Atlantik Konseyi’nin Türkiye’yi Rusya İle Germe Planı – Ceyhun Bozkurt

Ceyhun BOZKURT – 05 Aralık 2025

ABD’de Atlantik Konseyi (Atlantic Council) diye bir yapı var. Amaçları, küreselleşmeci emperyalist aklın teorisini oluşturmak, hazırlamak. Bu yapılanmayı biz en iyi, 2007 yılında David Philips isimli araştırmacısının hazırladığı Türkiye’nin ABD’nin Kürt planına teslim olma planı çerçevesinde tanımıştık. O plana göre Türkiye PKK’yı dağdan indirecek ama PKK’ya ve Irak’ın kuzeyindeki yapıya teslim olacaktı. Tam da emperyalist-siyonist işbirliğine yakışır bir plandı. Türkiye’deki Amerikancılar bu plana tam teslimiyet içinde olmamızı savunmuştu.

Sonrası malum…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha Başbakan iken AK Parti’deki Amerikancı-İngilizci-İsrailci aklı temizleyerek MHP lideri Devlet Bahçeli ile birlikte tarihi adımlara imza attı. Bu adımların temelindeki motivasyon Türk bağımsızlığıydı. Yani ittifaklara üye olmak, var olan ittifaklardaki görevleri yerine getirmek ama ittifakların pilot koltuğundaki ülkelerin değil, Türkiye’nin milli çıkarlarını esas alan politikalar üretmek…

15 Temmuz Sonrası Dış Politikada Dönüşüm

Özellikle 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminden sonra dış politikamız bu temele oturtulmaya çalışıldı. Dönem dönem sıkıntılar olmakla beraber bunu korumaya gayret eden iki lider var: Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli.

Bu politikanın başarılı ürünlerinden bir tanesi de Rusya-Ukrayna savaşındaki pozisyonumuzdu. Türkiye, ABD-İngiltere ikilisinin baskısıyla Avrupa’yı dize getirdiği gibi Türkiye’yi de Rusya karşıtı bir pozisyonda konumlandırmaya çalıştı. Ancak Ankara “milli çıkarları” temel alarak Rusya’yla ilişkileri koparmadı ve iletişimini, ticaretini azaltmakla beraber sürdürdü.

İşte girişte sözünü ettiğim Atlantik Konseyi ve o ve onun gibilerin arkasındaki derin emperyalist-siyonist akıl şimdilerde Rusya’nın karşısına Türkiye’yi çıkarma planını yeniden devreye sokmuş gibi.

Avrupa’nın Türkiye Üzerinden Kurduğu Tehlikeli Senaryo

Avrupalılar bir anda dönüşüm (!) geçirmiş gibi Türkiye’ye güzellemeler yapmaya başladı. Oysaki AB’nin Türk ve Türkiye düşmanlığı temel olarak devam ediyor. Ama amaç ne: Rusya, emperyalist politikalara tepki olarak Avrupa üzerine yürürse, askeri olarak Türkiye Rusya’ya karşı savaşsın. Bunu da bizi koruyacak şekilde yapsın. Yani Türkiye, Rusya ile gerilecek ve savaşacak ve böylece Avrupa kendini koruyacak. Türk insanı ölecek Avrupalılar yaşayacak, bu da anlaşma olacak.

Bu kabul edilebilir bir şey değil.

Zaten Rusya ile birçok noktada emperyalist politikalara karşıtlıkta ortaklaşıyoruz.

Ancak Atlantik Konseyi, Batı politikalarını sürdürür şekilde bir dizi skandal öneri gündeme getirdi.

2014-2018 yılları arasında Ankara’daki Ukrayna Büyükelçiliği’nde diplomat, 2018-2020 yılları arasında Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Diplomatik Akademisi Müdür Yardımcısı, 2021 yılında da Ukrayna Başbakanı’nın dış politika danışmanı olarak görev yapan Yevgeniya Gaber’in “Rusya’yı Güçlendiren Herhangi Bir Barış Anlaşması Türkiye İçin Doğrudan Bir Güvenlik Tehdididir” başlıklı yazısında Türkiye’nin Karadeniz’deki Münhasır Ekonomi Bölgesi’ndeki saldırıları dolayısıyla Ukrayna’ya ses çıkarmaması, ancak NATO güçlerini Rusya’ya karşı Karadeniz’e çıkarması için çağrı yapıyor.

Türkiye’nin yapması gerekenleri(!) sıralayan Gaber;

1- Türkiye’nin Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne sınırlama getirmemesini,

2- Ukrayna’nın savunmasına kısıtlamalara karşı çıkması gerektiğini,

3- Ukrayna’nın NATO üyeliğinde ısrar etmesini,

4- Rusya’ya karşı Karadeniz’deki hava operasyonlarına destek vermesini,

5- Türk donanmasını Rusya’ya karşı kullanmasını istiyor.

Bu da Batı emperyalizminin Türkiye’ye yönelik “Rusya’ya karşı tetikçimiz ol” gibi kabul edilemeyecek bir düşünceyi temsil ediyor.

Ama geçti o günler. Türkiye bağımsız politika üreterek, Rusya ile Ukrayna arasında gerçek bir barışı teşvik etmeye devam edecektir.