Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 29 Ekim 2025
Deniz Lisesi’ne 1968’de girenler ile Deniz Harp Okulu’ndan 1974’te mezun olan Heybeli6874 grubu emeklilerden bir grup eşli olarak 23-25 Ekim 2025 tarihlerinde Ankara’da “Erken” 29 Ekim Haftası için bir araya geldik. Üç emekli amiralin de bulunduğu grubumuzun Anıtkabir, Ankara Kalesi, müzeler dahil kültür gezisi yanında Deniz Kuvvetleri Komutanını ziyareti de planlanmıştı. Komutanı ziyaretin ardından Deniz Kuvvetlerindeki son gelişmeler ele alındı.
Deniz Kuvvetlerinde Son İki Yılda Yaşanan Başdöndürücü Gelişmeler
İkisi emekli amiral beş kişilik heyetle 23 Ekim’de ziyaret ettiğimiz Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Tatlıoğlu, bizleri karargahının girişinde zarafet ve olağandışı bir sevecenlikle karşıladı. Bahriyelilerin pek sevdiği gemi dümeni, makine telgrafı, pusla ve gemi fenerleri gibi objelerden oluşan bir köşede de geleneksel fotoğraf çekimi yapıldı.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın kuruluşunu 1081’de ilk komutan Çakabey’e kadar götüren Tatlıoğlu, kendisinin 307’nci Deniz Kuvvetleri Komutanı olduğunu, 2022 yılında devraldığı görevi sırasındaki faaliyetlerinden seçtiklerini tane tane sıraladı. Komutanlığı döneminde içinde TCG Anadolu, ilk milli fırkateyn TCG İstanbul ve havadan bağımsız tahrik sistemli TCG Pirireis denizaltısı dahil 24 yüzer, 10 adet uçar platformun hizmete girdiğini, halen milli uçak gemisi (MUGEM), 7’si İstif sınıfı, biri hava savunma maksatlı fırkateyn ve milli denizaltı (MİLGEM) dahil 31 geminin ise inşa halinde olduğunu haklı bir gururla söyledi.
Milli Savunma Üniversitesi tarafından e-kitap olarak yayınlanan “Askeri Sistemler” başlıklı kitabın II. cildinde, 2024 yılı Mart ayı bilgilerine göre “Türk Silahlı Kuvvetleri” bölümünün yazarı olarak, ziyaretin ardından Deniz Kuvvetlerindeki son yenilikleri inceleme kararı aldım. Tatlıoğlu’nun Komutanlığı döneminde icra edilen faaliyetleri, savunma konusunda yayınlanan dergilerden birinde, Mart 2025 basımlı “Son Üç Yıllık Dönemde İcra Edilen Faaliyetler” başlıklı, gizlilik derecesi olmayan bir kitaptan alınan bilgilerden öğrenme fırsatı buldum. Buna göre Deniz Kuvvetlerindeki teşkilat yapısı ve harekat konularında son 2 yıldaki gelişmelerden dikkat çekici bulunanların bazıları şöyledir:
Ağustos 2024 YAŞ kararıyla dönemin Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Donanma Komutan Yardımcılığı görevine de getirilirken, karargah ise İzmir’de konuşlandı.
Foça’ya ilaveten İskenderun ve Çanakkale’de kurulanlarla 3 tugay ve Amfibi Gemiler Komutanlığı’ndan oluşan Amfibi Kolordusu 2024’te kurularak Çanakkale’de konuşlandırıldı. Böylece Türkiye, ABD’den sonra NATO’da en güçlü amfibi gücüne sahip ülke haline geldi.
Gölcük’teki bir hücumbot filotillası Çanakkale’ye kaydırılırken, Çanakkale lojistik destek ve gemi onarımları açısından desteklendi.
Foça’daki korvet filotillası Mersin’e kaydırılarak Güney Görev Grubu Komutanlığına, Gölcük’teki bir hücumbot filotillası da Foça’da Batı Görev Grup Komutanlığına bağlandı. Aksaz/Marmaris ve Mersin’deki onarım destek komutanlıkları tersane düzeyine çıkarıldı. Donanma Komutanlığı’nın yüzer/uçar unsurlarının lojistik destek ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak üzere Yenikale/İzmir’deki Güney Deniz Saha Komutanlığı Aksaz’a kaydırıldı.
TCG Yavuz, TCG Tayfun, TCG Batıray gibi fırkateyn, hücumbot ve denizaltıların bulunduğu hizmet dışına ayrılan 8 gemi, Deniz Harp Okulu öğrencilerinin eğitimine tahsis edildi.
Öte yandan icra edilen harekat faaliyetleri ise baş döndürecek sayıda ve çeşitlidir. Bunlar arasında; NATO’nun 5 deniz unsurundan şu üçünün Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızca yürütülmesi bile takdire şayandır: NATO Daimi Deniz Görev Grubu-2, NATO Daimi Karşı Mayın Tedbirleri Görev Grubu-2, Amfibi Görev Kuvveti Komutanı.
Emekli deniz subayları arasında özellikle FETÖ darbe girişiminden sonra nasbedilen deniz subaylarının “kalifiye” olmadığını ileri sürenler vardır. 1974 mezunu genç teğmenler iken görevlendirildiğimiz gemilerde bizler için de bu klasik kötümser ifadeler kullanılmıştı. Bunun doğru olmadığını, aksine her yıl Deniz Harp Okulu’ndan mezun olan subayların bir önceki döneme göre çok daha iyi eğitim/öğretim aldığını, 2001-2003 dönemindeki Deniz Harp Okulu Dekanı olduğum sırada da bizzat fark etmiştim. Bizler denizaltıyı ayak basmadan mezun olmuştuk. Bugün ise Deniz Harp Okulu öğrencileri kendilerine tahsis edilen fırkateyn, korvet, denizaltı, hücumbot vb eğitim gemilerine daha öğrenci iken vakıf olmakta, teknoloji konusunda ise önceki mezunlara fark atabilecek imkanlarla yetişmektedirler.
Sonuç itibariyle, Cumhuriyetimizin kurucusu, aziz milletimizin Atası’nın “Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’nin donanması da mühim olmak gerekir!” sözüne uygun bir Türk Donanmasının mevcut olduğunu açıkça görebilmek mümkün.
Türkiye’nin deniz alaka ve menfaatleri doğrultusunda teşkilatlanan, güçlenen, bu bağlamdaki denizlerde eğitim ve yapılanmasını sağlamlaştıran Türk Bahriyesi’nin emin ellerde olduğunu ve emin ellerde devam edeceğini görebilmek muhteşem! Burada Türk sanayisine “ille de makine/motor sanayii, ille de kendi makineni yap!” diyeceğim.
En büyük bayramımız “Cumhuriyet Bayramı” kutlu olsun!

YORUMLAR