Nöbetçi Eczaneler
Haydar AS – 01 Ekim 2025
Geçtiğimiz hafta BM Genel kurulunda yapılan Filistin özel oturumu ve BM Genel Kurul oturumunda ana gündem Filistin ve Gazze idi.
Konuşmacıların yaşanan zulme dikkat çekerek Netanyahu’yu soykırımcı olarak değerlendirmeleri önemli gelişmelerdi.
Filistin’i tanıyan ülkelerin son katılımlarla 150’yi aşması elbette ki memnuniyet verici olmuştur.
Ardından Netanyahu’nun Genel kurula hitabı öncesi üye ülkelerin protesto olarak salonu terk etmeleri dolayısıyla Netanyahu’nun boş koltuklara hitap etme zorunda kalmasını yerinde bir protesto olarak değerlendirdik hep beraber.
Hal böyle iken gözler Trump-Netanyahu görüşmesine çevrildi.
Bu görüşmenin sonucunu önce Gazze’de ki mazlumlar olmak üzere tüm dünya heyecanla bekledi.
Görüşme sonunda açıklanan 20 maddelik “Gazze Planı”nda barış, anlaşma, ateşkes gibi kelimeleri serpiştirerek, Trump-Netanyahu anlaşması olarak görmek daha doğru olur.
Plandaki maddeleri iyice incelediğinizde ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız sanırım.
Birinci Maddedeki Tutarsızlık
Hemen birinci maddede yakayı ele veriyorlar muhteremler!
Neymiş birinci madde?
“Gazze, radikalleşmeden arındırılmış, terörden tamamen arınmış bir bölge olacak ve komşularına tehdit oluşturmayacak.”
Bu maddeye baktığımızda sanırsın ki Bebek, çocuk, genç, yaşlı olmak üzere 53 binden fazla kişi Gazze’de değil de İsrail’de öldürülmüş.
Yine bu maddeye göre 135 binden fazla yaralanma Gazze’de değil de Tel aviv’de oldu.
Gazze’de 2 milyona yakın kişi turistik amaçla yerini değiştirmiş demek ki!
Kafa kafaya verip bu planı yapan zat-ı muhteremler henüz birinci maddede yakayı ele vermiyorlar mi sizce?
Bu niyetle yazılan birinci maddeyi görünce, diğer 19 maddenin adil olmadığı hissini uyandırmıyor mu sizde?
Sen gelip Gazze’de taş taş üstünde bırakmayacaksın, yüzyılın soykırımını yapacaksın sonrada anlaşma maddesi olarak “Gazze komşularına tehdit oluşturmayacak” diye şart koşacaksın.
Klişe bir söz vardır, çok da beğenirim “savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz” diye ama tüm maddelere bakınca bir kaçı hariç tamamen Gazze’nin kaybettiğini görüyorum.
İnsani Öncelik ve Şüpheler
Barışı elbette önemsiyorum, bugünden itibaren İsrail saldırılarının durması, mazlum kanı akmaması elbette vicdan sahibi herkesin arzusudur.
Fakat öbür tarafta, saldırıların durmasını nalıncı keseri gibi kendine yontarak adil olmayan şartlara bağlayarak planlama yapılması, iyi niyetten ve samimiyetten ne kadar uzak olduklarının göstergesi gibi duruyor.
Zaten, bırakın Netanyahu’yu Trump’tan böyle bir samimiyet beklemek yanlış olur.
Diyelim ki anlaşma oldu, bugüne kadar BM dahil hiç kimseyi takmayan bu siyonist zihniyetin bundan sonra bu anlaşmaya bağlı kalacağının garantisi ne?
Bana göre bu plan tamamıyla Amerika ve İsrail’in bir araya gelerek Gazze’ye çökme planıdır.
Hamas’ı yok etme planıdır..
Fakat Hamas bunu bile bile kerhen de olsa bu planı kabul etmek zorunda kalacaktır.
Çünkü aksi durumda yalnızlığa itilen Netanyahu’nun elini güçlendirir ki o zaman Amerika’da açıktan destek vererek tüm dünyanın haklı tepkisini alacaklardır.
Sonuç olarak Saldırıların durması, insanların ölmemesi her şeyden daha önemlidir.
Ama, uzun vadede kazanan Amerika ve İsrail olacaktır.
YORUMLAR