Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Şara-Putin Görüşmesi ve YPG’nin Suriye Ordusu’na Katılımı – Prof. Dr. Celalettin Yavuz

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 19 Ekim 2025

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 19 Ekim 2025

 

Suriye’de Eylül 2025 ayı başından itibaren önemli gelişmeler yaşandı. Suriye Cumhurbaşkanı el-Şara, BM zirvesine katıldı ve konuşma yaptı. Suriye’de ilk Meclis seçimleri yapıldı. Aynı tarihlerde Halep’te PKK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD/YPG ile çatışmalar yaşandı.

Ardından Şara, Moskova’da Rus Lideri Putin’le görüşmeler yaptı. Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani Ekim ayı ortalarında Ankara ziyaretini gerçekleştirdi. Aynı tarihlerde Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde 27 ülke liderinin katıldığı Gazze Ateşkes Zirvesi gerçekleşti. Bunlara ilaveten PYD (SDG)’nin lideri Mazlum Abdi, SDG kuvvetlerinin Suriye ordusuna entegrasyonu için ortak komisyon kurulması yönünde Şam yönetimi ile mutabakata varıldığını açıkladı.

Esad sonrası Suriye’sinin ve yöneticilerinin “meşruiyeti” ve ülkenin geleceğinin şekillenmesi açısından önemli görülen bu gelişmeler arasından üçü ele alındı.

58 Yıl Sonra Bir İlk: Şara’nın 80’nci BM Genel Kurulunda Konuşması

Suriye Cumhurbaşkanı el-Şara, Nureddin Etasi’nin 1967’de katıldığı BM zirvesinden 58 yıl sonra BM Genel Kurulu’nda konuşan ilk Suriye Cumhurbaşkanı oldu. Rusya Devlet Başkanı Putin, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Venezuella Devlet Başkanı Maduro gibi isimlerin “yaptırım” sebebiyle ayak basamadığı ABD’ye intikal eden Şara, BM Genel Kurulunda konuştu, ayrıca çok sayıda devlet adamıyla da ikili görüşmeler gerçekleştirdi.

BM’deki Concordia Zirvesi’nde ABD’nin eski CIA Başkanı ve Irak’taki ABD’nin CENTCOM Komutanı Petraeus’un, bir zamanlar ABD tarafından başına 10 milyon dolarlık ödün konulan Şara’ya “Sizin birçok hayranınız var, ben de onlardan biriyim!” demiş olması bile Şara ile Suriye’nin giderek meşruiyet zeminini güçlendirmekte olduğunun önemli işaretleriydi.

Daha önce Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la, Riyad’da Trump’la görüşen, Arap Birliği ve İİT zirvelerine katılan Şara’nın, kendisine ilaveten Suriye’nin de uluslararası alandaki meşruiyetini pekiştirmesi açısından dikkat çekiciydi.

BM konuşmasında, Esad döneminde başlanan, Trump tarafından sözlü olarak kaldırıldığı söylenen ama Kongre kararını bekleyen “Sezar Yaptırımlarının” ülkesini boğduğunu, Suriye’nin küresel finans ve dış ticari ilişkilere ihtiyacı olduğunu ilk ağızdan duyurdu.

Özellikle ABD ve Avrupa ülkelerindeki İsrail destekçilerini ikna maksadıyla, bu ülkenin aklına estiği her an ülkesine hava saldırısı düzenlediğini, bölgesel krizler yarattığını şikayet ederken, Suriye’nin ise 1973 tarihli ateşkese bağlı kaldığını açıkladı.

El-Şara’nın Moskova Ziyareti

16 Ekim’de Moskova’yı ziyaret eden Şara, Rusya Devlet Başkanı Putin’le ikili ve heyetler arası görüşmelere katıldı. Ziyaret öncesinde kalburüstü küresel ajanslar Şara’nın Esad’ı isteyeceğini ileri sürmüşlerdi. Rusya’nın “insani açıdan” sığınma hakkı tanıdığı Esad’ın istenmesi, ilişkileri düzeltmekten çok germeye sebebiyet vereceğinden, kendisi ve ülkesi için “meşruiyet” çabası içerisindeki Şara, muhtemelen bu konuyu gündeme bile getirmemiştir.

İkili arasındaki görüşmede Rusya’nın Tartus’taki deniz üssü, Hmeymim hava üssü ve tabii ki Kamışlı’daki hava üssünün geleceği öncelikli konulardı Bir diğer ana başlık da Suriye’nin petrol ve doğalgaz altyapısı için evvelce Ruslar tarafından yapılmış olan çalışmaların devamı olabilirdi. Bunun devamında ise Rus yatırımları da talep edilmiş olabilir.

Esad döneminden devreden Suriye silahlı kuvvetlerinin envanterindeki çoğu Rus üretimi harp silah/araçları, bunların bakım tutum ve lojistik ihtiyaçları da bir diğer önemli başlık olmalıdır.

YPG/SDG’den Geciken Faaliyetler

Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürtlerin “Rojova”, ABD’nin Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adını verdiği ve desteklediği PKK’nın uzantısı PYD/YPG’nin elebaşısı Mazlum Abdi de, Ekim 2025 ayı başlarında Şam ziyaretiyle Şara ve Savunma Bakanı ile görüştüğünü ifadeyle, bir yabancı haber ajansına röportajında Şam yönetimiyle son görüşmelerine açıklık getirdi. Bu açıklama Türkiye’nin de uzun zamandır beklediği bir haberdi.

Bilindiği üzere Ekim ayı başlarındaki parlamento seçimlerine Suriye’de güneydeki Süveyda ile PYD/YPG bölgesinde seçim yapılmadı. Buna rağmen seçimlerin ardından YPG ile Şam yönetimi arasında Şam’da yapılan görüşmeler sonunda YPG/SDG kuvvetlerinin Suriye ordusuna entegrasyonu için ortak bir komisyon kurulması için mutabakat sağlanmış.

Abdi’ye göre sayısı onbinleri bulan asker ve iç güvenlik görevlilerinin küçük gruplar halinde Suriye ordusuna katılması yerine büyük birlikler halinde katılımı daha uygulanabilir. Kuvvetlerinin Suriye ordusuna katılımının ardından Suriye ordusu ve Savunma Bakanlığı bünyesinde etkili üst düzey komuta makamlarının verilmesini de talep eden Abdi’ye göre, Suriye ordusuna entegre olacak komutanların “Deneyimleri ve uzun süreli hizmetleri sayesinde Suriye ordusu içinde saygın bir yer edinecekler”, Suriye ordusuna büyük güç katacaklar. Keza “Rojova”daki asayiş güçleri de Şam rejimi güvenlik güçlerine katılacakmış.

Sonuç

Senatodan da geçen ABD’nin “Sezar Yaptırımları”nın kaldırılması Temsilciler Meclisi’nden de geçmesi beklenmektedir. Devamında ise yaptırımları kaldırmakta ABD’yi göz ucuyla izleyen diğer ülkelerin takibi gelecektir.

YPG/SDG’nin blok halinde Suriye ordusuna entegrasyonu ise Türkiye’nin endişelerini gidermekten uzaktır. Zira ABD’nin güçlü silah sistemleriyle destekli bu eğitimli birliklerin ağırlığı ve etkinliği, “ordulaşma” açısından henüz emekleme dönemindeki Şam yönetiminin askerlerine göre açık ara öndedir. Hele de entegre olacak bu kuvvetlerin komuta kademesi de SDG’den oluşursa, Şam’a karşı bir darbe girişimi riski artacaktır.

Entegrasyonun blok halinde yerine, ülkenin değişik bölgelerindeki garnizonlara dağıtılması ve komuta kademesinde Şara yönetimine sadık, liyakat sahibi kişilerin atanması önemlidir.

Türkiye’nin, Suriye’nin gelecekteki komutanlarını yetiştirecek askeri eğitim/öğretim sistemlerinde önemli roller üslenmesi de, Şam yönetiminin kendisini iç istikrarsızlıklara karşı daha güvenli hissetmesinin yolunu açabilir.