Coşkun BAŞBUĞ – 25 Haziran 2025
“İsrail’in başlattığı savaşı nasıl durduracağımı bilmiyorum.”
Bu sözler Trump’a ait…
Yazıyı kaleme almadan kısa bir süre önce düzenlediği basın toplantısında sarf etti bu sözleri.
Söylenen sözler son derece önemli ama aynı zamanda maymuncuk sözlerdi.
Maymuncuktan kastım cümlenin anlamakta zorluk çektiğimiz birçok meseleyi anlamamıza yarayacak anahtar kelimelerden oluşması.
Bu da Neyin Nesi…
Gündeme düştüğünde çok ses getiren bu cümlelerle birlikte, Trump’ın burada neyi kastettiği konusu tartışılmaya başlandı.
Ne demek istemişti acaba Trump bu sözlerle, kime ne mesaj vermek istemişti?
Esasen bu çıkışın ne anlama geldiği çok belliydi. Bu sözler bir imdat çağrısı, Netanyahu denilen mahlukatın sarmalına girmiş Trump’ın yardım edin çığlıklarıydı.
Konuşmasında tam olarak “imdat” demese de bu işin altından nasıl kalkacağımı bilmiyorum demesi yardım dileyen bir insanın duygularının dışa vurulmuş hali olduğu çok belliydi.
Aslında bu sözler son derece samimi bir itiraftı.
Darda, Zorda Trump…
Evet Trump deli dolu, git gelleri bol, ani çıkışları olan oynak bir karakter ama bu kez durumu gerçekten sıkıntılı.
Öylesine bir açmazdaki Trump, İsrail’i durdurmayı bir kenara bırak, bir de onun açtığı bataklığa saplandı.
Şu an bu bataklıkta çırpınan Trump’a İsrail hakkındaki düşüncelerini sorsanız eminim bu yapıyı kontrol edilemeyen zıvanadan çıkmış bir terör örgütü olarak tanımlar.
Bu Zafiyet Normal mi…
Esas sorulması gereken soru bu.
Trump’ın düştüğü bu pozisyonun sebepleri neler, Trump bu derece aciz mi, yoksa işin içinde başka işler mi var, Trump yapması gereken siyasi manevraları neden yapmadı gibi birçok soruyu birbiri ardına sorabilirsiniz.
Ben bu soruları atlayıp başlıktaki soruya cevap vererek başlayayım.
Netanyahu’nun oyuncağı olmakla itham edilen Trump’ın içine düştüğü durum, bu konuda oluşturduğu zafiyet son derece normal.
Zira Trump dört bir cepheden kuşatılmış vaziyette.
Peki Ne Ola….
Evet, sorun tam da burada başlıyor.
Ne oldu da işler bu noktaya geldi.
Bu durumun en büyük sebebi Trump’ın her yerden sarıldığının farkına varamaması.
Bir taraftan Netanyahu’nun kurduğu tuzağın baskısı, bir taraftan Siyonist lobilerin baskısı, bir taraftan kendisine gönül veren seçmenlerin baskısı, bir taraftan İngiltere, Almanya, Fransa’nın baskısı Trump’ı içte ve dışta oldukça zora soktu.
Bu zorlu ortam kendiliğinden gelişmedi.
Bu ortam, Trump’ın içinde varlık mücadelesi verdiği bu sarmal küresel çete tarafından sinsi bir plan dahilinde kasten ve bilerek yaratıldı.
Galip Gelen Trump mı Olacak…
Mevcut şartlar altında Trump‘ın bu ağırlığın altından tek başına kalkması oldukça zor.
Zira küresel çete ya da bir başka deyişle müesses nizam Trump’ı İran’da öyle bir bataklığa sürükledi ki inanılmaz.
Netanyahu anlaştıkları takdirde kendisini darağacına götürecek İran-Amerika müzakere sürecini engellemenin yolunu Trump’a rağmen İran’a savaş açmakta buldu.
İran ile Amerika arasında yapılmakta olan nükleer anlaşma müzakerelerinin altıncı toplantısına saatler kala İsrail doğrudan Tahran’ı dolaylı masayı bombaladı.
Durumu fark eden Trump vaziyeti kurtarmak için çok mücadele etti ama attığı taş kurbağayı ürkütemeden geri geldi.
Kendini bir anda olayların içinde bulan Trump başlarda çok ciddi bocaladı. Ancak geçtiğimiz haftadan itibaren inisiyatifi ele almayı başardı.
Her iki tarafa da el uzatan Trump dağıttığı mavi boncuklarla tarafları sakinleştirmeye orta bir noktada buluşturmaya çalıştı ve bu çabalar süreci sonuca götürdü…
ATEŞKES…
Ama ŞİMDİLİK…
YORUMLAR