Güldeniz Suna – Times of Defence Stajyeri – 18 Temmuz 2025
Yaşamakta olduğumuz çağda güvenlik kavramı çok boyutlu bir anlam dönüşümüne uğramıştır. Geleneksel kara, hava ve deniz sınır güvenliğine uzay güvenliği kavramı da eklenmiş, ulus devletlerin milli güvenlik politikalarında değişiklikler yapma zorunluluğu doğmuştur. Bu çerçevede askeri teknolojilerini geliştirme adımları atan aktörler, ordularında ve envanterlerinde dijital dönüşüme gitmişlerdir. Hibrit savaşlara her daim hazır olma stratejisiyle geliştirilen ileri teknoloji ürünler aktörler arasında rekabete de neden olmaktadır.
Bölgesel ve hatta küresel oyun kurucu bir aktör olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, edinmiş olduğu grand stratejisi Kızılelma ülküsü yolunda karasal Misak-ı Milli sınırlarına deniz, hava ve uzay sınırlarını da ekleyerek stratejik ve askeri güvenlik adımlarını bu hedefe yönelik atmaktadır.
Buna yönelik geliştirmekte olduğu teknolojik güvenlik/savunma sanayii sistemleri Türkiye’yi bölgesel ve uluslararası arenada söz sahibi bir aktör yapmaktadır.
Hava Savunmasının Görünmeyen Yüzü: Radar Teknolojileri
Hava savunmasında kritik bir rol oynayan radar teknolojileri tehditlerin önceden tespiti ve gerektiğinde tehditleri bertaraf etme özellikleriyle ülkelerin önemli bir ihtiyacı olma niteliği taşımaktadır.
ASELSAN’ın geliştirmiş olduğu EİRS, AESA (Active Electronically Scanned Array – Aktif Elektronik Taramalı Dizi Anten) antene sahip S-Bant frekanslı bir radar teknolojisidir. S-Bant frekansı atmosferik absorpsiyona düşük duyarlı olup yağmur, sis gibi hava koşullarından minimum etkilenmektedir; bundan dolayı S-Bant frekans sahibi radarlar her türlü hava koşulunda yüksek performans sergilemektedir.
Farklı türdeki düşük düzey RKA (Radar Kesit Alanı) sahibi tehditleri geniş menzilden kolaylıkla algılayabilen milli radar sistemi, NATO standartlarına uyumlu bir şekilde geliştirilmiştir. Hem yerinden hem de uzaktan kontrol edilebilmekte olup her türlü operasyonel faaliyette görev alabilmektedir.
Modüler yapısı, yüksek hareket kabiliyeti ve 30 dakikalık hızlı kurulum/toplanma süresi ile taktik sahada esnek çözümler sunar. Sistem; 360 derece elektronik tarama, çoklu hedef takibi, elektromanyetik karıştırmalara karşı yüksek dayanıklılık, siber saldırılara karşı geliştirilmiş özel yazılım altyapısı gibi ileri düzey yeteneklerle donatılmıştır.
EİRS, mevcut radar ve komuta-kontrol ağlarına entegre olarak üç boyutlu (3B) hava resmini, telsiz ve radyolinkler aracılığıyla diğer sistemlerle ve Kontrol İhbar Merkezleri ile paylaşabilmektedir. Aynı zamanda hava ve füze savunma sistemleriyle tam uyum içinde çalışarak, ülke savunmasında kritik bir rol üstlenmektedir.
Hava ve füze savunma sistemleri ile tam uyum içinde çalışan EİRS, ülke müdafaasında aktif bir rol oynamakta olup, bölgesel tehdit unsurlarına karşı korku salmaktadır.
Mavi Vatan Doktrini: Türk Sularının Müdafaası
Mavi Vatan doktrini çerçevesinde denizlerdeki milli hak ve menfaatlerimizi uluslararası prensiplere uygun olarak savunduğumuz, emperyalizmin dayatma ve oldubittilerine (yeni nesil bir Sevr olan Seville Haritası’na) teslim olmayarak ‘kendi kaderimizi tayin etme’ anlayışı çerçevesinde Mavi Vatan Haritası geliştirilmiştir. Dünyanın en kapsamlı sondaj filosuna sahip olan Türkiye, Doğu Akdeniz’deki stratejik emperyalist ittifaka karşı yalnız bırakılmak istenmekte ve KKTC ile hak ve menfaatleri hukuksuzca/oldubittilerle hedef hâline gelmektedir.
GKRY, Yunanistan ve İsrail üçlü ittifakının bölgede hâkimiyet kurma planları çerçevesinde dayanaksız/mesnetsiz politikalar geliştirdikleri ve bunları küresel kamuoyunda normalleştirmeye çalıştıkları görülmektedir. Türkiye, Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı uzunluğuna sahip bir ülke olduğu gibi, KKTC’nin de hak ve menfaatlerinin daimi destekçisi olup egemenliğini uluslararası arenada dile getirmekte, bu birlikteliği Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) çerçevesinde tüm dünyaya duyurmaktadır.
GKRY’nin İsrail ile yürüttüğü işbirlikleri kapsamında ise Doğu Akdeniz sadece Türk-Rum-Yunan çekişmesinin yaşandığı bir bölge olmayıp küresel nitelikte önem arz etmektedir. Çünkü bu bölgedeki hidrokarbon rezervleri, küresel aktörlerin iştahını kabartmaktadır.
Harita 1. Doğu Akdeniz’deki Yetki Alanları’nı Gösterir Harita
EİRS’in KKTC’de Konuşlandırılması Doğu Akdeniz’deki Dengeleri Değiştirebilir
Türkiye, Doğu Akdeniz’deki hassas ve kırılgan dengeler çerçevesinde kendisine ve KKTC’ye yönelik bölgedeki enerji kaynaklarından saf dışı edilme/emperyalist Rum, Yunan ve İsrail üçlü ittifakına karşı KKTC’nin savunulması kapsamında geliştirmiş olduğu askeri teknolojik sistemleri KKTC’ye de konuşlandırması çerçevesinde dengeleri değiştirebilir.
Uzun Menzilli Erken İhbar Radar Sistemi’nin (EİRS) KKTC’de konuşlandırılması durumunda KKTC’nin EİRS ile birlikte 470+km hedef tespit menziline ulaşması ve çeşitli durumlarda bu menzilin 600+km’ye kadar ulaşabilmesi mümkün olacaktır. Eğer Türkiye, EİRS’i KKTC’de konuşlandırırsa Doğu Akdeniz’deki güvenliği de bu yolla sağlayarak kendisine ve KKTC’ye yönelik emperyalist yalnızlaştırma/denklemden dışarı itme politikalarına karşı stratejik bir hamleye imza atmış olacaktır.
Harita 2. Uzun Menzilli Erken İhbar Radar Sistemi’nin (EİRS) KKTC’de Konuşlandırılması Durumunda Muhtemel Hedef Tespit Menzili’ni Gösterir Harita