Ferhat ÜNLÜ – 13 Aralık 2024
“Ama öte yandan rejimin başındaki adam 13 yıldır, hatta öncesi de var; neredeyse 20 yıldır uyuşturucu üretip satarak milyarlarca dolar gelire ulaşıyor. Ve ülkesinden firar ederken bu paraların tamamını çıkarıyor. 135 milyar dolar mı bilemem; ama üç haneli değil de iki haneli milyar dolar götürmüş bile olsa Moskova’daki geleceğini belirli ölçüde garanti altına almış oluyor.
Yine de Esad’ın geleceği elbette tam bir garanti altında değil. Parasal güç, bu tür durumlarda güvenliği yüzde yüz garanti etmez. Önümüzdeki yıl Esad’ın uluslararası yargı önüne çıkıp çıkmayacağı bölgesel ve küresel gelişmelere bağlı olacak.
Esad, sırf narko-diktatörlüğün lideri ve Sednaya Cezaevi’ndeki işkenceler, cinayetler, tecavüzler ve organ kaçakçılığı suçlarının sorumlusu olarak yargılansa bile idamı hak ediyor. Başka suça gerek yok. Dolayısıyla 2025, dünya açısından biraz da bunun kararının verileceği bir yıl olacak.”
Suriye’deki Beşar Esad rejiminin narkotik açıdan karanlık, kirli geçmişini anlattığımız yazı dizimizin ikinci bölümü, yani dünkü bölümü yukarıdaki üç paragrafla bitiyordu. Bugün yabancı açık kaynakları baz alarak biraz daha derine dalacağız.
Beşar Esad’ın devrilmesi konusunda Türkiye ile birlikte hareket eden Katar’ın TV’si El Cezire’ye bir bakalım öncelikle. Onlar da kapsamlı bir Captagon dosyası yayınladı. Önceki bölümlerde konunun derinleşeceğini yazmıştım.
El Cezire’nin dosyasında Suriye, Captagon’un en büyük üreticisi olarak nitelendiriliyor. Bu tamamıyla doğru, çünkü dünya genelindeki toplam Captagon üretiminin en düşük ihtimalle yüzde 80, en yüksek ihtimalle yüzde 90’ı Esad rejimine aitti. Tabii Batı’nın ekonomik ambargoları ile karşı karşıya olduğu dönemde bir devlet gibi değil, terör örgütü gibi davrandığı için başka nasıl gelir elde edecekti ki!
EN ÇOK ÜRDÜN, TÜRKİYE VE SUUD’A ZARAR VERDİ
Peki; Esad’ın narko diktatörlüğüne karşı en çok mücadele eden ülkeler hangileriydi? Suriye’nin komşuları olan Ürdün ve Türkiye ile Körfez ülkelerinden Suudi Arabistan ve Katar. Bu ülkeler, Captagon’un sınırlarından içeri sızmasını engellemek için yoğun bir mücadele içindeydi.
2022’nin Şubat ayında, Ürdün ordusu o senenin başından bu yana 30 kaçakçıyı öldürdüğünü ve 16 milyon Captagon hapını engellediğini açıkladı. Bu rakam, 2021 boyunca ele geçirilen miktarı aşmıştı.
Ağustos 2022’nin sonlarında Suudi yetkililer, un çuvallarında saklanmış 46 milyon amfetamin hapını ele geçirerek şimdiye kadarki en büyük narkotik operasyonlarından birini gerçekleştirdi. Suudi Arabistan Narkotik Kontrol Müdürlüğü, bunun krallığa yönelik en büyük kaçakçılık operasyonlarından biri olduğunu bildirdi.
2022’nin Aralık ayında, ABD Captagon Yasası’nı çıkardı ve bu yasa, uyuşturucunun ABD kıyılarına ulaşabileceği endişesiyle ticarete karşı ABD kurumlarının hedefli müdahalesini zorunlu kıldı.
2023’ün Şubat ayında, Abu Dabi Havalimanı’nda bir adam yeşil fasulye konservelerinde saklanmış 4,5 milyon Captagon hapıyla yakalandı.
2023 yılının Mayıs ayında Ürdün Amman’da yapılan bir toplantıda, Arap dışişleri bakanları, Suriye’nin uyuşturucu üretimi ve kaçakçılık kaynaklarını belirlemek için Ürdün ve Irak ile işbirliği yapmayı kabul ettiğini açıkladı. Bir hafta sonra, güney Suriye’deki bir hava saldırısında bir Suriyeli uyuşturucu kaçakçısı ve ailesi öldürüldü. Öldürülen kaçakçının adı Marai el-Ramthan’dı. Bu saldırı Ürdün kaynaklı olarak biliniyor. Ancak devamı gelmedi.
PAZAR, ZENGİN KÖRFEZ MONARŞİLERİYDİ
Captagon, ilk olarak 1960’larda Almanya’da bir ilaç firması tarafından üretildi.
Dikkat eksikliği bozukluğu, narkolepsi ve merkezi sinir sistemi uyarıcıları için reçete edildi. Tabletler, amfetamin ailesine ait sentetik bir ilaç olan fenetilin içeriyordu. 1986 yılında fenetilin, Birleşmiş Milletler Psikotrop Maddeler Sözleşmesi’nin II. Listesi’ne eklendi ve Captagon’un kullanımı çoğu ülkede durduruldu. Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu, 2011’de, 2009’dan bu yana hiçbir ülkenin fenetilin üretmediğini bildirdi. Elbette Suriye hariç…
Soğuk Savaş döneminden sonra 1990’lardan 2000’lerin başlarına kadar Bulgaristan’da sahte Captagon tabletleri üretilmişti. Bu ilaçlar Arap Yarımadası’nda satıldı.
Körfez monarşileri Captagon için hep Pazar olmaya devam etti. Suriye İç Savaşı’ndan sonra da ana Pazar ‘zengin’ Körfez ülkeleriydi.
Esad Captagon üretimiyle ‘Meksika kartellerinin toplam ticaretinin üç katı’ kadar değerli bir mali can simidine erişmişti! Rejim, elde ettiği gayrimeşru kazançla 13 yıllık iç savaşı finanse etmekle kalmadı; uyuşturucu parasını offshore hesaplar yoluyla yurtdışına çıkararak kendisini savaş sonrası için garanti altına almaya çalıştı. Bunu şimdilik başarmış görünüyor. Ancak Ruslar bir gün ekonomik nimeti, siyasal külfetinden ağır gelmeye başlarda kantarda ipini çekerler. Hep birlikte izleyip göreceğiz.