Pakistan ENTER Tuşuna Sert Bastı – Yusuf Alabarda

Yusuf ALABARDA – 07 Mayıs 2025

 

Pakistan istihbarat birimlerinin bir haftadan bu yana muhtemel bir Hindistan saldırısına dair yaptığı açıklamalar boş çıkmadı. Hindistan, dün gece Kontrol Hattı (LOC) diye bilinen sınırı aşarak Keşmir bölgesine füzeler ile saldırdı.

Her ne kadar saldırının maksadı terör hedeflerine yönelik diye nitelendirilse de ortaya çıkan görüntüler Hindistan’ın sivillere yönelik açık bir katliam yaptığını gösterir nitelikte.

Pakistan tuşa sert bastı

Pakistan bu saldırı üzerine Hindistan’a yönelik oldukça sert bir karşılık verdi. Bir taraftan Hindistan’a ait askeri birlikler vurulurken, diğer taraftan sonucu dünyada tartışılacak konuların kapağını da açtı.

Nedir bu konu?

Bu yazının konusu Hindistan ile Pakistan arasındaki yaşanan sorunlar değil, o yüzden bu noktaya çok temas etmeyeceğim lakin iki ülkenin silahlı unsurlarının en son karşı karşıya geldiği 2019 yılındaki gerilime kısaca temas etmek faydalı olabilir.

2019 ne oldu?

Keşmir bölgesinde Hindistan İhtiyat Polis Merkezi’ne yönelik gerçekleşen saldırıda 40 Hintli asker ve polis öldürülünce, Hindistan bu saldırılardan Ceyş’ül Muhammed isimli grubu sorumlu tuttu ve Pakistan’a tıpkı bugünkü gibi bir saldırıda bulundu.

Pakistan o zaman da verdiği sert tepki ile Hindistan’a ait bir MIG-21 ile bir MI-17 helikopterini düşürdü, bir pilotu esir etti. Bu sonuç Hindistan’ın asla beklemediği bir sonuçtu, Hindistan 2019 yılından bu yana üzerine yapışan bu kötü intibayı kaldırmak için çok çaba sarf etti.

En başta 2022 yılında Fransa’dan 36 adet Rafale uçağı tedarik etti, daha sonra kendi hava savunma sistemlerini güçlendirmek maksadıyla Rusya’dan S400 hava savunma sistemlerini tedarik etti. Böylece envanterinde bulunan Sukhoi Su-30MKI uçaklarıyla beraber Rafale uçakları ile de filosunu güçlendirmiş oldu.

Fakat tüm bu yüksek teknoloji ürünü silah sistemlerini tedarik etmesine rağmen Hindistan 2019’dan sonra bir ihtiyat gereği Pakistan’a karşı doğrudan bir saldırı yerine hibrit  yaklaşımları tercih etti. Öncelikle Hindistan ile Pakistan arasındaki anlaşmaları ihlal ederek baraj kapaklarını kapattı ve Pakistan’ı susuz bırakma hamlesini yaptı. Pakistan bu durumda barajların kendisi için meşru askeri hedef haline geleceğini duyurdu.

İsrail’i de arkasına alarak uluslararası medya kuruluşları eliyle yoğun bir beşinci kol faaliyetine girişti.

Pakistan’ın tüm bu durumlara rağmen ortaya koyduğu stratejik sabır, Pakistan açısından son derece kıymetli bir hamleydi, sonunda ilk adımı Hindistan atmak zorunda kaldı ve Pakistan sınırları içerisine balistik füzeler ile saldırdı.

Pakistan dün geceki saldırıdan hemen sonra verdiği çok sert karşılık ile Hindistan Hava Kuvvetlerinin itibarını ayaklar altına alacak bir hezimeti yaşattı. Bu yazının yazıldığı saatlerde birçok farklı haber kaynağında farklı veriler olmasına rağmen, anlaşılan başta Fransız Rafale uçakları dahil beş Hindistan Hava unsuru düşürüldü.

Hindistan’ın ortaya çıkan tabloda Pakistan hava sahasına giremediği, Pakistan’ın hava savunma sistemleri ve hava gücü karşısında istenilen düzeyde bir etkinlik gösteremediği anlaşıldı.

Nedir Pakistan’ın başarısının arka planında yatan?

Öncelikli olarak Pakistan uzun zamandan bu yana Çin ile geliştirdiği stratejik ittifakın bir sonucu olarak hem hava gücünü hem hava savunma sistemlerini hem de elektronik harp yeteneklerini oldukça geliştirmişti. Bu kapsamda Çin’den yüksek teknoloji ihtiva eden elektronik harp unsurlarını ve savaş uçaklarını tedarik etmekle kalmadı, Türkiye ile başta MİLGEM projesi olmak üzere savunma sanayii alanında birçok işbirliği yaptı.

Bugün Pakistan’da da tıpkı Türkiye örneğinde olduğu gibi TEKNOPARKLAR hizmete alınmış durumda ve buralarda ede edilen yüksek teknoloji ürünü savunma sanayi ekipmanları Pakistan ordusunu oldukça ısırgan hale getirmiş vaziyette.

Çin’den tedarik edilen oldukça gelişmiş AESA radar sistemleri ile teçhiz edilmiş J-10C muharip uçaklar, uzun menzilli ve 5 Mach hıza ulaşabilen PL-15E (150km) havadan havaya füze sistemleri, HQ 9BE hava savunma sistemleri dün yaşanan hava muharebesinde oldukça etkin olduklarını ispat etmiş durumdalar.

Hindistan 2019 sonrasında yaşadığına benzer başka bir sıkıntılı durumu şimdi tekrar yaşamakta.

2019 yılında kaybettiği MIG-21 uçağından daha gelişmiş bir uçak olan Rafale’nin Pakistan tarafından düşürüldüğü daha da netleştiğinde konu sadece Pakistan-Hindistan konusu olmaktan çıkacağı da aşikardır.

Neden?

Bugüne kadar Çin tarafından üretilen yoğun teknoloji ürünü askeri sistemlerin en büyük eksi yanı muharebe etkinliğinin iki güçlü ordu arasındaki çatışmalarda denenmemiş olmasıydı. Dünden bu yana yaşanan gelişmeler üzerinden anlıyoruz ki Çin tarafından üretilen uçak, radar, hava savunma sistemleri ve havadan havaya füzeler Fransız Rafale gibi çok gelişmiş uçakları etkisiz kılabiliyor.

Bununla bağlantılı Çinli Chengdu Havacılık Firmasının borsada işlem gören hisseleri artarken, Fransız Dassault Aerospace firmasının hisseleri güne kayıpla başladılar.

Yaşananlar bu minvalde küresel ölçekte başka gelişmeleri de tetikleyecektir.

Çin silahlarına olan güven geliştikçe, Batı’nın son iki yüzyıldan bu yana büyük bir kıskaçlıkla muhafaza ederek tekelinde tuttuğu silah sanayi, Çin ve Türkiye gibi farklı merkezlerin de elinde olacaktır. Türkiye’nin geliştirdiği savunma sanayisi ürünlerinin coğrafyada kurulan kaç tuzağı boşa çıkardığı, akıtılan kanları nasıl durdurduğu ve uluslararası hukuka aykırı devam ettirilen işgalleri nasıl sonlandırdığı hepimizin malumu.

İşte tüm bu sıralanan sebeplerden dolayı yaşananları salt Pakistan-Hindistan gerginliği şeklinde okumamak gerekir.