Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Avatar photo
Ceyhun Bozkurt

Bagram’ın Stratejik Önemi – Ceyhun Bozkurt

Ceyhun BOZKURT – 24 Eylül 2025

 

ABD, işgal ettiği Afganistan’dan çekilirken işgali altında bulunan veya o süreçte inşa ettiği tüm tesisleri yeni yönetimin güçlerine bırakmak zorunda kalmıştı. Bunlar arasında en önemlisi ise dünyanın en büyük hava üslerinden biri olan Bagram askeri üssü.

1950’li yıllarda Sovyetler Birliği tarafından ağır beton ve çelikten pistiyle inşa edilen, bu özelliği nedeniyle dünyanın en büyük ve güçlü pistlerinden biri olan Bagram, Taliban’ın işgalde çekilmesiyle Amerikalılara kaldı. İşgalde üssü yeniden elden geçiren ve ülkenin en büyük askeri üssü olarak yeniden yapılandıran ABD, adeta bir uzay üssü oluşturdu. Pistin özelliği dolayısıyla ağır nakliye ve büyük bombardıman uçaklarının da iniş yapabildiği üste bulunan iki pistten biri yaklaşık 3,5 km’lik uzunluğa sahip.

Üste bir de hapishane vardı. Afganistan’ın Guantanamo’su olarak adlandırılan hapishanede çok sayıda mahkumun işkencelerden geçirildiği ve bu lakabı aldığı çok sayıda kaynak tarafından doğrulandı.

Trump yeni dönemiyle beraber Bagram’ı gündeme getirdi. Yani daha önce de konuyu açmıştı. Görevi devralmasından sonra yaptığı ilk kabine toplantısında Savunma Bakanı Pete Hegseth ile ABD’nin Afganistan’dan çekilmesini ve ardından Bagram Hava Üssü’nün kaybını görüştüler. Toplantıda Trump, Afganistan’dan önceki çekilme planında “Bagram’ı Afganistan için değil, Çin için koruyacaktık. Çünkü Çin’in nükleer füzelerini ürettiği yerden tam bir saat uzaklıkta” demişti.

Trump ayrıca üssün şu an Çin işgali altında olduğunu ileri sürmüş, Afgan yönetiminin sözcüsü Zabihullah Majahid, havaalanının şu anda Çin tarafından değil, İslam Emirliği tarafından kontrol edildiğini söylemişti.

Bagram Hava Üssü şu anda kim tarafından kontrol edilirse edilsin, Orta Asya’da ve genel olarak Asya’da son derece merkezi bir kontrol imkanı sağlıyor. Üs üzerinden Çin’in yanı sıra Rusya, Pakistan, Hindistan ve İran gibi ülkeler de kontrol edilebilir.

Trump’ın sözlerinin dünya dengelerini değiştirmeye yönelik önemli kararlara imza atılan Şangay İşbirliği Örgütü toplantısından günler sonraya denk gelmesi de dikkat çekici.

ÇİN’İN NÜKLEER ÇALIŞMALARI

ABD için öncelik Çin’in artan askeri ve ekonomik gücünün sınırlandırılması. Bunun için de nükleer kapasitesinin artmasına dikkat çekiliyor.

Çin’in savunma bütçesi, Amerika Birleşik Devletleri’nin ardından ikinci en yüksek bütçe olmaya devam ediyor. ABD Savunma İstihbarat Ajansı (DIA), 2024 yılında Çin’in “tarihindeki en hızlı nükleer güç genişlemesini ve iddialı modernizasyonunu – neredeyse kesinlikle ABD ile stratejik rekabeti sürdürme hedefiyle yönlendirilen bir genişlemeyi” yaşadığını bildirdi. Bu genişleme, ülkenin en büyük nükleer füze siloları birikimi; karadan, havadan ve denizaltından fırlatılan silahlar; ve diğer nükleer kabiliyetler de dahil olmak üzere yeni nükleer kabiliyetlerin geliştirilmesini içeriyor. ABD Savunma Bakanlığı, Çin Halk Cumhuriyeti’nin 2024 itibarıyla stoklarında 600’ü aşkın operasyonel nükleer savaş başlığı bulunduğunu ve 2030 yılına kadar 1.000’den fazla operasyonel nükleer savaş başlığına sahip olacağını tahmin ediyor.

Ek olarak, Temmuz 2021 uydu görüntüleri, Afganistan sınırındaki Çin’in Sincan Eyaletinde (Uygur Bölgesi) büyük bir nükleer füze silosu sahasının inşaatının devam ettiğini göstermekte. Yine Ocak 2025 tarihli uydu görüntülerinin, Mianyang’da bir nükleer füzyon araştırma merkezinin inşasını gösterdiği Amerikan basınına yansıdı.

TERÖR TEHDİDİ İDDİASI

Şubat 2020’de ABD Başkanı Donald Trump ile Taliban tarafından Afganistan’a barış getirmek için imzalanan kapsamlı anlaşmada Taliban, El Kaide de dahil olmak üzere herhangi bir grup veya bireyin Afganistan topraklarını ABD ve müttefiklerinin güvenliğini tehdit etmek için kullanmasını engellemeyi kabul etti. Mutabakat, teröristlerin işe alınmasının, eğitilmesinin ve para toplanmasının önlenmesi gibi hususları da içeriyordu.

Ancak ABD tarafı Taliban’ın anlaşmanın kendisine düşen kısmını yerine getirmediğini ileri sürüyor.  Son dönemlerde “El Kaide’nin faaliyetlerini artırdığı” yönünde açıklamalar ve iddialar gündemde.

ABD Ulusal Terörle Mücadele Merkezi geçen Cuma günü yaptığı açıklamada, El Kaide’nin son dönemde ABD’ye yönelik saldırı çağrılarının, örgütün ülkeye yönelik tehdidinin devam ettiğini gösterdiğini ileri sürdü. Merkezin emniyet güçlerine gönderdiği bir notta, El Kaide ve Yemen merkezli kolu Arap Yarımadası El Kaidesi’nin (AQAP) “potansiyel saldırganlara ilham vermek için medya yayınlarından ve özellikle ABD’nin destek verdiği ya da askeri müdahalede bulunduğu küresel çatışmalardan yararlanmaya çalışıyor olabileceği” savunuldu.

ABD şu anda Afganistan’da faaliyet gösteren en önemli üç terör örgütüne dikkat çekiyor. Bunlar DEAŞ-Horasan Eyaleti, El Kaide ve Tehrik-i Taliban Pakistan. İç Güvenlik Bakanlığı’na (DHS) göre, yabancı terör örgütleri ABD’ye saldırı düzenleme veya saldırılara ilham verme niyetlerini sürdürüyor ve bu niyetlerini doğrulamak için Orta Doğu’daki çatışmayı kullanıyorlar.

DEAŞ-Horasan son dönemlerde Rusya ve İran’ın hedef alan terör saldırılarıyla öne çıktı. Ayrıca İzmir’de iki polisimizin şehit edildiği saldırıda 16 yaşındaki saldırganın bu örgütle bağlantılı olduğu iddiaları da var.

ÜS ABD İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?

ABD’nin 2021 yılı Temmuz ayında Bagram Hava Üssü’nün kontrolünü bırakmasından bu yana, Orta Asya’da veya yakınlarında askeri varlığı bulunmuyor. ABD, Bagram Hava Üssü’nün kontrolünü yeniden kazanırsa, bölgedeki ABD nüfuzunu yeniden tesis edebilir, Çin’in artan nüfuzuna karşı koyabilir. Ayrıca Rusya, İran, Hindistan, Pakistan ve Türk dünyası üzerinde askeri baskı oluşturabilir.

ABD SALDIRIR MI?

ABD, Bagram Hava Üssü’nün kontrolünü yeniden ele geçirmeye çalışıp bu kontrolü sürdürmek için oraya askeri güç konuşlandırırsa, Taliban bunu önceki anlaşmaya aykırılık olarak görebilir. Taliban, ABD’nin Afganistan’daki askeri varlığının kabul edilemez olduğunu açıkça belirtti. Bagram’ın geri alınması ABD ile Taliban arasında yapılan anlaşmayı baltalayabilir ve iki ülke arasındaki düşmanlıkları yeniden alevlendirebilir. Ancak Bagram’ın geri alınması kararı, ABD’nin Afganistan gibi yüksek çatışmalı bölgelerde askeri kontrolü yeniden tesis etmeye istekli olduğuna dair bir emsal oluşturabilir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER