15 Temmuz: Hesap Vakti Yaklaşıyor – Ersoy Dede

Ersoy DEDE – 16 Temmuz 2025

Yine bir 15 Temmuz’un yıl dönümündeyiz. Yine herkes “o gece ben de oradaydım” diyor. Herkes birer kahraman kesilmiş, herkes darbeye karşıymış. Hayır… Bu, bu kadar ucuz değil.

15 Temmuz, sadece bir gecede yaşanmış bir kalkışma değildir. Bu, 1960’ta, 1971’de, 1980’de ve 28 Şubat’ta denenmiş olanın nihai perdesidir. Bu milletin iradesini tank paletlerinin altına gömmeye çalışan emperyal aklın, içimizdeki hain taşeronlar eliyle sahneye koyduğu son oyundur. FETÖ, bu oyunun figüranıydı; senaryoyu yazan, sahneye koyan ve perde arkasından talimat veren başkalarıydı.

O gece, sokaklarda millet vardı. Çıplak elleriyle tankların önüne yatan, helikopterlere kafa tutan, kurşuna yürüyen insanlar vardı. Bir de o insanların üzerine kurşun sıkanlar… Ve bir de kapı arkasında pusuya yatanlar. “Ya FETÖ kazanırsa” diye hesap yapanlar. Erdoğan devrilirse nasıl bir denge kurarız, kimlerle çalışırız diye senaryo yazanlar…

Şimdi herkes darbeye karşı. Ne güzel… Ama biz unutmuyoruz. 17-25 Aralık sürecinden itibaren, FETÖ’nün kazanacağına, Erdoğan’ın tasfiye edileceğine inanan bir klik vardı. Devletin içindeydi bu yapı. Hükümetin içindeydi. Bürokrasi, yargı, medya, iş dünyası… Herkes “şimdilik susalım, bu adam gidiyor zaten” havasındaydı. Erdoğan “beni yalnız bıraktılar” derken laf olsun diye konuşmuyordu. O yalnızlığı iliklerine kadar hissetmişti.

15 Temmuz başarılı olsaydı, ne olacaktı?

Bir: Erdoğan şehit edilecekti.

İki: Birileri çıkıp darbeyi bastırdık diyecekti.

Üç: Yeni bir “sivil” kadro, sözde milletin karşısına çıkacak, halkı Erdoğan’a benzeyen suretlerle kandırmaya çalışacaktı.

Peki bunlar kimdi? Bugün meydanlarda mangalda kül bırakmayanlar. O gün telefonlarını kapatıp evlerinde bekleyen ürkek tayfa. FETÖ’nün taşeronu olduğu bir projeye figüranlık yapmaya razı olan kifayetsiz muhterisler…

Bakın açık konuşalım: Biz her şeyi biliyoruz. HTS kayıtları da var, MOBESE görüntüleri de… O gece kim neredeydi, kim kimle görüştü, kim hangi binanın bodrum katındaydı, kim sabaha kadar sessiz kalıp sabah ezanıyla kahramanlık tweeti attı… Hepsi kayıtlı.

O gecenin kahramanı bu millettir. Bu milletin başında duran Recep Tayyip Erdoğan’dır. Başka kimse değildir. Kimse çıkıp da “ben de çok önemli işler yaptım” masalı anlatmasın. O gece herkesin sınavı verildi. Kimileri geçti, kimileri sınıfta kaldı. Bu kadar net.

Ve şunu da unutmayın: 15 Temmuz’un hesabı kapanmadı. O gece plan masasına oturup Erdoğan’sız Türkiye için simülasyonlar hazırlayanların, bugünkü siyasi aktörler üzerinden revizyon yapmaya çalışanların hepsinin dosyası açık. O hesap günü gelecek. O gün, milletin vicdanında kurulan mahkeme, hiç kimseyi unutmadan kararını verecek.

Bir daha soralım: 15 Temmuz başarılı olsaydı ne olacaktı?

Erdoğan devrilecekti. Bu millet diz çöktürülecekti. ABD’nin onayladığı bir kadro, sahte bir “sivil geçiş” süreciyle devleti teslim alacaktı. Ve biz, Erdoğan’sız bir Türkiye’ye razı edilip alkışlamaya zorlanacaktık.

Ama olmadı. Çünkü bu millet tezgahı gördü. Planı okudu. Ve hesabı bozdu.

Şimdi o gün kapı arkasında saklanan korkaklar, meydanlarda nutuk atıyor. Olsun. Biz biliyoruz. Bu millet biliyor. Devlet biliyor.

Ve Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.