Netanyahu’dan Kudüs’e Yönelik Küstahça Açıklama: ”Kudüs Daima Bizim Olacak”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Doğu Kudüs’ün 1967’de İsrail tarafından işgal edilmesinin İbrani takvimine göre yıl dönümünde yaptığı açıklamada, Kudüs’ün tamamının daima İsrail’e ait olacağını iddia etti. Netanyahu, sosyal medya platformu X üzerinden paylaştığı videoda, Eski Şehir bölgesindeki tünellerde çekilen görüntülere yer vererek Mescid-i Aksa’nın altına kadar uzanan yapıların “atalarına ait” olduğunu ileri sürdü.

Mescid-i Aksa Altında Tartışmalı Tüneller

Netanyahu’nun, Doğu Kudüs’ün Silvan beldesinde bulunan ve arkeolojik kazı gerekçesiyle açılan tünellerde kayda aldığı videoda, “Eski ve yeni Kudüs bizim elimizde ve daima bizim elimizde kalacak.” ifadeleri dikkat çekti. Söz konusu tünellerin, Mescid-i Aksa’ya kadar uzanması, bölgede yaşayan Filistinliler ve Müslümanlar tarafından ciddi bir tehdit olarak değerlendiriliyor.

Kudüs Günü’nde Provokatif Yürüyüş

İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün ilhakının yıldönümünde İsrailliler tarafından her yıl düzenlenen “Kudüs Günü” etkinlikleri, bu yıl da gerginliğe sahne oldu. Fanatik İsrailliler, Doğu Kudüs’teki Eski Şehir bölgesinde düzenledikleri bayrak yürüyüşünde Filistinlilere saldırdı ve Müslümanlar aleyhine sloganlar attı. Yürüyüş sırasında güvenlik güçleri geniş önlemler alırken, Filistinli sivillere yönelik baskılar arttı.

Mescid-i Aksa’ya Baskın: 2 Binden Fazla Fanatik İsrailli Katıldı

Kudüs Günü kapsamında, 2 binden fazla fanatik İsrailli sabah saatlerinde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi. İsrail polisi korumasında gerçekleşen baskın sırasında, kutsal mabedin avlusunda provokatif davranışlar sergileyen gruplar, Filistinlilerin ibadet özgürlüğünü engelledi. Filistin yönetimi, bu tür ihlallerin bölgedeki gerilimi daha da artıracağı uyarısında bulundu.

Doğu Kudüs’te Yerleşimlere Kaynak Aktarılıyor

Netanyahu açıklamasında, Kudüs Günü’nde her yıl önemli kararlar aldıklarını ve işgal altındaki Doğu Kudüs çevresindeki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerine büyük kaynaklar aktardıklarını da belirtti. İsrail hükümetinin bu politikası, uluslararası hukuka aykırı olarak değerlendiriliyor ve dünya genelinde tepkiyle karşılanıyor.