Uluslararası borçlanma, ülkelerin kalkınma ve hizmet sunumu için başvurduğu önemli bir araç olabilir. Ancak bazı borç türleri vardır ki, sadece ekonomik değil aynı zamanda etik, siyasi ve hukuki sorunlar da doğurur. İşte bu borçlardan biri de tiksindirici borç olarak adlandırılır. Son yıllarda siyasi rejim değişiklikleri yaşayan ülkelerde sıkça gündeme gelen bu kavram, “borç ödememe hakkı” tartışmalarının merkezinde yer alıyor. Peki, tiksindirici borç nedir, hangi koşullarda geçersiz sayılır, örnekleri nelerdir ve neden bu kadar tartışmalıdır?
Tiksindirici Borç Ne Demektir?
Tiksindirici borç, bir devletin halkın rızası olmadan, çoğu zaman anti-demokratik yöntemlerle aldığı ve kamu yararı taşımayan dış borçlara verilen isimdir. İngilizcesiyle odious debt olarak anılan bu borçlar, genellikle otoriter rejimler tarafından halkın zararına olacak şekilde alınır.
Bu borçlar, hastane, okul veya altyapı gibi hizmetlere değil;
-
Lüks tüketim
-
İç baskı mekanizmaları
-
Askeri harcamalar
-
Yöneticilerin kişisel servetleri
için kullanılır. Dolayısıyla, borç alınırken ne halkın onayı alınır ne de bu borcun ödemesinden halk fayda görür.
Tiksindirici Borcun 3 Temel Özelliği Nedir?
-
Halkın Onayı Yoktur:
Borç alma süreci, demokratik bir süreçle yönetilmez. Parlamento devre dışıdır, medya sansür altındadır, halk bilgilendirilmez. -
Kamu Yararına Değildir:
Alınan borçlar kamu yatırımları yerine, baskıcı rejimin kendini sürdürmesi için harcanır. -
Borç Verenin Bilinçli Olması:
Krediyi veren devlet ya da finans kurumu, paranın kötüye kullanılacağını bilmektedir ve buna rağmen krediyi sağlar.
Bu üç kriterin bir araya gelmesi durumunda uluslararası hukukta bir borcun tiksindirici sayılması yönünde görüş birliği oluşabilir.
Tiksindirici Borçlar Hangi Durumlarda Geçersiz Sayılır?
Tiksindirici borçların uluslararası hukukta net bir iptal prosedürü olmasa da, belirli durumlarda bu borçların ödenmesi tartışmalı hâle gelir. Özellikle:
-
Diktatörlük sonrası gelen demokratik yönetimler, önceki borçları meşru saymayabilir.
-
Borcun kötüye kullanıldığı delillerle ispat edilirse, yeni yönetimler borcu tanımayabilir.
-
Uluslararası kamuoyu desteğiyle, borç veren kurumlardan yeniden yapılandırma veya iptal talep edilebilir.
Buna rağmen çoğu ülke, uluslararası kredi sisteminin baskısı nedeniyle bu borçları ödemek zorunda kalmaktadır.
Tiksindirici Borç Örnekleri Nelerdir?
Haiti (1825)
Haiti, bağımsızlığını kazandıktan sonra Fransa’ya “bağımsızlık tazminatı” ödemek zorunda bırakıldı. Bu borç, halkı yoksullaştırdı ve uzun yıllar gelişmeyi engelledi.
Irak (Saddam Hüseyin Dönemi)
Saddam rejimi döneminde alınan milyarlarca dolar borç, halkın refahı için değil, askeri harcamalar ve baskı aygıtları için kullanıldı. Rejim sonrası bu borçların meşruiyeti tartışıldı.
Güney Afrika (Apartheid Rejimi)
Apartheid döneminde alınan borçlar, siyah halka karşı kurulan baskı düzeninin finansmanında kullanıldı. Demokratik yönetim, bu borçları “tiksindirici” ilan etti.
Arjantin (1976-1983 Askeri Cunta Dönemi)
Cunta döneminde alınan dış borçların çoğu insan hakları ihlalleri ve yolsuzluk amaçlı kullanıldı. Arjantin halkı bu borçları sorgulamaya başladı.
Yeni Hükümetler Bu Borçları Ödemek Zorunda Mı?
Teorik olarak hayır. Ancak pratikte durum farklı. Yeni yönetimler uluslararası finans sisteminden dışlanmamak için çoğu zaman bu borçları:
-
Tamamen öder
-
Yeniden yapılandırır
-
Borcun bir kısmını iptal ettirip kalanını üstlenir
Yine de geçmişte bazı örneklerde bu borçlar tamamen iptal edilebilmiştir.
Tiksindirici Borç Verene de Sorumluluk Düşer Mi?
Evet. Eğer borç veren taraf, verilen kredinin kamu yararına kullanılmayacağını biliyor ve buna rağmen veriyorsa, ahlaki ve hukuki sorumluluğu paylaşır.
Bu durumda:
-
Borç veren kurumun alacak hakkı düşebilir
-
Borç iptali talepleri daha güçlü hale gelir
-
Uluslararası finans kuruluşları da sorgulanır hale gelir
Bu durum tiksindirici borç kavramını sadece borç alanla değil, borç verenle de ilgili bir etik tartışma haline getirir.
Tiksindirici Borç Neden Önemli Bir Tartışma Konusudur?
Çünkü bu borçlar:
-
Halkı yoksullaştırır
-
Gelecek kuşaklara adaletsiz yük bırakır
-
Kalkınmayı engeller
-
Demokrasiyi zayıflatır
Ayrıca borç ödememe hakkı tartışmaları da bu kavram etrafında şekillenir. Eğer borç meşru değilse, ödenmemesi gerektiği savunulabilir.
Tiksindirici Borçla Mücadele Yolları Nelerdir?
-
Borçların denetlenmesi: Hangi amaçla alındığı, nasıl kullanıldığı belgelenmeli.
-
Uluslararası şeffaflık kurumlarının güçlendirilmesi
-
Yurttaş denetimi: Halkın kredi süreçlerine dahil edilmesi
-
Hukuki reformlar: Tiksindirici borçları geçersiz kılacak uluslararası yasal çerçevenin oluşturulması
Tiksindirici Borç Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Tiksindirici borç nedir?
Halkın onayı olmadan, kamu yararı gözetilmeden alınan ve otoriter rejimlere hizmet eden dış borç türüdür.
Tiksindirici borçlar ödenmek zorunda mı?
Hukuken tartışmalıdır. Demokratik yönetimler bu borçları reddedebilir ancak pratikte çoğu zaman uluslararası baskılar nedeniyle ödenir.
Tiksindirici borç örnekleri nelerdir?
Haiti-Fransa borcu, Irak-Saddam döneminde alınan borçlar, Güney Afrika Apartheid borçları gibi örnekler verilebilir.
Tiksindirici borcu verenler de sorumlu mu?
Evet. Borcun kötüye kullanılacağını bile bile kredi veren kurumlar da etik ve hukuki olarak sorumlu tutulabilir.
Uluslararası hukukta tiksindirici borç iptal edilebilir mi?
Net bir mekanizma yoktur ancak siyasi, ahlaki ve hukuki gerekçelerle geçersiz sayılabilir.