
Bercan TUTAR – 07 Nisan 2025
Dünyaya savaş açan ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 Nisan’da ‘Kurtuluş günü’ sloganı ile birçok ülkeye yönelik devreye soktuğu tarifelerden en çok rahatsız olanlar bizzat kendi sadık müttefikleri oldu. Amerikan kamuoyunda Trump’ın kararını destekleyenler de var karşı çıkanlar da. Ancak müesses nizamın ve küresel statükonun savunucusu konumundaki ‘Derin Amerika’ taraftarları hayli öfkeli. Nitekim Trump’ın tarife kararlarıyla birlikte eşgüdüm halinde sürdürdüğü Rusya ve Türkiye gibi aktörlere yönelik yeni uzlaşı stratejisi en çok da Siyonist lobide rahatsızlığa yol açıyor.
Netanyahu’nun ABD Ziyareti ve Trump’ın Geleneksel Politikaya Meydan Okuyuşu
‘Gazze Kasabı’ Benyamin Netanyahu’nun apar topar ABD’ye gitmesinin bir nedeni de bu. Çünkü Trump sadece ekonomide değil askeri ve siyasi sahada da Siyonist neo-conların egemen olduğu geleneksel Amerikan siyasetini kökten değiştiriyor. Hem içeride hem dışarıda kritik adımlar atıyor, atmaya hazırlanıyor.
Amerika’nın yabancı ülkelere yönelik propaganda araçlarını kapatan Trump en büyük darbeyi Siyonist-Evanjeliklerin yuvalandığı yapılara vurması dikkat çekiyor. Bunların başında da istihbarat kurumları, USAAID, Voice of America ve Barış Gönüllüleri gibi kurumlar geliyor.
Barış Gönülleri’nde Irak işgalinin mimarlarından eski savunma bakanı yardımcılarından Paul Wolfowitz, ‘Karanlıklar Prensi’ Richard Perle, Ukrayna’daki darbeyi planlayan ve Dişi Brezezinski olarak bilinen Amerikan dışişleri bakanlığının ikinci numarası konumundaki görevinden birkaç ay önce el çektirilen Victoria Nuland’ın kocası Robert Kagan gibi azılı neo-con kadrolar yer alıyordu.
Donald Trump’ın işi zor. Amerika’yı yeniden büyük yapmak için Siyonist lobiyi hem arkasına almak hem de bu lobinin çıkardığı engelleri birer birer aşması gerekiyor.
Ne var ki Trump aynı anda bütün düğmelere basarak ilerliyor. Bu da haliyle Siyonist lobiyi bile korkutuyor. Çünkü Trump Siyonist lobiye sadece Gazze’de ve Batı Şeria’da serbest hareket etme alanı tanıyor. İş Türkiye, Ortadoğu, Rusya, Çin ve Avrupa ile ilişkilere ya da Amerikan iç siyasetini dizayna gelince orada kendi kırmızı çizgilerini çiğnetmeyen bir pro-aktif politika ile hareket ediyor. Nitekim gümrük tarifelerinde
Kennedy Suikasti Belgeleri: Trump’tan Sürpriz Hamle
Dolayısıyla soykırımcı İsrail’in Gazze’deki etnik temizlik katliamlarına her ne kadar en üst kertede destek verse de Amerikan iç ve dış siyasetinde bir o kadar da İsrail lobisinin tekelini kırmaya yönelik adımlar atması dikkat çekiyor. Bu bağlamda yaptığı en önemli hamlelerden biri Kennedy suikastiyle ilgili gizli belgelerin kamuoyuna açıklanmasına izin vermesiydi. Ki bu belgelerde bütün şüpheler İsrail’i ve ABD’deki lobilerini gösteriyor. Belgelerde üstü çizilen kelimelerin ‘İsrail’ olduğuna dair yoğun tartışmalar yaşanıyor Amerikan kamuoyunda. J. F. Kennedy’nin İsrail’in nükleer programına karşı çıkması nedeniyle siyonist lobi tarafından öldürüldüğünü ima eden iddialar yer alıyor yeni belgelerde.
Bir bakıma Trump yönetimi İsrail’e sol gösterip sağ vurmaya devam ediyor. Trump’ın bir iki ay önce bir başkası tarafından hazırlanmış ve Netanyahu’nun güvenilmez biri olduğuna vurgu yapan bir videoyu kendi hesabından paylaşması da unutulmamalı.
İkinci önemli gelişme ise Donald Trump’ın derin devlete çöreklenmiş Siyonist-Evanjelik lobiye yakın isimleri tasfiyede yine aşırı sağcı Yahudileri kullanması. Bunun en somut ve aktüel göstergesi ise siyonist İsrail’e yakınlığıyla bilinen en aşırı sağcı ABD’li Yahudi aktivist Laura Loomer’in ‘tavsiyesi’ne uyarak ABD Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) Direktörü General Timothy Haugh’u görevden alınması.
Neo-Con Temizliği: Trump’ın Derin Devlete Operasyonu
Neo-con Haugh’un biletinin kesilmesi Loomer’ın Trump’ı Beyaz Saray’da ağırlamasından bir gün sonra gerçekleşti. Beyaz Saray’a yakınlığıyla bilinen Axios sitesi işten çıkarmaların doğrudan bu ziyaretle bağlantılı olup olmadığının doğrulanamayacağını fakat içeriden kaynakların görevden alınan Haugh ile yardımcısı Wendy Noble ve diğer beş önemli NSC direktörünün “neokontra-neocon hareketi olarak etiketlendiği” için operasyona maruz kaldıklarını söyledi.
İsrail yanlısı neo-con ve küreselci çeteler Beyaz Saray tarafından devlet kademelerinden ve derin devlet yapılarından temizleniyor demek ki.
Çünkü bu çeteler Trump’ın gümrük tarifelerine, Rusya ile uzlaşmasına, Suriye başta olmak üzere Türkiye’nin Ortadoğu’da önemli bir müttefik olarak görülmesine karşı çıkıyordu. Trump’ın tamamen İsrail’in güdümünde bir siyasetçi olduğu algısını yok eden diğer önemli bulgular da var. Bunlardan biri de İsrail yönetiminin ABD ithalatlarına uyguladığı tarifeleri kaldırmasına rağmen Trump’ın gazabından kurtulamamasıdır. ABD’ye uyguladığı tarifeleri kaldıran İsrail’e Trump yine de yüzde 17’lik bir tarife uygulama kararı aldı.
Gelişmelere bu mercekten bakınca Donald Trump’ın öncelikli amacının Siyonist-Evanjelik çetelerin ve küreselcilerin pençesindeki derin devleti kurtarmak; ardından da ülkesinin çıkarlarını önceleyen bir dış politika izlemek olduğunu görüyoruz.
Bu yeni dünyada Rusya ve Türkiye’nin ağırlıkları Yahudi lobisinin ABD iç politikasındaki inanılmaz gücüne rağmen İsrail’den kat be kat fazla olacaktır. Trump da dış siyasetini bu yeni kriterlere ve aktörlere göre uyarlıyor zaten. Haliyle İsrail eskiden Amerikan dış politikasında gücüne nazaran sahip olduğu orantısız ve haksız önemini kaybedecek. İsrail bundan sonra Ortadoğu’da ve dünyada gücü oranında bir destek görecek ABD’den.
Trump nasıl ki Avrupalı müttefikleri tarafından aldatıldığını ve kullanıldığını söylüyorsa aynı gerçek stratejik müttefiki İsrail için de geçerli. İsrail’in ABD dış politikasındaki stratejik yükü artık daha fazla taşımak istemeyen Trump yönetimi ayrıca bir taşla iki kuş vurmayı da planlıyor. Bunu da Ortadoğu’daki Amerikan hezimetlerinin faturasını İsrail’in yeteneksiz yönetimlerine keserek yapacak. İsrail’i hem tehdit edecek hem de kendine bağlı bir saldırı köpeği haline getirip bölge ülkelerine karşı koz olarak kullanmaya devam edecek.
Büyük resimden görünen manzara bu. Yani her hâlükârda İsrail ve ABD arasındaki balayı dönemi bitecek. Yeni süreçte İsrail’e gereğinden fazla yer verilmeyecek. Şimdiye kadar ABD’nin sırtındaki küfede taşıdığı İsrail’e bundan sonra kendi ayaklarıyla yürümesi öğütlenecek.
Yeni İttifak Arayışları: Çin’e Karşı Yeni Denge
Amerikan yönetimi gücünü ispatlayan Rusya ve Türkiye gibi aktörlerle uzlaşarak olası hezimetlerin riskini olabildiğince azaltabileceğini ve çok daha kazançlı çıkabileceğini görüyor. Zira ABD’nin önceliği artık kendi bekası. Bu nedenle Amerikan yönetimi reel politik gerçeklere uygun ve Çin’i hedefe alan yeni bir stratejiyi devreye sokarken Rusya, Türkiye ve Suudi Arabistan başta olmak üzere küresel ve bölgesel aktörlerle farklı ittifak arayışlarına girmenin hesabını yapıyor.