Terörsüz Türkiye süreci kapsamında Ankara’da kritik bir diplomasi trafiği başladı. MİT Başkanı İbrahim Kalın, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilere bilgi vermek üzere gerçekleştirdiği temaslarla sürecin yol haritasını paylaştı. Kalın, ilk olarak İYİ Parti ve Yeni Yol Partisi ile görüşürken, PKK’nın silah bırakmasının ardından izlenecek strateji, infaz düzenlemeleri ve yeni komisyon tartışmaların odağında yer aldı.
MİT Başkanı Kalın’dan Meclis Turu
Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın, “Terörsüz Türkiye” başlıklı yeni sürecin Meclis ayağına yönelik bilgilendirme turuna hız verdi. Süreci sahiplenmeyen İYİ Parti ve Yeni Yol Partisi ile görüşen Kalın, planlanan yol haritasını aktardı. İlk temas, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ile gerçekleşti. Kalın, İYİ Parti grubuna gelişinde Grup Başkanvekili Turhan Çömez ve Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kâmil Erozan tarafından karşılandı. Görüşme yaklaşık bir saat sürdü.
Kalın, ardından Yeni Yol Partisi grubu ile bir araya geldi. Grup Başkanı Bülent Kaya ile birlikte Grup Başkanvekilleri Mehmet Emin Ekmen ve Selçuk Özdağ da görüşmede hazır bulundu. Kalın’ın bu görüşmelerde sürece dair teknik detayları, planlanan komisyon yapısını ve cezaevlerinde bulunan PKK’lıların durumunu aktardığı öğrenildi.
İYİ Parti: Duruşumuzu Muhafaza Ediyoruz
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, görüşme sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Sürece dair yeni bir bilgi edindiklerini düşünmediklerini belirten Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Bilmediğimiz bir şeyi öğrenmedik. Duruşumuzu muhafaza ediyoruz. PKK’nın ideallerinin hukuki ve anayasal zemin bulmaması için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.”
Bu açıklama, İYİ Parti’nin komisyona üye vermeme kararında bir değişiklik olmayacağının göstergesi oldu. Dervişoğlu ayrıca, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Bir Kürt, bir Alevi cumhurbaşkanı yardımcısı olsun” sözleri hakkında gelen soruya “Söyleyene sorun” şeklinde kısa bir yanıt verdi.
Yeni Yol Partisi’nden Temkinli Yaklaşım
MİT Başkanı Kalın’ın ikinci adresi olan Yeni Yol Grubu’nun görüşmeye temkinli yaklaştığı bildirildi. Partinin, sürecin hukuki yönü ve infaz düzenlemeleri konusundaki önerileri not ettiği, ancak destek için net bir tutum almadığı ifade edildi. Görüşmelerin perde arkasında, komisyonun kapsamı ve yetkilerinin muhalefet tarafından sorgulandığı öğrenildi.
Gözler CHP Lideri Özgür Özel’in Vereceği Mesajda
Kalın’ın temasları bununla sınırlı kalmayacak. Önümüzdeki günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile de görüşmesi bekleniyor. Özgür Özel’in, görüşmeden önce TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile bir araya geleceği ve sürece dair değerlendirme yapacağı ifade edildi. CHP’nin tavrı, sürecin genel kabul görmesi açısından belirleyici olacak.
Cezaevlerinde Yeni Düzenleme Hazırlığı
“Terörsüz Türkiye” sürecinin Meclis ayağında en çok konuşulan başlıklardan biri, cezaevlerinde bulunan PKK hükümlülerine yönelik planlanan infaz düzenlemesi. Yetkililer, bu düzenlemenin sadece sembolik bir adım olmadığını, aynı zamanda sürecin yapı taşı olacağını vurguluyor.
Edinilen bilgilere göre, cezaevlerinde şu an yaklaşık 6 bin 100 kişi terör suçları kapsamında hüküm giymiş durumda. Bu kişilerin bir kısmı, örgütün silah bırakması ve kendini feshettiğini ilan etmesiyle birlikte, yeni infaz yasasından yararlanabilecek.
Kendini Fesheden Örgüt Tanımı Masada
Komisyonda öncelikli olarak “kendini fesheden” veya “terör vasfını kaybetmiş örgüt” tanımı üzerinde durulacak. Bu tanımın, infaz indirimi ya da denetimli serbestlik kararlarında temel oluşturması bekleniyor. Cezaevinden çıkacak mahkûmlar içinse denetimli sosyal uyum programları devreye girecek.
MİT’in denetiminde ilerlemesi beklenen süreçte “Fesih – İzleme – Doğrulama” üç adımı esas alınacak. Bu üç kriterin tamamlanmasıyla, hükümlülerin salıverilmesi gündeme gelebilecek.
IRA Modeli Türkiye İçin Örnek mi Olacak?
Süreçte dikkat çeken başlıklardan biri de, hükümetin “IRA modeli”ne odaklanması. Kuzey İrlanda’da uygulanan bu sistemde, silahlı mücadeleyi sonlandıran mahkûmlar belirli şartlarla serbest bırakılıyor. Ancak yeniden eyleme karışmaları durumunda eski cezaları tümüyle uygulanıyor.
Türk hukuk sistemi içinde bu modelin nasıl adapte edileceği üzerine çalışmalar sürüyor. Özellikle kamu güvenliği ve şehit ailelerinin hassasiyeti göz önünde bulundurularak, sürece katılan her hükümlünün topluma kazandırılması için rehabilitasyon mekanizmaları planlanıyor.
Topluma Kazandırma ve Yeniden Entegrasyon Planları
Adalet Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ortak yürüteceği sosyal programlar kapsamında, cezaevinden çıkanların topluma entegrasyonu sağlanacak. Bu kişiler için istihdam olanakları, mesleki eğitimler, psikolojik destek mekanizmaları ve sivil hayata uyum çalışmaları devreye sokulacak.
Hükümet, sadece affetme değil, bu kişilerin terörle bağını tamamen kopardığını güvence altına alma yaklaşımını benimsiyor. Bu kapsamda bireylerin tekrar teröre yönelmemesi için ciddi takip ve destek programları oluşturulacak.
Süreç Şeffaf İlerleyecek mi?
Kamuoyunda en çok merak edilen başlıklardan biri de, sürecin şeffaf bir şekilde yürütülüp yürütülmeyeceği. Daha önceki çözüm süreci deneyimlerinden farklı olarak, bu kez Meclis’in ve tüm partilerin bilgilendirildiği, her aşamanın devlet kurumlarının koordinasyonunda yürütüldüğü ifade ediliyor.
Ancak bazı muhalefet partileri, sürecin kapalı kapılar ardında yürümesini eleştiriyor ve toplumun sürece dair yeterince bilgi sahibi olması gerektiğini savunuyor. Sürecin şeffaf ve denetlenebilir olması, siyasi güven ve toplumsal meşruiyet açısından hayati önem taşıyor.
Siyasi Dengenin Testi
“Terörsüz Türkiye” süreci, sadece güvenlik boyutuyla değil, aynı zamanda Türkiye’nin iç siyasi dengeleri açısından da büyük bir test niteliği taşıyor. MHP ve İYİ Parti gibi milliyetçi çizgideki partilerin sürece mesafeli duruşları dikkat çekerken, AK Parti’nin bu hassas dengeyi nasıl yöneteceği merakla bekleniyor.
Meclis’te kurulacak komisyonun yapısı, alacağı kararlar ve hazırlayacağı raporların içeriği, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda terörle mücadele stratejisini şekillendirecek temel dokümanlar olacak. Bu bağlamda, Kalın’ın başlattığı ziyaretler sadece bilgilendirme değil, aynı zamanda siyasi zemin oluşturma çalışması olarak da değerlendiriliyor.