ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Singapur’da düzenlenen Shangri-La Diyaloğu’nda yaptığı çarpıcı açıklamalarla Çin’in Hint-Pasifik bölgesinde askeri güç kullanmaya hazırlandığını duyurdu. “Çin’in yarattığı tehdit gerçek ve her an acil hale gelebilir” diyen Hegseth, Pekin’in bölgesel dengeleri lehine değiştirmek üzere askerileşme adımlarını hızlandırdığını belirtti. Bu açıklama, bölgedeki müttefikler ve savunma ortakları için tarihi bir dönüm noktasına işaret ediyor.

Shangri-La Diyaloğu’ndan Kritik Mesajlar

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) tarafından Singapur’da düzenlenen Shangri-La Diyaloğu, bu yıl 22. kez dünyanın dört bir yanından liderleri ve güvenlik uzmanlarını buluşturdu. Etkinliğin en dikkat çeken konuşmasını yapan ABD’li Bakan, Çin’in “askeri güç aracılığıyla barışı zorladığını” savunarak küresel güvenliğin tehlikede olduğunu ifade etti.

“Asya’da Daha Büyük Tehdit Varken Harcamalar Yetersiz”

Hegseth, Asya-Pasifik bölgesinde bulunan müttefik ülkeleri, savunma harcamalarını artırmaya çağırdı. “Avrupalı müttefikler gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 5’ini savunmaya ayırırken, Asya’da çok daha büyük bir tehdit olmasına rağmen harcamalar düşük seviyede kalıyor” dedi. Bu açıklamalar, ABD’nin bölgesel stratejisinde yeni bir finansal ve askeri beklenti dönemi başlatıyor.

Trump Liderliğinde “Güç Yoluyla Barış” Stratejisi

ABD’nin Hint-Pasifik’e yönelik yeni güvenlik stratejisinin temelinde “güç aracılığıyla barış” ilkesi yer alıyor. Hegseth, “Başkan Trump liderliğinde caydırıcılığı yeniden inşa ediyoruz. Artık kendi güvenliğimizi öncelemenin vakti geldi” dedi. Bu strateji, sadece askeri değil diplomatik ve ekonomik düzlemde de yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor.

1 Trilyon Dolarlık Savunma Bütçesi Geliyor

Bakan Hegseth, ABD’nin savunma harcamalarının 2026 itibarıyla 1 trilyon doları aşacağını açıkladı. Yeni dönem için geliştirilen teknolojiler arasında 6. nesil F-47 hayalet savaş uçakları, B-21 bombardıman uçakları, hipersonik silahlar, yeni nesil insansız hava araçları ve Altın Kubbe füze savunma sistemi yer alıyor. Bu yatırımlar, ABD’nin askeri üstünlüğünü daha da güçlendirmeyi hedefliyor.

Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki Faaliyetleri Alarm Veriyor

Hegseth’in dikkat çektiği konulardan biri de Güney Çin Denizi oldu. “Çin’in resifleri yasa dışı biçimde askerileştirdiği, seyrüsefer özgürlüğünü tehdit ettiği ve Tayvan’ı işgal planlarını netleştirdiği herkes tarafından görülmelidir” ifadeleri, bölge ülkeleri arasında tedirginliğe yol açtı.

Çin Ekonomik Gücü Savunmada Kullanıyor

Bakan, Çin’in ekonomik ilişkilerini askeri stratejiye araç ettiğini de dile getirdi. “Pekin, ülkelerle kurduğu ekonomik bağları savunma kararlarını etkilemek için kullanıyor. Bu durum, bölgesel savunma işbirliklerini karmaşıklaştırıyor” dedi. Bu analiz, sadece askeri değil, ekonomik güvenliğin de bölge için stratejik hale geldiğini ortaya koyuyor.

“Panama Kanalı Artık Güvende”

ABD’nin bölgesel güvenlik anlayışının yalnızca Asya-Pasifik’le sınırlı olmadığını belirten Hegseth, Panama Kanalı’nı Çin etkisinden “kurtardıklarını” söyledi. “Çin’in Kanal’ı silah gibi kullanmasına izin vermeyeceğiz” ifadesiyle Washington’un Latin Amerika’daki yeni pozisyonunu da netleştirmiş oldu.

“Çin’le Savaş İstemiyoruz Ama…”

ABD’nin Çin’le doğrudan çatışma niyetinde olmadığını vurgulayan Hegseth, “Ancak Çin’in müttefiklerimizi korkutmasına, boyunduruk altına almasına da müsaade etmeyeceğiz” dedi. Bu yaklaşım, caydırıcılıkla birlikte askeri hazırlığın da sürdüğüne işaret ediyor. “Caydırıcılık başarısız olursa, Başkomutan savaşmaya ve kazanmaya hazır olacaktır” sözleri bu kararlılığı perçinledi.

“Vaaz Veren Dış Politika Dönemi Bitti”

ABD’nin dış politikada yeni bir dönem başlattığını belirten Hegseth, “Biz artık kimseye ideoloji dayatmıyoruz. İklim değişikliği ya da kültür üzerinden vaaz vermek için burada değiliz” dedi. Bu açıklama, ABD’nin uluslararası ilişkilerde daha realist ve işbirliğine dayalı bir yaklaşım benimsediğini gösteriyor.

“Tayvan’a Saldırı Olursa Bu Bir Eşik Olur”

Trump döneminde Çin’in Tayvan’a saldırma cesareti gösteremeyeceğini söyleyen Hegseth, olası bir Tayvan saldırısının “geri dönülmez sonuçlar doğuracağını” ifade etti. Bu vurgu, ABD’nin bölgesel kırmızı çizgileri konusunda ciddi olduğunu ve Tayvan özelinde net bir savunma pozisyonu aldığını gösteriyor.