Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan mart ayı verilerine göre, hizmet üretim endeksi hem yıllık hem de aylık bazda artış gösterdi. Endeks, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,4 oranında artarken, bir önceki aya kıyasla yüzde 0,1 oranında yükseldi. Bu veriler, hizmet sektörünün genel ekonomik faaliyetler içindeki canlılığını koruduğuna işaret ediyor.

Aylık Artış Yüzde 0,1 Oldu

Mart ayında hizmet üretim endeksi, şubat ayına göre yüzde 0,1 oranında artış kaydetti. Bu sınırlı artış, bazı alt sektörlerdeki düşüşlere rağmen genel hizmet alanının dengeli bir büyüme trendi sergilediğini gösteriyor. Özellikle bilgi ve iletişim hizmetlerinde yaşanan artış, genel endeksteki pozitif yönlü eğilimi destekledi.

Yıllık Bazda %0,4 Artış: Dengeli Seyir Devam Ediyor

Yıllık karşılaştırmaya bakıldığında ise hizmet üretim endeksinde yüzde 0,4’lük bir artış olduğu görülüyor. Pandemi sonrası toparlanma sürecinde hizmet sektöründeki gelişmeler önem taşırken, bu artış sektörde istikrar sinyallerinin devam ettiğini ortaya koyuyor.

Yükselen Alt Sektörler: Bilgi ve İletişim İlk Sırada

Yıllık bazda artış gösteren alt sektörler arasında ilk sırayı bilgi ve iletişim hizmetleri aldı. Bu alanda yüzde 6,3’lük bir artış kaydedildi. Dijitalleşme süreci ve teknolojik yatırımların etkisiyle bu sektördeki yükselişin sürdüğü gözlemleniyor.

Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetlerde de dikkat çekici bir yükseliş görüldü. Bu grup yüzde 3,7 oranında büyüme gösterdi. Ayrıca idari ve destek hizmetleri de yüzde 2,8 oranında artarak hizmet sektörünün genel pozitif görünümüne katkı sağladı.

Düşüş Gösteren Sektörler: Gayrimenkul ve Ulaştırma Geriledi

Mart ayında bazı sektörlerde ise düşüş dikkat çekti. En fazla düşüş yüzde 3,3 ile gayrimenkul hizmetlerinde yaşandı. Bu durum, sektördeki durağanlığın henüz kırılmadığını ve piyasanın halen belirsizliklerle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu.

Konaklama ve yiyecek hizmetlerinde de yüzde 2,5’lik bir azalma gözlendi. Özellikle mevsimsel etkilerin ve turist sayısındaki dalgalanmaların bu sektöre yansıdığı belirtiliyor. Ulaştırma ve depolama hizmetleri ise yüzde 1,3 oranında gerileyerek sektördeki hareketliliğin bir miktar yavaşladığını işaret etti.

Aylık Bazda En Dikkat Çeken Artış: Bilgi ve İletişim Hizmetleri

Aylık bazda bakıldığında, en yüksek artış yüzde 2,7 ile bilgi ve iletişim hizmetlerinde yaşandı. Bu artış, sektördeki dijital dönüşümün etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. Ulaştırma ve depolama hizmetleri de yüzde 1,8 oranında artışla dikkat çekti.

Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetlerde ise yüzde 0,5’lik bir artış kaydedildi. Bu oran küçük gibi görünse de, istikrarlı bir büyümenin işareti olarak değerlendiriliyor.

Aylık Düşüşlerde Gayrimenkul Hizmetleri Başı Çekti

Aylık bazda en dikkat çekici düşüş, gayrimenkul hizmetlerinde yaşandı. Sektörde yüzde 8,7 oranında azalma meydana geldi. Bu düşüş, ekonomik belirsizlik, faiz politikaları ve yatırım iştahındaki gerilemeyle açıklanıyor.

Konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 1,7, idari ve destek hizmetlerinde ise yüzde 2,2 oranında düşüş kaydedildi. Bu gerileme, sektörel kırılganlıkların sürdüğüne işaret ediyor.

Hizmet Sektörü Genel Görünümde Dengede

Mart ayı verileri genel itibarıyla hizmet sektöründe dengeli bir görünümün sürdüğünü gösteriyor. Bazı alt sektörlerde yaşanan gerilemelere karşın, teknoloji ve profesyonel hizmet alanlarındaki artış sektördeki pozitif dengeyi sağlamaya devam ediyor.

Uzmanlara göre, önümüzdeki aylarda turizm sezonunun başlaması, konaklama ve yiyecek hizmetleri başta olmak üzere bazı alt sektörlerde hareketliliği artırabilir. Ancak gayrimenkul ve ulaştırma alanında istikrarlı toparlanma için yapısal adımlara ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.

Ekonomik Büyümede Hizmet Sektörünün Rolü Artıyor

Hizmet sektörü, Türkiye ekonomisinin en geniş istihdam alanlarından biri olması nedeniyle büyüme üzerinde belirleyici bir etkiye sahip. Mart ayında açıklanan bu veriler, sektörün genel ekonomiye katkı sağlama potansiyelinin sürdüğünü gösteriyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri ile teknik hizmetlerin büyüme performansı da bu potansiyelin artarak devam edeceğini ortaya koyuyor.