Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
reklam
reklam
celalettin yavuz logo
Celalettin Yavuz

Putin’den ABD ve Trump’a Ayar – Prof. Dr. Celalettin Yavuz

Prof. Dr. Celalettin Yavuz, Güvenlik Politikaları Uzmanı – 12 Mayıs 2025

 

Rusya ile Ukrayna 15 Mayıs 2025’te İstanbul’da bir kez daha bir araya gelecek. Oysa ABD ve Trump yönetiminin, iki ülke arasında ateşkesi sağlamak maksadıyla tercih ettiği görüşmeler Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleşmişti.

Bu kez Rusya ve Ukrayna’nın güvenebileceği en uygun ülkenin, bizzat Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından Türkiye gösterildi. ABD’de Trump yönetimine, Putin tarafından verilen bu “İstanbul ayarı” üzerine konu ele alındı.

Trump’ın ‘Bir Günde Bitiririm” Dediği Rusya-Ukrayna Savaşı Konusundaki Gelişmeler

Trump, başkanlık kampanyası sırasındayken bile o günlerde devam eden iki savaştan İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırıları konusunda pek fazla konuşmasa da, Rusya-Ukrayna savaşını “bir günde” durdurabileceğini ifade etmişti. Tabii kazın ayağı öyle değil. Bunun için her iki ülke üzerinde de istediğini yaptırtacak derecede bir hegemon güce sahip olması gerekir. ABD artık soğuk savaşın sona erdiği yıllardaki tek kutuplu güç değil. Rusya da o dönemin ekonomik krizler içerisinde yuvarlanan ve “Yeni Dünya Düzeni”ne en azından ekonomik açıdan ayak uydurmaya çalışan bir ülke değil. Özellikle 2007 yılından itibaren ABD’nin tek kutupluluğuna diklenen ve kendisi de bir kutup haline gelen bir nükleer güç!

Trump, Ukrayna Devlet Başkanı’nı Zelenski ile 28 Şubat 2025’te Beyaz Saray’da, beraberinde ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ile birlikte ilk görüşmesini yaparken, Zelenski’nin güvenlik garantileriyle bir ateşkes anlaşması istediğini söylemesi üzerine büyük bir diplomatik sansasyon yaşandı. ABD’nin, Ukrayna’dan nadir Toprak elementlerinin işletme hakkını da istediği bu görüşmede Vance, Zelenski’yi ABD’ye teşekkür etmeyerek “saygısızlık” yaptığını söylerken, Trump da Zelenski’nin minnettar olmadığından şikayetle, Ukrayna’nın olası bir barış için Rusya’ya taviz vermesi gerekeceğini ifade etti. Ayrıca Zelenski’yi “Üçüncü Dünya Savaşı kumarı oynamak”la suçladı. Bu arada Zelenski toplantının yapıldığı Oval Ofis’ten de kabaca “kovuldu!”

İkilinin görüşmesi sonrası Trump; Zelenski’nin, Rusya-Ukrayna barışı için arada ABD’nin olmasını Ukrayna açısından bir avantaj olarak gördüğünü, aslında barışa hazır olmadığını, kendisinin ise avantaj değil, barışı istediğini ifadeyle “Amerika Birleşik Devletlerine, değerli Oval Ofis’inde saygısızlık etti! Barışa hazır olduğunda geri dönebilir!” demişti.

ABD’nin bu tutumu üzerine Avrupa’da Ukrayna’ya askeri yardımı arttırma yanında Avrupa güvenliği için yeni önlemler alma konusunda sıkça toplantılar yapılmaktaydı. Ancak ABD, Ukrayna’ya askeri yardım ve istihbarat paylaşımını keseceği ihtarında da bulunduktan sonra Ukrayna, ABD’nin isteklerine yakınlaşmak mecburiyetinde kaldı. Bu maksatla ABD-Ukrayna “ateşkes” heyetleri Cidde’de 24 Mart’ta toplandı. Bunun bir iki gün sonrası da ABD heyeti aynı konuda Rus heyetiyle görüştü.

31 Mart 2025’te Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin nadir toprak elementleri anlaşmasından geri atmaya çalıştığını ve bundan memnun olmadığını, bu durumda büyük bir sorun yaşanacağını, yapılan anlaşmaya rağmen konuyu tekrar müzakere etmek istediğini şikayetle, “NATO üyesi olmak istiyor. Hiçbir zaman NATO üyesi olmayacaktı. Dolayısıyla eğer anlaşmayı yeniden müzakere etmek istiyorsa, bu büyük bir sorun demektir!” şeklinde konuştu.

Bu arada ABD ve Rusya heyetleri de Biden döneminde kopan diplomatik ilişkileri yeniden onarmak maksadıyla ilk toplantıyı 18 Şubat’ta Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ta gerçekleştirmiş, toplantıda ikili ilişkilerin yeniden tesisi yanında Rusya-Ukrayna savaşına son verilmesi de görüşülmüştü.

Bir ay sonra Trump, Putin’i telefonla arayarak, Ukrayna’nın enerji altyapılarının hedef alınmaması ricasında bulununca, Rusya 30 gün süreyle bu konuda ateşkes uygulaması başlatacağını ilan etti.

Ardından ABD ve Rus heyetleri 10 Nisan’da bu kez İstanbul’da ABD Başkonsolosluğu’nda uzunca bir süre görüştüler. Heyetler açıklama yapmaz iken, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan  görüşmenin “büyükelçilik atamalarıylaı” ilgili olduğu, Ukrayna’nın güvenliği dahil herhangi bir siyasi gündemin bulunmadığı bildirildi.

Bu toplantılar yapılırken özellikle Kursk bölgesinde olmak üzere şiddetli çatışmalar yaşanıyor, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, sık sık sivilleri hedef alan Rus füzelerinden yakınıyordu.

Rusya’nın Kursk Bölgesini Ukrayna’dan Kurtarması: Barışa Giden Yolun Açılması mı?

26 Nisan’da Rusya Genelkurmay Başkanı Gerasimov, Kursk bölgesinin Ukrayna’dan kurtarıldığını açıkladı. Bilindiği üzere Ukrayna, Rusya’yı kalıcı ateşkese zorlamak maksadıyla 6 Ağustos 2024’te yeni bir maceraya girerek, savaşı Rus topraklarına taşımış, bu maksatla Ukrayna’nın kuzeydoğusundaki Kursk bölgesine taarruzla bölgeyi ele geçirmişti. Ancak 8.5 ay sonra bölge tekrar Rusların eline geçti.

Savaşı kısa sürede bitireceği taahhüdünde bulunan Trump ise giderek sabırsızlanmaktaydı. Özellikle “yakın arkadaşı” olarak nitelediği Putin’den beklediği reaksiyonu kısa sürede alamamıştı. Bu sebeple 28 Nisan’da “Rusya’nın füzeler fırlatmasından çok hayal kırıklığına uğradım!” diye iç geçirirken, aslında Putin’e karşı güven hissiyatını da kaybetmekteydi.

26 Nisan’da Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus’un cenaze töreni öncesi Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile bir araya gelmiş, Kırım meselesini de görüşmüş ve görüşmede Zelenski ile oldukça iyi anlaştığını saklamamıştı. Sorulan bir soru üzerine Kırım’dan vazgeçmeyeceğini daha önceleri defalarca söyleyen Zelenski’nin, bu görüşme sonrası yumuşadığını ima etmişti.

Vatikan görüşmesi sonrası Putin’in tutumundan şikayet eden Trump, “Ateş etmeyi bırakmasını, masaya oturmasını ve bir anlaşma imzalamasını istiyorum. Anlaşmanın şartları belli ve bunun imzalanmasını talep ediyorum!” demişti.

Bu beyanatın iki gün sonrasında Putin’den beklenen açıklama geldi. “II. Dünya Savaşı Zafer Günü” anma törenlerinin icra edileceği 8-10 Mayıs 2025 tarihlerinde üç günlük geçici ateşkes emri verilmişti. Çünkü Rusya, barış masasına Kursk bölgesinin işgal zafiyetiyle oturmaktan kurtulmuştu.

Barış Görüşmeleri İçin Yollar İstanbul’da Birleşirken

30 Nisan Mayıs 2025’te ABD, Ukrayna’dan talebinin karşılığını aldı. İmzalan “ekonomik ortaklık” anlaşmasıyla Ukrayna’nın ağırlıklı olarak nadir Toprak elementi olmak üzere, “doğal kaynak projelerinden elde edilen imtiyaz ücretleri, lisans gelirleri ve benzeri ödemelerin yüzde 50’sinin kurulacak fona aktarılacağı” bir formül bulunmuştu. Böylece Trump, Rusya-Ukrayna savaşı sırasında ABD’nin Ukrayna’ya 106 milyar dolar tutan silah-mühimmat, istihbarat ve eğitim yardımının karşılığını 350-500 milyar dolarlık getiri sunan bir anlaşmayla almıştı.

İki ülke arasındaki ekonomik ortaklıkla ABD, “Ukrayna için özgür, barışçıl ve egemen bir gelecek sağlamaya ekonomik katkı” sunacağını ve “uzun vadeli yeniden yapılanma ve modernizasyon için ABD ile Ukrayna arasındaki stratejik ortaklığı güçlendireceği”ni ileri sürmekteydi. Anlaşılan o ki, “sömürü” sisteminin yeni adı “stratejik ortaklık” olarak değiştirilmişti.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup konuşmalarında dünya siyaseti ile ilgili açıklamalarında Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi için daha önce yapıldığı gibi Türkiye’nin yardıma hazır olduğunu sıkça tekrarlamaktaydı. Savaş yeni çıktığı zaman Mart 2022 sonlarında taraflar İstanbul’da ateşkes üzerinde anlaşmış iken, daha sonra Ukrayna vazgeçmişti.

9 Mayıs 2025’te Nazi Almanya’sının yenilgiye uğratılmasının 80’inci yıldönümünde Kızıl Meydan’da görkemli bir askeri geçit töreni düzenlenirken Rusya lideri Putin, Çin Lideri Şi Cinping ile Batı’ya karşı gövde gösterisi de yapmıştı. Ukrayna’ya saldırdığı 2022 yılından bu yana yabancı ülke konukları olmaksızın kutlanan 9 Mayıs Zafer Bayramı’na bu yıl Çin dahil, 28 ülke lideri katılarak Rusya’ya ciddi bir diplomatik destek vermişlerdi.

Ancak bu gövde gösterisi yapılırken, başta ABD olmak üzere Almanya ve Fransa tarafından Rusya’ya verilen notalarla zaman kaybetmeden 30 günlük ateşkes çağrısı yapıldı. Trump, “ABD olarak tarafları ateşkes ilan etmeye davet ediyorum. 30 günlük ateşkes ilk aşamada ideal olur. Ukrayna tarafı ateşkese hazır. Rusya’nın da evet demesini bekliyorum!” şeklinde çağrısında bulunurken, ateşkes ilanına yanaşmaması durumunda Rusya’ya yeni ve çok daha ağır yaptırımlar uygulanacağı tehdidinde de bulunmuştu.

Bu çağrılar üzerine uzun süreli ateşkese yanaşmayan Rusya Lideri Putin, ABD’nin önerisi üzerine “Ukrayna’da enerji altyapısına yönelik ateşkes” ile kendisinin Paskalya Bayramı ile Zafer Bayramı’nda önerdiği ateşkesin Ukrayna tarafından kabul edilmediğini ifadeyle, Rusya’nın Ukrayna ile diyaloğu hiçbir zaman reddetmediğini belirtti.

Ardından da “15 Mayıs Perşembe günü, müzakerelerin daha önce yarıda kesildiği yerde, İstanbul’da, doğrudan müzakerelerin özellikle de ön koşulsuz olarak yeniden başlatılmasını, hiç vakit kaybetmeden başlamasını öneriyoruz!” diyerek, ateşkes görüşmeleri için yeniden İstanbul’u gösterdi. Hatta bu maksatla “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ricada bulunacağını da ifade ederek, Türkiye’ye ve Erdoğan’a olan güvenini vurguladı. Hatta 2022’de İstanbul’daki ateşkes müzakerelerinden bahisle, varılan anlaşma Ukrayna tarafından parafe edilmesine rağmen “Batı’nın tavrı sebebiyle çöpe atıldığını” da vurguladı. ABD’nin Riyad isteği yerine İstanbul’u işaretle bir bakıma ABD’ye ve Trump’a ayar da verdi denilebilir.

Putin, İstanbul’da 2022’de yapılan müzakerelerin sonucunda taslak bir belgenin hazırlandığını ve Kiev’in bunu parafladığını, ama Batı’nın tavrı yüzünden bu belgenin çöpe atıldığını belirtti.

Ukrayna ile bir kez daha “çatışmanın temel nedenlerini ortadan kaldırmak ve tarihsel perspektif içinde uzun vadeli, kalıcı bir barışı tesis etmek!” maksadıyla masaya geleceklerini vurgulayan Putin, müzakerenin “Ukrayna ordusunun tam kadro donatılıp güçlendirilmesi ve ardından silahlı çatışmanın devam etmesine neden olmaması gerektiği”ne de dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bu beyanatın ardından İstanbul’da iki ülkenin müzakeresine ev sahipliği yapılacağını açıklamasıyla da 15 Mayıs tarihi kesinleşti. Bu duyurunun ardından Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski de 15 Mayıs’ta Rusya Devlet Başkanı Putin’i Türkiye’de bekleyeceğini duyurdu.

14-16 Mayıs 2025 tarihlerinde İstanbul’da yapılacak NATO ülkeleri gayrı resmi dışişleri bakanları toplantısına katılacağı bilinen ABD Dışişleri Bakanı Rubin’in de taraflarla kısa bir görüşme yapması beklenmektedir.

Sonuç

Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi için Trump bir günlük süre biçmişse de, tarafların karşılıklı olarak bir araya gelebilmesi için dahi koltuğuna oturduktan sonra 115 günü bulmuştur. Üstelik kalıcı ateşkesin kabul edilebileceği bile belli değil.

Şurası muhakkak ki Kursk bölgesini ele geçiren Rusya, ABD’nin avucu içine aldığı Zelenski ile karşı karşıya geldiğinde masaya çok daha güçlü oturacaktır. Bir bakıma Ukrayna sadece Rusya’ya karşı değil, ABD’ye karşı da “mağlup” olmuş durumdadır. Şayet anlaşmaya yanaşmazsa, ABD’den de destek alamayacak olması sebebiyle Rusya ve ABD’nin isteklerine boyun eğmek zorunda kalacaktır.

Ne gariptir ki Ukrayna’yı “Minsk Anlaşmalarına” uymaması konusunda ayartan İngiltere ve ABD’dir. Rusya’nın saldırmasına adeta çanak tutan iki ülkeden de biri gene ABD iken, bugün aynı ABD; “Kırım’dan ve NATO üyeliğinden vazgeç!” demektedir. Savaşın alt yapılara getirdiği Zarar 500 milyar dolar civarında, ABD’ye “haraç” gibi verilen nadir toprak elementinin değeri de 500 milyar dolardır. Ülkenin topraklarının %20’sinin kaybı, on binlerce ölen, yaralanan, yıkılan aileler, Batı ülkelerine geçen çoğu çocuk geleceğin Ukraynasına ne demeli? Acaba Zelenski, Ukraynalılara bu durumu nasıl açıklıyordur? Devlet adamlığı haki asker kıyafeti giyerek değil, millet ve devleti felaketlerden korumak, müreffeh bir hale getirerek mümkündür. Olan Ukraynalılara ve Ukrayna’ya oldu!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER