Doç. Dr. Kemal OLÇAR – 15 Eylül 2025
Terörizmle mücadele tarihinde görülmüştür ki örgütler genellikle eylemsellik ile beslenirler. Eylemlerin iki taraflı net etkisi bulunmaktadır. Bir taraftan öldürülen kurbanlar üzerinden şekillendirilmesi planlanan kamuoyuna korku ve tedhiş mesajı aktarmak, diğer taraftan kendi mensuplarına moral ve motivasyon kaynağı yaratmak. Bunu yaparken de kullandıkları ideolojilerle katliamları meşrulaştırmak, normalleştirmek ve içselleştirmek amacı güderler. Eylemler katı bir hiyerarşik karar alma sistemi içinde planlanır, hazırlıkları yapılır, provalar gerçekleştirilir, eylem öncesi, esnası ve sonrası (kaçışlar dahil) matriksler düzenlenir, en nihayetinde bu cinayet ve katliamların halk üzerindeki etkisinin arttırılması için medya gücü kullanılmaya çalışılır.
Örgütlü Eylemler ve İstihbaratın Rolü
Bu çerçevede örgütlü terörizm eylemleri fiziki takip, insan istihbaratı, sinyal istihbaratı, görsel istihbarat, açık kaynak istihbaratı, teknik istihbarat, mali istihbarat, siber istihbarat ve yapılan operasyonlar gibi alınan tedbirler yoluyla açığa çıkarılabilir veya yapılan eylem anında etkisiz hale getirilebilir. Ayrıca terör örgütleri açısından “örgütlülük” oldukça maliyetli bir faaliyet olduğu için dış desteğe şiddetle ihtiyaç duymaktadır. Ya da yasa dışı bazı işler yapmak zorundadırlar. Ancak bu durum örgüt mensuplarının ve örgütsel yapının daha kolay açığa çıkmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple daha az riskli, tespiti mümkün olmayan ve düşük maliyetli tek kişilik eylemler son zamanlarda örgütlerin tercih ettiği eylem türlerindendir. Batı dünyasında “yalnız kurt” şeklinde yapılan bu eylemler oldukça ses getirmiş ve toplumda istenilen düzeyde tedhiş ortamı yaratılmıştır. ABD, Kanada ve Avrupa ülkeleri bir grupla bağlantısı olmayan, sanal ortamda oltalanan, çeşitli internet platformlarında dijital takip yapılarak tespit edilen biçare gençler vasıtasıyla çok sayıda eylemlere maruz kalmışlardır. Yeni adıyla çevrimiçi istismar ya da radikalleşme örgütlerin fiziki ortamda asosyal, sanal dünyada oldukça aktif görünen gençleri ağına düşürerek aşırıcı içerikler vasıtasıyla terörize edebilmektedir. Kurgulanan algoritmalar yoluyla dijital ayak izlerini takip ederek fiziksel temas kurmadan terörist adayı “hedef kitleye” erişebilmektedirler. Güvenlik ve istihbarat birimleri karmaşık aşırıcı ideolojilerin takipçisi olan bu gençleri sınıflandırmakta zorlanırken diğer taraftan, yaşları itibariyle cezasızlık algısı nedeniyle caydırma imkanlarından da yoksun kalmaktadır. Yeterli teorik ve doğru ideolojik bilgiden uzak olan bu hassas gruplar dünyada meydana gelen çatışma ve savaşlardan çok farklı anlamlar çıkarmakta ve aile/resmi eğitim kurumlarının etkisinden gittikçe uzaklaşmaktadırlar.
Yapılan çalışmalarda 2017 yılından itibaren bu yolla yapılan eylemlerin “32’den 52’ye” çıktığı ifade edilmektedir. “İsveç, Avustralya, Finlandiya, Hollanda, Danimarka, İsviçre, Almanya, İngiltere” gibi ülkelerde görülen bu tür vakalarda çoğu genç birçok insan tutuklanmıştır. Örneğin İngiltere’de, bir yıl içinde 219 terör örgütü mensubu tutuklanmış ve örgütsel bir bağı olmayan bu kişilerin %42’sin 18 yaş altı bireylerden meydana geldiği görülmüştür. Özellikle Avrupa’da DAEŞ bağlantılı olduğu iddia edilen kişilerin üçte ikisinin 18 yaş altı gençlerden oluştuğu, Avustralya, Avusturya, Fransa ve İngiltere’de ise her beş terör şüphelisinden birisinin reşit olmayan gençlerden oluştuğu ifade edilmektedir. Terör örgütleri özellikle yapay zeka tabanlı programları kullanarak uygun profilleri tespit ederek sanal ortamı adeta bir kuluçka yuvası şeklinde kullanabilmektedir. Dolayısıyla örgütlerin yeni cephaneliği sanal depolardan meydana gelmektedir. Bu sayede tüm dünyayı etki ve ilgi alanı haline getirebilmektedirler.
Mart 2025 yılı itibariyle Küresel Terörizm Endeksi’ne göre terör saldırısı olduğu görülen ülke sayısı 58’den 66’ya yükselmiştir. Son beş yılda terör saldırılarının %93’ü yalnız kurtlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Tek başına hareket eden ve örgütlü hiyerarşik yapının dışında kalan teröristlerin izini takip etmek örgütlü olanlara nazaran daha zordur. Bu yeni tip terörist batının bir oyunu mu yoksa gerçekten toplum güvenliğine önemli zarar veren bir olgu mu tartışılabilir, ancak terörizmin evrildiği bu durumun toplumsal direniş hareketine dönüşme ihtimali oldukça yüksektir. Bu tip kişilerin ortak özelliği, 18 yaş altı gençlerden oluşması, karmaşık ideolojiler üretebilmesi, hızla radikalleşmeleri ve jeopolitik kırılganlıklardan etkilenmeleri şeklinde özetlemek mümkündür. Bu anlamda gelişmiş demokrasilerde; ifade, seyahat, bilgiye erişim, iletişim, basın özgürlükleri kapsamında değerlendirilen alanlar içinde serbestçe eylem hazırlıkları yapılabilmektedir. Emniyet güçlerinin bu tip ortamlarda kısıtlı yetki ve müdahale imkanları yalnız kurtların eylem öncesi faaliyetlerine anlam yükleme ve tespit etme fırsatlarını ortadan kaldırmaktadır.
Gençler ve Radikalleşme Hızı
Yalnız kurt tanımına uygun genç kuşakların henüz toplumsal ve bireysel gelişmelerini tamamlamadan klasik medya veya sosyal medyanın etkisiyle uçlara kaydığı görülmektedir. Bu kuşak gençler tüm ideolojilere ilişkin belirli bir miktar bilgiye erişip hepsinden karma bir ideoloji üretmeyi müteakip vaka analizlerini henüz literatüre dahi girmemiş bu sahte ideolojiler yoluyla yapmaya çalışmaktadırlar. Radikalleşen gençlerin hangi süre içinde eylem noktasına eriştiği oldukça önemlidir. İki binli yılların başında gençlerin radikalleşme hızı ortalama 16 ay civarı iken 2015’li yıllarda bu süre 9,6 aya inmiştir. Bugün ise birkaç haftalık bir zaman dilimi içinde gençler radikal eğilimlerle tanışmayı müteakip derhal eyleme geçebilmektedirler. Dolayısıyla artık uygun karakteri haiz gençler örgütlü teröristlerin düşük yoğunluklu rehberliğinde kendi kendine radikalleşebilmektedirler. Yine yapılan çalışmalarda 2000 ile 2009 yılları arasında ABD’de yılda ortalama 3,7 kitlesel silahlı saldırı meydana gelirken, bu sayı yılda ortalama 5,6’ya yükselmiştir. Avrupa’da ise, 1994 ile 2021 yılları arasında, yalnız kurt saldırılarının %61’inden fazlası başarıyla gerçekleştirilirken, örgütlü eylemlerin sadece %18’i başarıya ulaşmıştır. Pasif radikaller sanal saldırılarla yetinirken aktif gruplar plan ve provalar yaparak doğrudan eyleme geçmektedirler.
Bu tür aktif radikaller eylem hazırlıklarını yaparken sosyal çevresinde (aile, arkadaş ve okul çevresi, mahalle/sokak ortamları, iş hayatı, akrabalar, ibadet yerleri, vakıf/dernek vb. yerler) normal ve hatta oldukça uyumlu bir karakter iken internet ortamında son derece saldırgan olabilmektedirler. Planın yapılması, hazırlıkların koordine edilmesi, eylemin zamanlaması, hedefleme tercihleri, yöntemi, uygun silah seçimi, icrası ve kaçış aşamalarında genellikle internet bilgileri kullanılmaktadır. İdeolojik ve motivasyonel destek için yapay zeka destekli terörist profilleri kullanılmakta ve genç teröriste yapamayacağı davranışlar için bile öz güven aşılanmaktadır. Bazı durumlarda ikna yöntemi ile birlikte gözdağı, şantaj, tehdit ve yakınlarına zarar verme şeklinde usuller de kullanılmaktadır. İnanmışlık ve adanmışlık sonucu geriye dönülmez bir moral girdabına giren yalnız kurt adayı genç teröristler çareyi eylemi yapmak suretiyle mutlak ölümde bulmaktadırlar. Bu tür sanal kuluçka yuvalarında algoritmalı düzenlemelerle yetişen gençlerin bir kısmı da eylem sonucu tüm olumsuzlukların değişeceğine ve en azından yaşadığı çevrede farkındalık yaratabileceğine inanmaktadırlar. Ayrıca bu tür genç gruplar, hayal kırıklığına uğramış, hayata dair amaç arayışında olan, kimlik ve aidiyet duygusunu yitirmiş, çevresindeki her şeyden rahatsız ve ergenlik tepkiselliğini yoğun yaşayan karakterde kişilerdir.
Hedef seçerken ise daha karmaşık bir süreç izlemektedirler. Doğrudan kendilerine zarar verdiği hissi uyandıran hedefler öncelikli hedefler şeklinde görülmektedir. Diğer hedefler ise daha çok adanmış olunan davaya zarar verenler veya ideolojik olarak karşı cephede yer alanlar olabilmektedir. Bunun dışında uhrevi ve dünyevi meselelere uzak kalanlar, aşırı lüks yaşantıya sahip olan vurdumduymazlar, işsiz lümpen gruplar ve hiçbir özelliği olmayan masum sivil kişiler hedef kitle olarak seçilebilmektedir.
Erken Müdahale ve Önleyici Tedbirler
Bu tür eğilimleri olan potansiyel saldırgan ve içe kapanık gençler için demokratik düzenlemeler ışığında önce erken müdahaleler yapılmalı, devlet ve özel teknoloji şirketleri birlikte çalışıp dijital yasaklamalar dahil radikalleşme modellerinin keşfini yapmalı ve tedavi süreçlerini başlatmalıdırlar. Yine sosyal ve psikolojik yabancılaşma yaşayan grupları yetişkin teröristlerin elinden kurtarmak için meselenin köklerine inerek ruh sağlığı birimleri ile istihbarat kurumları iş birliğini geliştirmeli ve proaktif anlamada devletler “birey temelli terörle mücadele” çalışmaları toplumun tüm politik, ideolojik ve kültürel katmanlarına yayılmalıdır. Çünkü sosyolojik sapmalar yaşayabilecek bu grupların toplumların değerlerine, gelenek, örf ve adetlerine, normlarına, menfaatine, beklentilerine, varlığına ve bütünlüğüne zarar vermek için yapamayacakları eylem yoktur.
Kimin terörist olduğu, hangi eylemlerin terör suçu içerdiği konusunda toplumsal mutabakat sağlanmalıdır. Yani tüm siyasal ve ideolojik gruplar, “hükümetleri/rejimi/ekonomiyi/çevreyi/insanları tehdit eden, siyasi, dini ve ideolojik hedeflere yönelen kanunsuz şiddet eylemlerini” “terör” tanımı içinde değerlendirmelidir. Şiddet kullanan, bir ya da birkaç ideolojiye dayanan, hiyerarşik bir örgütlenme içinde bulunan veya dijital anlamda bireylere rehberlik yapan, sistematik eylemler gerçekleştiren, politik bir amaca yönlendirilen kişi ya da grupların doğrudan terör suçlarından hukuki işlemlerinin yapılmasında tereddüt edilmemelidir. Bu anlamda “saldırı, baskın, işgal, pusu kurma, sokak gösterileri, grev-lokavt, silah teminine ve finansman sağlamaya yönelik eylemler, adam öldürme, kaçırma, rehin alma, sabotaj, propaganda, intihar eylemi, soygun, haraç, fidye, iç ve dış mali desteklerle gelir sağlama, yasa dışı uluslararası uyuşturucu ve silah ticareti” gibi eylemlere titizlikle yaklaşılmalıdır. Ancak terör örgütlerinin temel amaçlarından olan ve güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanmaya yöneltmek şeklindeki tuzaklarına da azami dikkat etmek gerekmektedir. Bunun yanında alınması gereken yasal tedbirler (ulusal/uluslararası hukuk, finansal konular, medya, maddi destek vs.) ekonomik tedbirler (gelir adaletsizliği, bölgesel gelişmişlik farklılıkları, istikrar, fırsat eşitlikleri, yasal şirketlerin sermaye artış kaynaklarının araştırılması, kaçakçılık faaliyetleri, terörün finanse edilmesi vs.), sosyal tedbirler (dil, din, mezhep ayrılıkları, feodal kalıntıların kamu düzeninde alternatif olmaması, genel ahlakta görülen yozlaşma, yolsuzlukların yarattığı bireysel/toplumsal öfke, kayıt dışı ekonominin oluşturduğu iklim, batı kültürel kodlarının kutsallaştırılarak toplum normları haline getirilme çabaları, kanunlar önünde eşitsizlik hissi algısı, aile kavramının ötelenmesi ve değersizleştirilmesi, hızlı kentleşmenin ortaya çıkardığı gettolaşma vb.) vakit kaybetmeden alınmalıdır.
Bu yüzden TEKNOFEST KUŞAĞINA İNANMIŞ, EĞİTİMLİ, SORGULAYAN ve AHLAKLI genç nesiller yetiştirmek ZORUNDAYIZ.