Ceyhun BOZKURT – 25 Ağustos 2025
Katil terör ve soykırım örgütü İsrail, yine hastane bombaladı. Bu saldırıda 4’ü gazeteci olmak üzere toplam 15 kişi katledildi. Gazze’yi işgal planı da gözönünde bulundurulduğunda İsrail’in durmayacağı görülüyor.
Peki neden?
Çünkü İsrail’i Hitler/Nazi veya DEAŞ zihniyetinde bir örgütlenme, zihniyet yönetiyor. Başka ülkelerin topraklarını amaçlayan bir inanç olan Arz-ı Mev’ud’u savunan bu örgüt, açık açık bölgemizi tehdit ediyor.
Peki sadece bölgemizi mi?
Hayır.
İsrail’i yöneten terör zihniyeti tüm dünyayı ateşe atmaya çalışıyor.
Nasıl mı?
Anlatalım…
1990’larda siyasette önemli bir dini aktör olacak Jery Falwell rehberliğindeki 630 Hıristiyan’dan oluşan bir grup, 1983 yılında uçağa bindi ve Tel Aviv’e ulaştı. Bu grup uçaktan indikten sonra 50’şer kişilik gruplar halinde otobüslere binip kuzeye doğru, Tel Aviv’in yaklaşık 88 km kuzeyinde, Akdeniz’den ise 24 km iç taraftaki Megiddo bölgesine gitti. Megiddo bölgesi çok önemliydi.
Kelime olarak Armagedon “Megiddo’nun Dağı” manasına geliyor. Bu bölge tarih boyunca insanlık tarihini değiştiren büyük savaşlara sahne olmuş. İncil’de bu savaşlarla ilgili bilgiler mevcut. Tarihçilere göre en az 30 tane büyük savaş Megiddo’da gerçekleşmiş.
Mesih inancıyla devam edelim.
Musevilik/Yahudilikte ve Hıristiyanlığın tüm mezheplerinde “Mesih” inancı güçlü bir şekilde yer almaktadır.
Bunun Şiiler ağırlıkta olmak üzere İslam dünyasındaki karşılığı “Mehdi”dir. Ayrıca yine “Mehdi/Mesih” inancı büyük dinlerde olduğu gibi ilkel dinlerde de görülmekte, bu inanç bir bakıma tarihte ve günümüzde bazı dini-siyasi hareketlerin güç kaynağını oluşturmaktadır.
Musevilikte; Mesih’in yeryüzüne inişinden sonra yaşanacaklar değil gelmesinden önce gerçekleşecekler de bir inanç sistematiği içinde belirlenmiştir. Yahudilere göre, Mesih öncesinde insanlarda utanma duygusu azalacak, ahlaksızlık artacak, dini inançlar körelecek, Tanrı düşmanları Kudüs’e saldıracaktır. Ayrıca Bilginler Meclisi fahişelerin akınına uğrayacak, kutsal kitap Tevrat bilginlerinde de bilgi tükenecektir. Büyükler küçükleri sevmeyecek, küçükler de büyükleri saymayacaktır.
Dünyada kuraklık hâkim olacak, salgın hastalıklar baş gösterecek, savaşlar yayılacak, felaketler üst üste gelecektir. Yahudilerin kutsalları düşmanların istilasına uğrayacaktır. Bunlar Mesih’in yeryüzüne inişinin yaklaşmasının habercisidir.
Musevilere göre Mesih, Tanrı’nın dünyadaki temsilcisidir. Yahudiler, Mesih’in sadece kendilerini değil diğer toplumları da yöneteceğine inanmışlardır. Mesih’e inanmayanlar Tanrı’nın gazabına uğrayacak, inananlar ise rahmetini alacaktır.
Mesih dünyayı Yahudi inancında çok önemli bir yeri olan Siyon (Sion) Tepesi’nden yönetecektir. Tanrı’nın evini Siyon Tepesi’ne kuracağına inanılan Mesih, dünyaya yepyeni bir düzen getirecek, savaşlar ortadan kalkacak, kavimler birbirine düşmanlık etmeyecektir. Mesih, dünyaya yeni bir din ve ahlaki değerler getirdiği için de kuraklık kalkacak, verim ve zenginlik artacak, çöller suyun fışkırdığı, meyve ağaçlarının kapladığı alanlara dönüşecek, dağlardan şarap, tepelerden süt akacaktır.
Kurt ile kuzunun beraber yaşayacağı, ayın güneş gibi parlak, güneşin de eskisinden katbekat daha ışıklı olduğu günler başlayacaktır. Mesih ayrıca dört bir yana dağılmış İsrailoğullarını bir araya toplayacaktır.
Hıristiyanlıkta ise Mesih, Hazreti İsa’dır. Tevrat’ta anlatılan vasıflar Hazreti İsa’da vardır. Ancak İsa’nın sadece Yahudileri değil tüm insanları kurtaracağını söylemesi hayal kırıklığı yaratmıştır. Bunun üzerine Yahudiler, halkın inancını bozduğu ve kendi inanışlarına aykırı davrandığı gerekçesiyle Hazreti İsa’yı Romalılara ihbar ederek, çarmıha gerilmesini sağlamışlardır. Hazreti İsa’nın, ölümünden üç gün sonra dirilip taraftarlarına hitap ettiğine inanan Hıristiyanlar, peygamberin daha sonra “babasının” yani Tanrı’nın yanına çıkarak sağ tarafına oturduğuna iman ederler. Hıristiyanlara göre, şartlar oluştuğunda Hazreti İsa tekrar dünyaya gelecek ve insanlığı kurtaracaktır. Dolayısıyla Hıristiyan inanışının temelinde Mesih’in, yani Hazreti İsa’nın iki kez dünyaya gelişi vardır. İlk gelişinde hakarete, ihanete uğramış ve başarısız olmuştur. Dünyanın sonuna doğru ise ikinci kez gelerek, başarıya ulaşacak ve görevini tamamlayacaktır.
Bu inanışa göre Hazreti İsa’nın dünyaya dönüşünden önce ise ona düşman olan “Deccal” ortaya çıkacaktır. Hazreti İsa, Mesih olarak geri geldiğinde, ölülerin dirileceğine, “Bin Yıllık Tanrı Krallığı”nı kuracağına ve tüm düşmanlar yok edilinceye kadar hüküm süreceğine inanılır.
Peki Tanrı’nın krallığı nasıl kurulacak?
Elbette Armagedon Savaşı’yla.
Armagedon ile ilgili Hıristiyan-Musevi genel inanışının aşamalarını özet olarak şu şekilde sıralamak mümkün:
– Mesih (Hıristiyanlar Hz. İsa’yı kastediyor) bir gün krallığını kurmak için yeryüzüne inecektir. İsa Mesih gelmeden önce iki İslam mabedi Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra yıkılacak, yerine üçüncü kez Süleyman Tapınağı inşa edilecek.
– Bu inanca göre, Mesih ortaya çıkmadan önce dinsizlik ve ahlaksızlık hâkim olacak, Tanrı düşmanı olan kuvvetler Kudüs’e hücum edecek, insanlarda utanma duygusu azalacak, büyüklere saygı kalmayacak. Kudüs harap olacaktır. Büyük bir kaos yaşanacak. Tam 7 yıl süreceğine inanılan bu kaos dönemine Türbülasyon Dönemi deniliyor.
– Bu sürenin sonunda İncil’e göre insanlık tarihinin son savaşı olan Armagedon Savaşı gerçekleşecek. Bütün savaşların son büyük savaş ile farkı ise, son savaşın, yani Armagedon’un İncil’e göre bizzat Tanrı’nın savaşı, yani iyinin kötüyle savaşı olması.
Hıristiyan ilahiyatçılar bu nedenle Armagedon’dan “Tanrı’nın savaşı” diye bahsederler. Tanrı’dan kastettikleri ise yine Hz. İsa’dır. İncil’de yer aldığına göre dünyadaki tüm krallar bu bölgede askerleriyle beraber toplanacaklar ve atının üzerinde olan Hz. İsa’ya karşı savaşacaklar.
Başlarında Anti-Christ (Deccal) olacaktır ve eski Babil’in ruhunu temsil edecektir. Hz. İsa dünyayı karıştıran tüm zalimleri yok edecek ve dünyaya gerçek adaleti getirecektir.
– Bu savaşın ardından Yeni Dünya Düzeni kurulacak, dünya krallığı oluşacak ve bin yıl sürecek yeni bir dönem başlayacak. Mesih krallığını yeniden kuracak ve bütün insanlığa hükmedecektir. Hz. Davud’un tahtına oturarak dünyayı yönetecektir.
– Küresel hâkimiyetin merkezi Kudüs olacaktır.
– Bu taht ise Siyon Tepesi’nde bulunacaktır.
Bu inanca göre Deccal’in orduları kim olacak?
Bir isim zikredilmiyor. Ama şunlar kesin:
Siyonist ve Evanjelist olmayan tüm insanlık Deccal’in ordularında olacak. Yani düşman safta yer alacak.
Ama bir kesin şey var ki; Bu inanca göre Deccal’in orduları “kuzeyden” gelecekler.
Eski Ahit’in Yeremya kitabında düşman ile ilgili şu söylenmektedir:
“RAB şöyle diyor: İşte, şimal diyarından bir kavim geliyor; ve dünyanın uçlarından büyük bir millet ayaklanıyor.
Ellerine yay ve kargı alıyorlar; insafsızdırlar, acımaları da yok; sesleri deniz gibi gürlüyor ve atlara biniyorlar, tek adammış gibi sana karşı cenge dizilmişler, ey Sion kızı.”
Şimal, Arapça kuzey anlamında kullanılan kelimedir. Yani İsrail’e hücum edeceği söylenen güç kuzeyden gelecektir. Yine Yeremya’da yer alan şu ayet “kuzey”e işaret etmektedir:
“Milletler arasında bildirin ve işittirin ve bayrak dikin; işittirin ve gizlemeyin: Babil alındı, Bel utandı, Merodak yıldı; onun dikili taşları utandılar, putları yıldılar deyin.
Çünkü ona karşı şimalden bir millet çıkıyor, onun diyarını viran edecek ve onda oturan olmayacak; insan da hayvan da kaçıp gittiler.”
İsrail’in kuzeyinde kimler var?
Hiç düşündünüz mü?
YORUMLAR