Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
reklam
reklam

Ukrayna-Rusya Zirvesi Öncesi Buraya ” Red Famine ” Bırakıyoruz..

Anne Applebaum’un “Red Famine” adlı eseri, 1932-1933 Holodomor kıtlığını Stalin’in bilinçli politikası olarak detaylandırıyor. Kitap, bu yapay kıtlığın milyonlarca Ukraynalının ölümüne yol açtığını ve Ukrayna’nın ulusal kimliği ile Rusya-Ukrayna ilişkilerinde derin bir travma yarattığını vurguluyor. Holodomor’un günümüz çatışmalarının kökenlerinden biri olduğu belirtilirken, kitabın tarih ve günümüz politikaları arasında önemli bir köprü kurduğu ifade ediliyor.

Anne Applebaum’un “Red Famine” adlı eseri, 1932-1933 Holodomor kıtlığını Stalin’in

Anne Applebaum’un “Red Famine” adlı eseri, 1932-1933 yıllarında Sovyetler Birliği’nin Ukrayna bölgesinde uyguladığı Holodomor olarak bilinen yapay kıtlığı derinlemesine inceliyor. Kitap, sadece bir doğal afet ya da ekonomik kriz olarak görülmemesi gereken bu kıtlığın, Stalin rejimi tarafından bilinçli şekilde uygulanmış politik bir saldırı olduğunu savunuyor.

Tarihsel Arka Plan: Sovyetler Birliği ve Ukrayna

Kitap, Sovyetler Birliği’nin kuruluşundan itibaren Ukrayna’nın yaşadığı siyasi ve sosyal baskıları detaylandırıyor. 1920’lerde Sovyetler, Ukrayna’nın milli kimliğini ve bağımsızlık isteklerini kontrol altına almak için çeşitli politikalar uyguladı. Ancak Stalin’in iktidara gelmesiyle bu baskı çok daha sistematik ve acımasız bir boyuta ulaştı. Ukrayna, Sovyetler için hem stratejik bir bölge hem de ideolojik bir meydan okumaydı.

Holodomor: Bilinçli Kıtlık Politikası

Applebaum, Holodomor’u sadece tarımsal başarısızlık ya da doğal afet olarak değil, Stalin’in Ukrayna’yı cezalandırmak ve bağımsızlık arzularını kırmak için bilinçli planladığı bir kıtlık olarak tanımlıyor. Kitapta, kolektivizasyon süreci ve zorla el konulan tahılların ihracı, açlıkla mücadeleyi imkânsız hale getiren ana faktörler olarak öne çıkıyor. Sovyet rejimi, açlıktan ölmekte olan Ukraynalılara yardım etmeyi engelledi ve hatta aç kalan köylülerin bölgeyi terk etmesini yasakladı.

İnsanlık Dramı ve Ölüm Sayıları

Kitap, Holodomor’un sonucunda milyonlarca Ukraynalının hayatını kaybettiğini ve bu trajedinin Ukrayna toplumu üzerinde derin, kalıcı yaralar açtığını vurguluyor. Açlık, hastalık ve çaresizlik arasında geçen bu dönem, Ukrayna tarihinin en karanlık sayfalarından biri olarak kayıtlara geçti.

Tarihsel Hesaplaşma ve Kimlik Mücadelesi

Applebaum, Holodomor’un Ukrayna ulusal kimliğinin şekillenmesinde kritik bir rol oynadığını belirtir. Kitap, bu trajedinin Ukrayna’nın bağımsızlık mücadelesinde bir dönüm noktası olduğunu ve Sovyetler’in bu travmayı görmezden gelme ya da çarpıtma çabalarının iki ülke ilişkilerinde derin güvensizliklere yol açtığını ortaya koyuyor.

Holodomor’un Günümüz Rusya-Ukrayna İlişkilerine Yansımaları

“Red Famine”, tarihsel olayların bugünkü jeopolitik çatışmalar üzerindeki etkisini detaylandırıyor. Kitap, Stalin döneminde yaşanan bu kıtlığın, modern Rusya’nın Ukrayna üzerindeki politikalarının kökenlerinden biri olduğunu savunuyor. Rusya’nın Ukrayna’yı bir “öteki” olarak görmesi ve bölgedeki nüfuzunu yeniden tesis etme çabaları, Holodomor’un yarattığı tarihsel travma ile doğrudan bağlantılıdır.

Akademik ve Politik Önemi

Kitap, Holodomor’u anlamak isteyen akademisyenler, tarihçiler ve politika yapıcılar için temel bir kaynak niteliğinde. Applebaum, Holodomor’un sadece geçmişte kalan bir trajedi olmadığını, günümüzde devam eden çatışmalar ve politik anlaşmazlıklar için de kritik bir bağlam oluşturduğunu vurguluyor.

Sonuç

Anne Applebaum’un “Red Famine” kitabı, Stalin rejiminin Ukrayna’ya yönelik bilinçli kıtlık politikasını ayrıntılı ve belgelerle desteklenmiş şekilde ortaya koyuyor. Kitap, Holodomor’un tarihsel ve güncel önemini vurgulayarak, Rusya-Ukrayna çatışmalarını anlamak için kritik bir perspektif sunuyor. Bu eser, tarihin karanlık dönemlerinin unutulmaması ve barış arayışlarında tarihsel hesaplaşmaların göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatıyor.