Coşkun BAŞBUĞ – 09 Mayıs 2025
Okuyucular hatırlayacaktır. Geçtiğimiz günlerde Pakistan ile Hindistan arasında geçen olayları kaleme almış ve önü alınmazsa silahlı bir çatışmanın kaçınılmaz olduğunu belirtmiştim.
Keşke yanılsaydım…
Olaylar tam da tarif ettiğim gibi gelişti ve iki ülke arasında kangrene dönüşmüş sorunlar nedeniyle geleneksel çatışmalar başladı.
Bugün gelinen noktaya baktığınızda iki ülkenin savaşın eşiğine geldiği bir süreçten geçtiğini net olarak görebiliyorsunuz.
Önceki yazımda konuyla ilgili önemli bir tespit daha vardı. Yazıda bölgede yaşanan tüm sorunların, tüm olayların nedenini İngiliz’e dayamıştım.
Evet bu tespiti tekrar hatırlatmakta fayda var, dünyanın her sorunlu bölgesinde olduğu gibi bu apseli olayların arkasında da İngiliz’in kurduğu tezgâh var.
Peki Nasıl…
Nasıl olduğunu anlatayım.
Önceki yazımı okuyamayanlar olabilir, bu nedenle konunun daha net anlaşılması için bölge tarihinden kısa bir özet geçmek istiyorum.
Hindistan İngiliz ayak basana kadar bugünkü Pakistan ve Bangladeş’inde içinde olduğu koca bir toprak parçasıydı.
Evet yanlış okumadınız Hindistan bu ülkelerinde dahil olduğu tek bir ülkeydi.
Halkının çoğunluğu Hindu ve Müslüman olan kendi halinde koca bir ülkeydi Hindistan
Sömürgeci batının gelmesi ve özellikle de İngiliz’in ayak basmasıyla her şey alt üst oldu.
Fransa’yla girdiği sömürge savaşını kazanan İngiliz Hindistan’a ayak basar basmaz tırnaklarını geçirdi ve yıllarca bu toprakların kanını emdi.
Sadece kanını emmekle kalmadı, aynı zamanda bu toprakların sahibi Hintlileri kendi adına savaşan birer nefer yaptı.
Güdülen milyonlarca Hintli ülkesini işgal eden bir avuç İngiliz’le savaşmak yerine o İngiliz’le bir olup onun savaş açtığı ülke askerleriyle savaştılar.
Kısacası milyonarca Hintli İngiliz’e asker oldu.
Halen Uyanmaz mısınız…
Bugünlerde o Hintli yine İngiliz’e askerlik etmenin derdine düşmüş durumda.
İngiliz’in gelecekte kullanmak üzere kasıtlı olarak sorunlu bıraktığı bir bölgedir Keşmir.
İşte o Keşmir’de geçtiğimiz günlerde bir terör saldırısı yaşandı.
Ne olmuştu 22 Nisan’da hatırlayalım.
Hindistan kontrolündeki Cammu Keşmir’in dağlık Pahalgam kasabasında turistlere düzenlenen saldırıda çoğu Hindu 26 sivil erkek öldürülmüştü.
Hindistan’ın iddiasına göre saldırıyı düzenleyen örgüt Leşkeri Tayyibe.
İddia o ki örgüt kasabada bulanan erkekleri kadınlardan ayırıyor ve bu kişileri isim ve dinlerini göre sorguladıktan sonra öldürüyor.
Hindistan saldırıdan Pakistan’ı sorumlu tuttu.
Pakistan ise kendisine yönelik suçlamaları reddetti ve iyi niyetli bir ülke için bulunmaz bir fırsat sunarak saldırıya yönelik bağımsız soruşturma istedi.
Hindistan bunu kabul edeceğine gerilimi daha da tırmandırdı ve Indus Suları anlaşmasını askıya aldığını söyleyerek barajlardan Pakistan’a su akışını kesti.
İki ülke teyakkuza geçerken Hindistan ordusu gece yarısı Pakistan ve ülkenin kontrolündeki Azad Keşmir bölgesine askeri operasyon başlattığını duyurdu.
Pakistan’da Hindistan’ın yaptığı bu füze saldırısına sınır bölgesinden topçu ateşiyle yanıt verdi.
Hindistan’ın operasyonda Fransız yapımı Hammer güdümlü bomba ile “Scalp” seyir füzesi kullanıldığı söyleniyor.
Bu füzeli saldırıda ne yazık ki terörle mücadele ediyoruz bahanesiyle yine cami, sağlık klinikleri gibi sivil yerleşim yerleri vuruldu aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çok sayıda kişi hayatını kaybetti, yine çok sayıda kişi de yaralandı.
Pakistan Hava Kuvvetleri, füze saldırılarının ardından Hindistan Hava Kuvvetlerine ait beş savaş uçağını düşürdüğünü açıkladı.
Bölgede gelinen son nokta bu.
Peki Bundan Sonra Ne Olacak…
Bu soruya cevap verebilmek için diğer devletlerin meseleye nasıl baktığının ve nasıl yaklaşacağının bilinmesi şart.
İki ülke insanlığın korktuğu gibi birbirine mi girecek yoksa önceki çatışmalarda olduğu gibi bir şekilde gerilim düşecek durum normale dönecek mi?
Bu konuda kimlerin nasıl tavır aldığına bakalım.
Olanlara ilk tepki ve tansiyon düşüren açıklama başta Başkan Erdoğan olmak üzere Türkiye’den geldi. Şöyle diyordu Türkiye;
Cumhurbaşkanı Erdoğan;
“Türkiye Pakistan’ın bu süreçteki soğukkanlı ve itidalli politikasını destekliyor. Cammu-Keşmir’deki terör saldırısına ilişkin tarafsız, şeffaf ve güvenilir bir uluslararası soruşturma yürütülmesi teklifi çok isabetli.”
Türk Dış İşleri Bakanlığı;
Pakistan ile Hindistan arasındaki gerilim endişeyle takip ediliyor. Hindistan tarafından düzenlenen saldırı topyekûn bir savaş riski ortaya çıkarmıştır. Bu tür kışkırtıcı adımları ve siviller ile altyapıyı hedef alan saldırıları kınıyoruz. Taraflara sağduyulu davranmalarını ve tek taraflı eylemlerden kaçınmalarını telkin ediyoruz. Tansiyonun bir an önce düşürülmesini teminen gerekli tedbirlerin alınmasını ve benzer olayların tekrarını önlemek için terörle mücadele alanı dahil olmak üzere, ihtiyaç duyulan mekanizmaların oluşturulmasını ümit ediyoruz. Pakistan’ın, 22 Nisan terör saldırısının araştırılması yönündeki çağrısını destekliyoruz” denildi.
Türkiye’nin açtığı süreç ilerledi ve açıklamalar birbiri ardına geldi. Şöyle diyordu diğer kurum ve devletler;
BM Genel Sekreteri Guterres;
“Hindistan’ın Pakistan’a hava harekâtından derin endişe duyuyoruz ve taraflara azami itidal çağrısında bulunuyoruz.”
BM Sözcüsü Dujarric;
“Dünya, Hindistan ve Pakistan arasında askeri bir çatışmayı kaldıramaz”
ABD Başkanı Trump;
“Utanç verici. Ben sadece bunun çok çabuk sona ermesini umuyorum.”
Rusya Dışişleri Bakanlığı;
“Askeri çatışmanın tırmanmasından derin endişe duyuyoruz, sorun diplomasiyle çözülmeli.”
Çin Dışişleri Bakanlığı;
“Hindistan’ın düzenlediği operasyondan endişe duyuyoruz. İki ülke daima birbirlerine ve Çin’e komşu olacak. Taraflara barış ile istikrarın genel yararına hareket ederek, itidalli davranma çağrısı yapıyoruz.”
Sonuç;
Bu açıklamalar kirli oyunu kuran İngiltere, İsrail ve Hindistan üçlüsünü boşa düşürdü.
Yürek ferahlatan sonucu söyleyeyim.
Çok büyük bir aksilik olmadığı takdirde buradan bir kıyamet senaryosu, nükleer savaş çıkmaz.
Yakın saatlerde Türkiye’nin de içinde olduğu bir uzlaşı kadrosu kurulur ve tansiyon düşürülür.
Keşmir konusu ise uygun ortamda tekrar kaşınmak üzere rafa kaldırılır.
YORUMLAR