fatih ünlü 800-563 yeni

Fatih ÜNLÜ – 15 Nisan 2025

 

Trump’la ilgili ilk yazımızda, ABD’nin kendi çıkarlarını önceleyen bir yapıya sahip olduğunu fakat bazı güçlü lobilerin etkisiyle kendi çıkarlarına da aykırı şekilde başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde rasyonel olmayan politikalar uyguladığını yazmıştık.  Ayrıca çoğu gereksiz savaş harcamalarından kaynaklanan ve 36 trilyon doları geçen toplam borcunun da gün be gün arttığını belirtmiştik.

Savaşın maliyetlerini bilen Trump’ın önemli seçim vaatlerinden birisi de savaşları bitirme sözüydü. Trump’ın bu tavrı Gazze’de ateşkesin ilanında etkili oldu şüphesiz. Fakat İsrail çoğu zaman yaptığı gibi sudan bahanelerle ateşkesi bozdu. Ve insani yardımların ulaşması dâhil Gazze’de yaşayanların hayatlarını durmadan zorlaştıracak adımları atmaktan da çekinmedi ve çekinmiyor. Trump ta bu duruma şu ana kadar görünür bir müdahalede bulunmadı.

Bunun ötesinde, ABD’nin Husilerle çatışmaları da Trump göreve geldikten sonra yoğunlaştı. Bu gelişmelerin ABD’nin İran’ın nükleer tesislerini bombalayacağı bir noktaya evrilmesi Netanyahu ve ekibinin çok istediği bir husus. ABD de bölgede askeri varlığını daha çok hissettirmeye çalışıyor. Neticede iş ABD’nin dâhil olduğu büyük bir çatışmaya giderse,  bunun bölgenin ve dünyanın hayrına olmayacağı çok açık.

Takip edenlerimiz vardır, Rusya ve İran bu yılın başında “Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması” imzaladılar. Birçok unsuru barındıran Anlaşmaya göre, “iki ülke ortak askeri tehditlere karşı da birlikte hareket edecek, ortak askeri tatbikatlar düzenleyecek ve askeri-teknik alanda işbirliğini geliştirecek.

Ülkelerden birine bir saldırı gerçekleşmesi halinde, diğer ülkenin saldıran tarafa destek vermemeyi taahhüt ettiği anlaşmada, taraflar, topraklarını diğer ülkenin istikrarına zarar verebilecek ayrılıkçı hareketler tarafından kullanılmasına izin vermeyecek.” * 1

Netanyahu’nun geçtiğimiz haftaki  ABD gezisinde  Trump’la Gazze politikalarıyla ilgili çok ters düşmediği  ama İran’la ilgili konularda tam mutabakat içinde olmadıkları yorumları yapılıyor. Bu farklılığın derecesi ve mahiyetine vakıf değiliz -ki asıl önemli olan da bu*. Diğer yandan, Trump’ın İsrail’in talepleri karşısında Cumhurbaşkanımızla ilgili olumlu ifadelerini de biliyoruz, bu konuya birazdan değineceğiz.

Burada, Trump’a dostça bir uyarı yapmak lazım: Gazze insanlık açısından kanayan büyük bir yara ve ağır bir imtihan. Elinden bir şey gelmeyenler ayrı ama orada Netanyahu ve benzerlerinin büyük vebaline ortak olmak veya gücü olduğu halde olanlara ses çıkarmamak tüm ilgililer için başka alanlarda umulmadık zaaflara yol açabilecek vahim bir hata olur. İnsanı en hızlı çarpan şey mazlumların ahıdır…

İlginizi çekebilir!  Bessent: Çin’e Uygulanan Tarifeler Sürdürülebilir Değil

Savaşlara Dair Trump’ın Son Dönemdeki Beyanları

Trump yakın zamanda yapılan bir Muhafazakâr Forum toplantısında şöyle demiş:

“I will end the war in Ukraine. I will stop the chaos in the Middle East. And I will prevent, I promise, World War III. And we are very close to World War III.”

“Ukrayna’daki savaşı bitireceğim. Ortadoğu’da kaosu durduracağım.  Ve “Üçüncü Dünya Savaşını” engelleyeceğim, söz veriyorum. Üçüncü Dünya Savaşına çok yakınız.”

Trump genel bir özellik olarak savaşlara mesafeli. Özellikle Ortadoğu’da çatışma bir başlarsa, bunun büyüme ihtimalini ve neticede ABD’ye çıkabilecek maddi manevi faturayı göz önüne alıyor gibi görünüyor. Bu Trump ve ekibini rasyonel bir çizgiye çeken bir husus ama süreçte rasyonel olmayan ve ideolojik dürtülerle hareket eden birçok unsur da var.

İbreyi bozan unsurların başında da Evanjelik Hristiyanların önemli bir bölümünün tutumu ve güçlü etkileri geliyor. Müjdeci anlamına gelen Evanjelikler Hz. İsa’nın 2. gelişine vesile olacağına ve Armageddon savaşından sonra da uzun süre onun hüküm sürmesine zemin hazırlayacağına inandıkları için işgalci İsrail’i ve attığı adımları destekliyorlar.

Evanjelistler kendilerince yukarıdaki amaca ulaşmak için şimdilik Yahudileri destekliyorlar ama Armageddon‘da Yahudilerin de Hz. İsa’ya inanacaklarına, inanmayanların da ekarte olacaklarına inanıyorlar. İncil’deki bazı bölümlerin yanlış yorumlanmasına dayalı Evanjelik inanca mensup insanlara yine İncil’den kanıtlar getirildiğinde tutumlarının değişebildiği de söyleniyor.

Evanjelizmin nasıl tanımlandığına da bağlı olarak farklı tahminler olsa da en geniş tanımıyla ABD’deki Evanjelik  nüfusun 100 milyona yaklaştığı tahmin ediliyor.  Fakat bu büyük kitle tabiatıyla homojen değil, birçok farklı grubu barındırıyor (Bu konudaki okumalarımda “post evanjelik“ tabirine de rast geldim). Fakat inanç temelleri hem birbirine hem de İsrail’in tezlerine çok yakın.

2013 yılında “Pew Araştırma” tarafından yapılan anketlerde, ABD’de İsrail’in Yahudi halkına Tanrı tarafından verildiğine inanan Evanjelik Hristiyanların oranı yüzde 82 ile Ultra Ortodoks Yahudilerin oranının (yüzde 81) bile üzerinde çıkmış  * 2.

Yine ABD silah lobisinin gücü ve ona bağlı ağ çok önemli bir risk faktörü. Başka risk faktörleri de vardır şüphesiz.

Trump “Ortadoğu’da kaosu bitireceği” söylüyor fakat böylesi bir ortamda “işler” bir meyile girdiğinde, ABD içerisinde -Trump’ın ekibinde de yer alan- İsrail tezlerine yakın çevrelerin veya başkalarının sürpriz adımlarıyla ya da Trump’ın refleksleri ve öngörülmesi zor taraflarıyla bölgede sorunun tümden içinden çıkılmaz hâle gelmesi riskini yok sayamayız.

İlginizi çekebilir!  Paradan da Öte – Coşkun Başbuğ

Esasen Ortadoğu tansiyonun istenildiği an çıkarılıp istenildiği an düşürülemeyeceği bir bölge. Bir de kısmen bu yazımızda ve önceki yazılarımızda bahsettiğimiz üzere ABD’nin çoğu iç kaynaklı zaafları var. Bunlara karşı önlem almadan, kişi ABD Başkanı da olsa –niyeti ne olursa olsun- Ortadoğu gibi karışık bir bölgede ipin ucunu her an kaçırabilir.

Aslolan, o tehlikeli meyilin oluşturulmaması. Çünkü bölgede ateşlenebilecek bir kıvılcımın nereye gideceğini o kıvılcımı çıkaranlar bile bilecek bir durumda değiller.

Trump’ın Ülkemizle İlgili Tavırları

Trump’ın ikinci döneminde ülkemizle ilgili tavrı şimdiye dek çok olumlu. Bu olumlu tavır Trump’ın birçok beyanında kendisini gösterdiği gibi getirdiği yeni tarifelerde Ülkemizi yüzde 10’la en düşük düzeyde tutması gibi bazı aksiyonlarından da belli oluyor.

Yine Netanyahu’nun ziyareti sırasında Trump’ın Cumhurbaşkanımızla ilgili olumlu ifadeleri de dikkat çekiyor.

Bu olumlu tavırda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’la ABD Başkanı Donald Trump arasındaki diyaloğun, son dönemde dış politikadaki adımlarımızın ve bölgede artan tesirimizin şüphesiz bir etkisi vardır ama bu tavırda ABD Başkanının küresel konularda ve bölgemizin dizaynında bizi de yanında görmek istemesinin de bir rolü olabilir.

Bence, özellikle bölgesel konularda bu ikinci ihtimale karşı da çok dikkatli ve hazırlıklı olmalıyız. Trump özünde pragmatik bir lider. Daha önceki örneklerden, umduğunun olmadığı durumlarda Trump’ın tavırlarının çabuk değişebildiğini de gördük. Bu ihtimal dâhilinde. Dahası, özellikle Ortadoğu’da işler -yukarıda da değinmeye çalıştığımız üzere- Trump’ın da kontrolde zorlanacağı noktalara evrilebilir.

Ülke olarak bizim için önemli olan bölge gerçekleriyle uyumlu barışçıl kendi duruşumuzu öne çıkarmamız. Zaten başta Dışişleri Bakanımız, yetkililerimizin beyanları da bu yönde.

Süreçte güçlü kalabilmemiz ve gereksiz çatışmaları imkân dâhilinde önleyebilmemiz, mümkün değilse de bunlara taraf olmamamız en stratejik konulardan birisi gibi görünüyor.

Birçok örnekten görüldüğü üzere, dış faktörlerin içeriyi nasıl etkileyeceği içteki hazırlığın mahiyetine göre çok farklı şekillerde tezahür edebiliyor. Daha hazır olanlar, süreçleri hem daha doğru olana yönlendirebiliyorlar hem de birçok olumlu gelişmeye vesile olabiliyorlar.

Trump’la ilgili tarife savaşları ve Rusya – Ukrayna savaşı dâhil diğer konulara da müsaadenizle -yine kendi perspektifimizle- sonraki yazılarımızda değinmeye çalışalım.

Allah’a emanet olun.

====

Kaynaklar:

* 1. Anadolu Ajansı’nın konuyla ilgili haberi

* 2. Saayfa Al-Nakip’in Amerikan Evanjeliklerin  İsrail’e Eşsiz Desteği Başlıklı Yazısı

Chicago Council  of Global Affiars – American Evangelicals’ Unique Support for Israel

by Saafya Alnaqib

 

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.