki Kürecik Radar Üssü’nün kapatılması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye’nin Filistin Konusundaki Çabaları

Tarihindeki en ırkçı hükümete sahip İsrail’in saldırıları ve Filistinliler konusundaki çabaları üzerindeki konuşmasına, “iki yıldır Gazze’de soykırım suçu işleyerek dünyanın gözü önünde temel insani değerleri hiçe saymaktadır!” şeklinde başlayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin’e ilaveten çevre ülkelerde de istikrara büyük tehdit oluşturan İsrail’in frenlenmesi konusunda yapılanları açıkladı. Bunlardan dikkat çekenler satır başlarıyla şöyledir:

  • Türkiye,’nin Filistinlilerin Gazze’den başka yere sürülmesine (tehcir) karşı olduğu tüm platformlarda dile getirildi.
  • İsrail’in yıllardır Gazze, Lübnan, Suriye ve İran’a karşı uluslararası hukuku hiçe sayarak hatta bu düzene meydan okuyarak yaptığı saldırıların tamamen bir devlet terörü olduğundan hareketle, Suriye’nin toprak bütünlüğüne halel getirecek girişimlerine Türkiye olarak asla izin verilmeyeceği ilan edilmiştir.
  • Bu hukuk tanımaz hareketleri üzerine İsrail’le ticaretini tamamen kesen ilk ve tek ülke olan Türkiye, Türk gemilerinin İsrail limanına gitmesini engellemiştir.
  • İsrail’e silah ve mühimmat taşıyan konteyner gemilerinin Türk limanlarına, uçaklarının Türk hava sahasına girişlerine izin verilmemektedir.
  • 30 Ağustos 2025 tarihi itibariyle savaşın başladığı andan itibaren Gazze’ye 100 bin tonun üzerinde yardım malzemesi ve nakdi yardımlarıyla Türkiye, Filistinlilere en fazla yardım eden ülkeler arasındadır.
  • BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) desteğiyle Gazze’nin bir yıllık ihtiyacını karşılayacak boyutta un yardımında bulundu. Kızılay tarafından kurulan aş evleri her gün on binlerce kişiye sıcak yemek sağlamakta, AFAD’ın ve Kızılay’ın işbirliğiyle milyonlarca litre içme suyu halka ulaştırılmakta, Yardımların dağıtım ve ulaştırılmasında AFAD ve Kızılay aktif olarak kullanılmaktadır. Bu sayede yüzlerce Filistinli hasta ve refakatçi ülkemize tahliye edilmektedir.
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2024 BM Genel Kurul konuşması dahil olmak üzere, Türkiye Filistin konusunda bölgesel ve küresel ölçekte diplomasi yürütmektedir. Bu bağlamda BM, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi gibi uluslararası kuruluşlarla işbirliği çalışmaları yanında “İki devletli çözüm çalışma grubu”nda İrlanda ile birlikte eş başkandır.
  • Türkiye, 18 Nisan 2025’te İstanbul’da Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu toplantısı düzenlenmiştir.
  • Bu çalışmaların devamında İsrail’e silah ve mühimmat tedarikinin durdurulması için 52 ülkenin katılımıyla BM nezdinde uluslararası girişimde Türkiye’nin de imzası
  • Gazze’deki soykırım derecesindeki İsrail zulmüne karşı Türkiye’nin kararlı duruşu ve çabaları üzerine daha önce İsrail’e destek veren ülkelerin iki devletli çözüm fikrini benimsemeye başlamışlardır. Bu bağlamda İngiltere, Fransa, Kanada, Malta, Yeni Zelanda, Portekiz ve Avustralya dahil bir çok ülke Eylül 2025’ten itibaren Filistin’i niyetlerini duyurmuşlar, böylece Filistin meselesinde uluslararası diplomasi açısından tarihi bir kırılma yaşanmaya başlanmıştır.
  • Türkiye’nin diplomasi atağının da desteğiyle İsrail’in yıllardır mazlum rolü altında “zihinlerde inşa ettiği sahte meşruiyet zemini” çökmüş, yaşattığı vahşetin maskesi düşmüş, ilk kez gerçek bir vicdan muhasebesine mecbur kalan Batı ülkeleri dahil 150’ye yakın ülke Filistin’i tanımış durumdadır.
  • Türkiye, 8 Ağustos 2024’te Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olan 13 ülkeden biridir.
  • Filistin mültecilerine kritik yardımlar sağlayan UNRWA’nın Ankara’da ofis açmasına izin verilmiştir.

Petrol Zengini Arap Ülkeleri ile ABD’nin Vıcık Vıcık Hale Gelen “Dolar” İlişkileri İsrail’e en önemli askeri, siyasi ve ekonomik desteği veren ABD’nin Başkanı Trump Mayıs 2025 ayı ortalarında ilk yurtdışı gezisini Suudi Arabistan’dan başlayarak Ortadoğu’daki petrol zengini ülkelere yaptı.

Bu ülkelerden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Salman ABD’de 1 trilyon dolarlık yatırım yapma vaadinde bulunurken, Katar 1.2 trilyon, Birleşik Arap Emirlikleri (BEA) ise 1.4 trilyon dolarlık yatırım sözü verdi. Umman Sultanı ise genç kadınlarının ve kızlarının uzun saçlarıyla yaptığı geleneksel ancak kadını küçük düşüren bir dansla Trump’ı karşıladı. Tabii silah ticareti de cabası…

Aslında bu ülkeler kendileri gibi bölgenin kadim Arap halkı olan Filistinlileri İsrail zulmünden kurtarmak için yaptırım silahıyla ABD’yi caydırabilecek iken, tam aksine küresel çapta en büyük desteği verdiler. Oysa ABD, bu petrol zengini ülkelerin ABD’ye yatırım yapmak yerine, ABD’deki yatırımlarını geri çekme ve Amerikan silahlarını boykot çağrısı yapsalar İsrail’in ABD tarafından dizginlenmesi konusunda çok daha etkin olabilirlerdi.

Ancak Trump’la karşılaşmayı olağanüstü prestijli bir olay gibi değerlendirerek, ağızları kulaklarında onun isteklerinin çok ötesinde ihsanda bulundular. Nerede Arap Birliği, nerede İslam dayanışması?

Aradan bir süre geçtikten sonra İsrail-HAMAS arasındaki ateşkes için “uğraşıyormuş” gibi görünen Katar’ın Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, Hamas’ın kabul ettiği ateşkes önerisinin İsrail’in daha önce onayladığı esaslarla uyuşmasına rağmen gelinen günde İsrail’in anlaşmaya yanaşmadığını şikayet ediyor.

Ensari, “Gazze’de ateşkesin sağlanması için çabalarımız aralıksız sürüyor. Hedefimiz, mümkün olan en kısa sürede anlaşmayı duyurmak!” diye dursun, ABD’nin sınırsız desteği varken Körfez Ülkelerinin Trump’lı ABD’ye olağanüstü cömert yaklaşımı varken İsrail ateşkesi dinler mi?

İşte Arap ülkelerinin durumu bu! Yeter ki şeyhliklerine, krallıklarına, petrol kaynaklı zenginliklerine dokunulmasın…

Sonuç

TBMM’de Filistin özel oturumun İsrail veya İsrail’i frenleyebilecek ülkeler üzerinde etki bırakması beklenemez. Ancak, Suriye’de İsrail’in desteklediği PYD/YPG ile çok yakın organik bağları bulunan DEM Parti’nin bile İsrail vahşetini ağır şekilde eleştirmesi dikkat çekicidir.

Öte yandan DEM’in “İsrail’in askeri ve siyasi saldırganlığının durdurulması” için iktidara önerisi ise Türkiye’nin tek başına yapması halinde başına ciddi çoraplar örebilecek gelişmelerdir.

YRP’nin, ABD’ye İncirlik ve Kürecik askeri üs/radarının kapatılması önerisi uygulanabilirse de, etkinliği çok azdır. Zaten bir süreden beri ABD’nin İncirlik üssünü kullanmadığı da bilinmektedir. Zaten bir süredir bölgede (Suriye, Irak, Kıbrıs ve Ürdün) ABD’nin kullanabileceği alternatif üsler de tesis edilmiştir.

ABD’nin İsrail’i dizginlemesi konusunda en ciddi yaptırımı uygulayabilecek olan ülkeler petrol zengini Körfez Ülkeleridir. Ancak onların da ABD Başkanına yağdanlık ve yaranmak gibi “özel” tavırları vardır. Bu şeyhlik ve krallıklar “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!” diye düşünürken, henüz küçük olan İsrail yılanının başının ezilmesi gerektiği konusundan habersiz gibidirler. ABD’yi yaptırım yoluyla hizaya getirmektense, suyuna gitmeyi tercih etmektedirler…

Hadi ABD’ye dokunamayan ve oldukça yoksul Yemenli Husiler kadar dahi olamayan bu ülkeler en en azından Türkiye gibi İsrail’le ticareti kesebilir, İsrail’e silah ve mühimmat taşıyan gemileri limanlarına, uçakları da hava sahalarına sokmayabilirler.

Daha önce İsrail’e silah ve mühimmat desteği veren İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya gibi Batılı ülkeler de en azından bundan böyle bu destekleri keserek iki devletli çözümü kabul edip Filistin’i tanıyabilirler. Ama vicdan freni patlayan bu ülkelerin yöneticileri bunları nasıl yapabilecekler?