Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 10 Eylül 2025
İsrail 9 Eylül 2025 günü gene tüm dünyaya aldırış etmeksizin Katar’da belirlediği HAMAS heyetine hava harekatı düzenledi. Olay üzerine BM ve bölge ülkeleri İsrail’i “en şiddetli şekilde” kınadıklarını ilan ettiler. Ne anlama geliyorsa!
İşin ilginç yanı HAMAS heyeti Türkiye’den Katar’a hareket etmiş. Ya Türkiye’de iken bu saldırıyı düzenlemiş olsaydı!
Gazze Şeridi’yle sınırlı kalmayan saldırılarına Lübnan, ardından Suriye ve İran’ı da katan İsrail, bu kez Körfez’in zengin ülkelerinden, hatta HAMAS’la İsrail arasında aracılık yapan Katar’a kadar uzatınca Katar-ABD ve Körfez Ülkeleri-ABD ilişkileri ele alındı.
Trump’ın İlk Yurtdışı Gezisini Yaptığı Ortadoğu’da İsrail’in Hukuk Tanımazlığı
4 Eylül 2025 günü World of Türkiye adlı internet gazetemizde “İsrail Vahşetinin Kilidi ABD, Anahtarı Arap Ülkeleri” başlığı altındaki yazıda İsrail’i frenleyebilecek tek gücün ABD olduğu, ABD’yi ikna etmek için de Körfez’in zengin ülkelerinin ABD Başkanı Trump’a yalakalık yerine, ABD’ye yapacakları toplam 3.4 trilyon dolarlık yatırımı kullanmaları gerektiği üzerinde durulmuştu.
Aynı gazetemizin daha önceki 18 Haziran 2025 tarihli sayısında “Ortadoğu’yu Karıştıran Netanyahu mu, İsrail ve ABD mi?” başlıklı yazıda da sadece Netanyahu’nun hedefe konduğunu, oysa Netanyahu ve İsrail’in hemen her hareketine yeşil ışık yakan ABD’nin krizin baş sorumlusu olduğu açıklanmaya çalışılmıştı.
Bu son Katar saldırısında da anlaşıldığına göre Trump’la görüşen Netanyahu, ABD’den itiraz gelmeyince Katar’daki HAMAS heyetini hedef almış.
Burada İsrail’in yıllardır alışık olunan uluslararası hukuku hiçe sayan saldırısı bilindiği için kanıksayan olabilir. ABD ile birlikte Amerikan icadı “Preventive strike” (önleyici harekat) adlı uluslararası hukuku yerlerde süründüren hareketlerden geri kalmayan İsrail, sadece HAMAS heyetine değil, HAMAS’la arasında arabuluculuk yapan bir ülkeye de saldırmış oldu. Bu ülke sadece BM üyesi değil, aynı zamanda Arap Birliği, Körfez Ülkeleri İşbirliği Örgütü ve İslam İşbirliği Örgütü üyesi…
Saldırı ilk duyulduğunda HAMAS heyetinde Halil el-Hayye ve Halid Meşal gibi lider kadrodan kişiler olduğu da söylenmişti. Anlaşıldığı kadarıyla heyet saldırıdan sağ kurtulmuş.
Bu saldırının zamanlaması da dikkat çekici. Zira ABD Başkanı Trump HAMAS’a ateşkes için kısa bir süre vermiş, bu süreyi dikkate alan HAMAS Doha/Katar’da toplandığı sırada İsrail hava kuvvetleri saldırıyor. HAMAS’tan verilen bilgilere göre saldırı sonunda HAMAS liderlerinden Halil el-Hayye’nin oğlu ile yanındaki bir kaç kişi daha hayatını kaybetmiş.
İsrail bu tür suikast olayları yeni de değil. Ağustos 2024 ayında Tahran’da HAMAS Lideri Haniyye suikastı henüz unutulmadı. Ezeli düşman olarak gördüğü İran’ın komuta kademesini de Haziran 2025’te hedef almıştı. Burada da duracağı zannedilmesin. Düşman olarak gördüğü her yerde bunu yapabileceğini bugüne kadar defalarca ispatladı. Tabii ki en büyük güvencesi Sam Amca ile son yıllarda onu körü körüne izleyen Avrupa…
İsrail Başbakanlık Basın Ofisi, saldırının “tamamen bağımsız bir İsrail operasyonu” olduğunu açıklamış olsa da işin içinde Trump ve ABD istihbaratı da var! İsrail yetkilileri ABD ile Körfez Ülkeleri arasındaki ilişkilerin bozulmaması için “İsrail başlattı, İsrail yürüttü ve tüm sorumluluğu İsrail üstleniyor!” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu açıklamaya Türkiye’de sokak ağzında “Ufak at da civcivler de yesin!” denir. Olay, tıpkı Haziran 2025 ayı ortalarında İsrail’in ardından ABD’nin de İran’a saldırması gibi…
Olayın duyulmasının ardından Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İrlanda Başbakanı Michael Martin, İngiltere Başbakanı Keir Starmer’in dahil dahil olduğu pek çok Avrupa ülkesi liderleri, İslam ülkeleri ve Papalık dahi ya şiddetle kınadılar, ya da saldırının “uluslararası hukukun çiğnendiği kabul edilemez bir gelişme” olarak gördüklerini söylediler. Aslında vaktiyle olabildiğince verdikleri desteklerle İsrail’in bir Frankeştayn haline getirilişindeki rollerini unutmuş görünüyorlar…
ABD’den sonra İsrail’in en önemli destekçisi Almanya ve tabii ki İsrail’e saldırı için yeşil ışık yakan ABD’den başlangıçta ses çıkmadı. Ancak daha sonra Körfez Ülkelerinden ve Avrupa’dan çıkan sesler yükselince ABD kıvırmaya başladı.
ABD’nin Arap Ülkeleri ve ne hikmetse Türkiye de dahil pek çok devlet adamının “dostum” dediği Trump olay üzerine hayrettir ki bu kez “İsrail meşru müdafaa hakkını Kullandı!” demek yerine, İsrail’i suçlayan ifadeler kullandı. Bizim mahallede buna “Tavşana kaç, tazıya tut!” denir. Eğer Trump ve ABD samimi ise İsrail’e tüm desteklerini keserek gerekirse yaptırım uygulamalıdır. Yapar mı sizce?
Öte yandan Ak Parti iktidarının hemen her kanalda savunuculuğunu yapan koro halindeki konuşmacıları bu kez de “Netanyahu, bir kez daha Trump’ı açmaza doktu!” diyerek hala Trumpçı olmayı sürdürecekler midir? Bu nasıl bir Trump aşkıdır anlamak mümkün değil!
Bilindiği üzere Trump ikinci dönem makamına geçtikten sonra önceki başkanların aksine ilk yurtdışı ziyaretine İngiltere’den değil, petrol zengini Arap ülkelerine yapmıştı. Bu ziyareti sırasında Trump’ın önünde adeta takla atan prensler ve şeyhler (Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri “BAE”), ABD’de toplam 3.4 trilyon dolarlık yatırım sözü verdiler. ABD’den alacakları silahlara da epeyce ödeme yapacaklar. Saldırıya uğrayan Katar, 1.2 trilyon dolarlık yatırım yapacak.
Hele de sanki muhtaçmış gibi Trump’a 400 milyon dolarlık makam uçağı hediye eden Katar Şeyhi el-Sani’ye ne demeli? ABD, saldırıdan 10 dakika sonra “İsrail hava saldırısı yapacak!” diye uyarmış…
İşte bu Trump’ın dizginleyebileceği ancak boyuna önünü açtığı İsrail, büyük bir ihtimalle Ürdün, Irak ve/veya Suudi Arabistan’ın hava sahalarını izinsiz kullanarak Katar’da hedefine ulaştı.
Sonuç: İsrail pervasızlığını giderek arttırıyor. Türkiye’yi sık sık ziyaret ettiği bilinen HAMAS lider kadrosuna Türkiye’de de İsrail saldırısı olursa İran’ın veya Katar’ın durumuna düşülmemeli, bugünden önlemi alınmalıdır. Sakın ha NATO üyeliğimize, hele de konuşmalarından her tarafı oynuyormuş hissiyatı veren “dostum Trump”a asla güvenilmemelidir.
Son söz de Katar, S. Arabistan ve BEA yöneticilerine. Giderek hareketleri kabul edilemez hale gelen kudurmuş İsrail’i dizginlemeyen ABD’yi artık anlayın ve hala ödüllendirmeyin. Yatırımı, yani parayı keseceğinizi söyleyin o zaman daha güvende olabilirsiniz.