Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Avatar photo
Deniz İstikbal

Afrika Politikası ve İnsani Diplomasi – Deniz İstikbal

Deniz İSTİKBAL – 10 Aralık 2025

 

Dünyanın en genç kıtası olan Afrika’da nüfus hızla artıyor. Son çeyrek asırda toplam nüfusun 700 milyon kadar artığı kıtada nüfus 1,5 milyar kişiye yaklaştı. Son 25 senede nüfusun neredeyse iki katına çıktığı kıtada ortalama yaş 19 olarak beliriyor. Avrupa’da 43, Amerika’da 38 ve Asya’da 32 olan ortalama yaş kıtayı dünyanın en geç nüfusuna sahip bölgesi yapıyor. Böylesine genç bir insan kaynağına sahip kıta hem fırsatlar hem de kaos barındırıyor. İktisadi yapının hızla artan nüfusu dengelemesi veya yeterli düzeyde fırsat sunması gerekiyor. Fakat Afrika için böyle bir yorum veya analiz yapmak için henüz erken.

2000-2025 tarihleri arasında bölgenin toplam milli geliri 700 milyar dolardan 3,1 trilyon dolara yükseldi. Nüfus artış hızından daha yüksek düzeyli bir artış sağlandı. Fakat benzer nüfusa sahip Çin’in milli geliri 2000-2025 döneminde 1,22 trilyon dolardan 20 trilyon dolara çıktı. Aynı nüfus olmasına karşın taraflar daha az miktarda gelirle hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Gelecek projeksiyonlarına bakıldığında kıtanın iktisadi gelişmesi hızlanacak fakat bozuk gelir dağılımı ve siyasi istikrarsızlıklar ciddi tehditler şeklinde öne çıkıyor. Genç kıtanın mevcut konumunun anlaşılması için bir bütün halinde Türkiye ile kıyaslanması şartların daha iyi anlaşılmasına katkı sunabilir.

TABLO 1. İKTİSADİ GÖSTERGELER (TRİLYON DOLAR / 2025) 

Afrika Politikası ve İnsani Diplomasi – Deniz İstikbal

Kaynak: IMF ve WITS **Milyar Kişi

Türkiye nüfusunun yaklaşık 17 katı büyüklüğünde olan kıta iktisadi olarak ülkenin iki katı. Kişi başı gelirin kıtada 2 bin dolar olduğu ve Türkiye’deki rakamın 18 bin dolar civarında olduğu anlaşılıyor. Kıtanın toplam dış ticaret hacmi 1,5 trilyon dolar iken Türkiye’nin 0,830 trilyon dolar olduğu görülüyor. 54 adet ülkenin bulunduğu kıtada toplam doğrudan yabancı yatırım stoku da 1,1 trilyon dolar civarında duruyor. Türkiye’de ise mevcut rakam 300 milyar dolar civarında. Kıtanın Türkiye şartlarına sahip olduğu göz önüne alındığında ortaya 27,2 trilyon dolarlık iktisadi büyüklük ve 14 trilyon dolarlık dış ticaret ortaya çıkıyor.

Benzer oranları yabancı yatırım ve satın alma gücü içinde yapmak mümkün. Genç nüfusun varlığı göz önüne alındığında kıtanın gelecek yıllarda 110 trilyon dolarlık dünya ekonomisinden daha fazla pay alması mümkün fakat kıtaya bakış bunun tersi yönde ilerliyor. Siyasi istikrarın askeri darbelerle kesilmesi ve verimsiz kamu harcamaları kıtanın geleceğine tehdit oluşturuyor. Benzer durum bölgenin doğal kaynaklarının dışarıya satılmasında da aranabilir (Tablo 1).

TABLO 2. ÜLKELERE GÖRE MİLLİ GELİR (TRİLYON DOLAR / 2025) 

Afrika Politikası ve İnsani Diplomasi – Deniz İstikbal

Kaynak: IMF *Milyon Kişi **ABD Doları

Afrika kıtasındaki ülkeleri birer birer Türkiye ile iktisadi büyüklük açısından kıyaslamak resmin daha iyi analiz edilmesine katkı sunabilir. Türkiye’nin milli gelir açısından büyüklüğüne ancak kıtanın en büyük altı ekonomisi toplam hacimle erişebiliyor. Güney Afrika, Mısır, Cezayir, Nijerya, Fas ve Kenya’nın iktisadi büyüklüğü ancak Türkiye’yi geride bırakıyor. Fakat nüfus olarak mevcut altı ülkenin toplamı yaklaşık 550 milyonluk nüfusa sahip. Dış ticaret açısından da benzer bir durum geçerli. Kıtaya yaklaşımın yolsuzluk, yoksulluk ve insani krizler şeklinde olması şartları daha da kötüleştiriyor.

İş yapmanın bazı ülkelerde neredeyse imkânsız oluşu ve yolsuzluğunun bir gerçekliğe dönüşü kıtanın gelişiminin önünde en büyük engeller. Fakat Batı merkezli global sistemin dönüşümü alternatif kalkınma modellerini kıta için öne çıkarıyor. Çin, Türkiye, Endonezya, Güney Kore ve Malezya gibi kalkınma örnekleri bölgenin izlemesi gereken yolda kılavuzluk niteliği taşıyabilir. Buradan hareketle kıtaya yaklaşım ekonomik kalkınma potansiyeli ve tecrübe paylaşımı şeklinde olmalı. Batılı bakış açısıyla kıtaya yaklaşmak sonuç olarak üstenci bir perspektif olduğu için gelecek nesiller için fırsat yaratmayabilir. Sonuç olarak Afrika’ya yaklaşım kendi koşulları içerisinde değerlendirilmeli ve fırsatların varlığına dikkat çekici şekilde olmalı.

YORUMLAR

⚠️ Yorum gönderilemez:

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    YAZARLAR
    TÜMÜ

    SON HABERLER