Ceyhun BOZKURT – 08 Temmuz 2025
Latince’de Gladius (Türkçe’ye çevrilmiş haliyle Gladyo)’un anlamı “Kısa Kılıç”.
Amerikan ve İngiliz dış istihbarat örgütleri CIA ve MI6 imzası taşıyan bu yapılanmanın NATO’ya üye ülkelerde oluşturulduğunu biliyoruz. Bu örgütlenme o dönemler anti-komünizm gerekçesiyle gizlice oluşturulurken, aslında sadece tek bir çevrede örgütlenmediler. Hücre yapısıyla teşkilatlanan bu yapıda herkes bulunurdu. Askeriye merkezli sanılırdı ama perde gerisinde istihbarat servisleri vardı ve bu servisler herkesi aynı potada buluştururdu. Bir hedef belirlenir ve bu hedefe ulaşmaya yönelik eylemler sahneye çıkarılırdı.
Gladyo’nun Hücre Yapısı: Sol ve Sağ Aynı Çatıda
Aktardığımız gibi Gladyo katıksız bir askeri yapı değildi. Jens Meclenburg’un “NATO’nun Gizli Terör Örgütü-Gladio” kitabında İtalya’daki yapılanmayı anlatan Dario N. Azzelini, ülkesindeki Gladyo ile ilgili şu bilgileri paylaşmakta: “Modern savaş yönetimi dahili de olsa daha fazlasını talep eder ve böylece en az 34 gazeteci, gerici savaş mekanizmasının maaş listesinde bulunmaktaydı. Buna ilaveten İtalyan ve yabancı gizli servislerin, Carabinieri, ülke içinde ve dışındaki faşist terör grupları ve örgütleri, ordu, hükümet, polis, mafyavari yapılar, iç düşmana karşı mücadelede gizli localar: sendikalar, PCI (Partito Communista İtaliano) ve sol ile içiçe geçmişliği söz konusuydu.”
Görüyorsunuz, farklı ve karşıt görünen bazı gruplar, Gladyo çatısı altında iç içe geçmişti. İtalyan Komünist Partisi içinde bile Gladyo yapılanmasına eklemlenen unsurlar varmış.
Geçmişte de benzer olayı bir Gladyo yapılanması olan FETÖ’nün güçlü olduğu dönemdeki bazı operasyonlarında görüyoruz. Örneğin Sedat Selim Ay, Fetullahçı terör örgütünün içinde yer alan bir Emniyet yetkilisiydi. Ama ne olduysa oldu terör ve casusluk örgütü FETÖ tarafından üzeri çizildi. Bir anda Taraf paçavrası Sedat Selim Ay ile ilgili “Tecavüzcü Müdür” diye haber yaptı. Üstüne sol gruplar harekete geçirildi, “tecavüzcü (?) müdür” solcu kadınlar tarafından protesto edildi hem de “Biz Bu Tecavüzcüyü tanıyoruz” sloganıyla… Bu kadınlar bir de fotoğraf taşıyordu, Sedat Selim Ay’a ait olduğu söylenen. Oysa tanıyoruz diye protesto ettikleri Selim Ay yerine emniyete sızdırılan bir başka FETÖ militanı Yurt Atayün’ün fotoğrafını taşıyorlardı. Yani Gladyo örgütlenmesi FETÖ, haberi liberal görünümlü aparat Taraf paçavrasına yaptırmış, eylemi de sol örgütlere yaptırmıştı.
Ölümlerin yaşandığı eylemlerin yanında bu belki de çok zararsız kalıyor ama bakıldığında mantığı çok iyi gösteriyor.
Özetle, Gladyo terör yapılanması, karşıt görünen grupları besler ve çatıştırarak, o çatışma neticesinde de ortak hedefe kanalize ederek bir hedefe ulaşmaya çalışır.
Ülkemizde de son dönemlerde ilginç olaylar yaşanıyor.
Leman Paçavrası ve Provokatif Karikatürler
Mizah dergisi olarak bilinen ve artık bir paçavra haline dönüşen Leman’da yayımlanan bir karikatür, bir anda gündemimizi alt üst etti. İslamiyet ve Museviliğin peygamberlerine sözde karikatür olarak yayımlamışlardı. Bu ülkede 5 yaşındaki çok bile Hz. Muhammed’in çiziminin yapılmayacağını, resmedilmeyeceğini, filmlerde gösterilmeyeceğini bilir. Öyle yetişir çünkü. Ayrıca İslam inancında, kültüründe diğer peygamberler için de aynı kural geçerlidir. Yani Hz. Musa’nın da Hz. İsa’nın da diğer peygamberlerin de resmi çizilmez veya görsel olarak kullanılmaz. Ancak Hıristiyanlıkta veya başka inançlarda bu gelenek yok. Onlar yapabiliyor.
Onlar yapabiliyorsa peki neden Charlie Hebdo denen paçavraya tepki gösterildi? Çünkü Charlie Hebdo paçavrası karikatür çizmedi, İslam peygamberine hakaret etti. Hakaret etmesi, terör saldırısını mazur gösterir mi? Hayır. Elbette bizim savunduğumuz tepki yasalar çerçevesinde, bu kişilerin gerekli müeyyidelerle karşı karşıya bırakılmasıydı. Ancak bir baktık ki, silahlı militanlar dergiyi bastı, 12 kişiyi öldürdü. Üstlenen El Kaide oldu. Sonuç: Charlie Hebdo, hem özelde Batı kamuoyunda hem dünyada fikren mahkum edilecekken, mahkum edilen, bir avuç terörist yüzünden İslam dünyası oldu. İslamofobi beslendi ve “Müslüman=Terörist” algı yangınına bir kürek kömür daha atıldı.
Bu teröristleri oraya yönlendiren kimdi? Charlie Hebdo’ya o karikatürleri çizdirerek İslamiyet’e kim saldırdıysa aynı güçlerdi. Hedefe ulaşılmıştı. Charlie Hebdo mazlum olurken, saldıranlar yüzünden İslam hedef alındı.
Benzerden bahsediyorduk.
Leman paçavrasındaki çizim sonrası sokaklarda haklı tepkilerini gösterenlerin yanı sıra “O binayı yakalım” diyen teröristler de ortaya döküldü. Hem de 2 Temmuz’dan, yani Madımak katliamının yıldönümünden bir gün önce…
Karşıt Görünen Güçler: Aynı Amaca Hizmet Ediyorlar
Üstüne, Atatürk’ü, Cumhuriyet’e, İslam’a, saldırıların karşılıklı artması dikkatimi çekiyor. Birileri düğmeye basmışçasına bu milletin milli ve manevi değerleri üzerinden kaos planlarını devreye sokmuş gibi. Ortak değerlerimiz ve devletimizin temel sütunlarına saldırı konusunda karşıt görünen gruplar hedefe İslamiyeti, Hz. Muhammed’i, Cumhuriyeti, Atatürk’ü, Laikliği vb. manevi ve milli değerlerimizi oturtmuş.
MHP lideri Devlet Bahçeli, 14 Eylül 2021’de yaptığı açıklamada “ne dinimize laf söyletiriz, ne de Cumhuriyet’in Laiklik sütununu kırdırırız” demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, 7 Haziran 2024’te sosyal medya hesabından da paylaştığı konuşmasında şu vurguları yapmıştı:
“Laikliği din ve inanç karşıtlığı gibi anlayan, bunu herkese dayatan 28 Şubat artıklarına bugüne kadar boyun eğmedik, bundan sonra da boyun eğmeyiz.”
Bu cümle her iki kesim için de geçerliydi. Üstüne üstlük Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 26 Nisan’da yaptığı konuşmada da vurguları dikkat çekiciydi. Laiklik konusunda 2011 yılında Mısır’da yaptığı konuşmanın önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Buradaki bütün gerçek şudur: Devlet tüm inanç gruplarına, inançlarını yaşama hususunda eşit mesafededir ve laiklik budur” demişti.
Erdoğan Mısır’da laiklik konusunda bir televizyon kanalına verdiği mülakatta laikliğin ateizm olmadığını belirterek, “Laik bir rejimde insanların dindar olma ya da olmama özgürlüğü vardır. Ben Mısır’ın da laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum. Çünkü laiklik din düşmanlığı değildir. Laiklikten korkmayın“ diye konuşmuştu.
Buna rağmen birileri Leman’daki alçak gibi değerlerimize saldırıyor. Saldırırken, o değerleri savunanları da hedef alıyor.
Laiklik Tartışması Üzerinden Yeni Anayasa Polemiği
Örneğin Leman paçavrasını protesto edenlerin içine sızan bir grubun yayın organında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinin bir benzerini söyleyen Başdanışman Mehmet Uçum hedef alınmış. Yazıda Uçum’un, 4 Temmuz’da Anadolu Ajansı’nda yayımlanan bir yazısı baz alınarak şu sözler sarfedilmiş:
“Anadolu Ajansı’ndaki yazınızı okuduk. Sözleriniz, alıştığımız üslubunuzla yine uzun ve hukuk dilinin çetrefilli terkipleriyle dolu. Diyorsunuz ki:
‘Yeni Anayasa Türkiye’nin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olduğu ilkesini ve cumhuriyetin niteliklerini değiştirmeyecek.’
Peki Mehmet Bey…
Madem bu kurucu maddeler değişmeyecek, o hâlde niçin bu kadar yeni anayasa tantanası koparıyorsunuz? Ne değişecek? Kimin için değişecek?
Bakın… Laiklik bahsine giriyorsunuz. Hep aynı nakarat: Devlet dinler karşısında tarafsız kalmalıymış, inançlara eşit mesafede durmalıymış.
Lakin mesele şurada: Bu topraklar Müslüman memleketidir.”
Bu topraklar Müslüman memleketidir denilerek yapılan demogojiye bakar mısınız? Bu memleketin semalarında ezanların dinmemesi için, İslam medeniyetinin gömülmemesi için mücadele eden ve edeceklere bu sözlerle laf söyleyenlerin yukarıda anlattığım Haçlı’nın “dindar” görünümlü unsurları olması mümkün mü?
Mümkün.
Cumhuriyet kurulduktan sonra Anadolu’daki demografik değişime bir bakın. Müslüman sayısı artmıştır. Ama onlara göre Cumhuriyeti kuranlar ve savunan bizler kafiriz.
Karşısındakilere göre de dinimizi ve peygamberimizi savunan bizler gericiyiz.
Gladyo’nun anlamı için Haçlı’nın kısa kılıcı demiştik.
Roma askerlerinin kullandığı o kısa kılıcın özelliği nedir biliyor musunuz?
İki tarafı da keskindir.
Unutmayın.
Leman paçavrasındaki hangi kaynaktan besleniyorsa, karşısında görünenlerin, cephede Gladyo’nun karşısında konumlanan Mehmet Uçum’lara saldıranların da aynı kaynaktan besleniyor desek yalan olmaz.
YORUMLAR