İsrail’in Siber Katliamından Alınacak Dersler

Bercan TUTAR – 18 Eylül 2024

 

Ukrayna ve Gazze’de üç maymunu oynayanlar şimdi panikte… Lübnan’daki saldırıdan sonra dünya Batı’nın sapkın ve terörist zihniyetinin insanlık için en büyük tehlike olduğunu bu kez daha yakından gördü… Zira İsrail’in Lübnan’a yönelik çağrı cihazları üzerinden gerçekleştirdiği saldırı nereden bakılırsa bakılsın bir kitlesel terör eylemidir. Bir devlet terörizmidir. Savaş suçudur. Bu pervasız eylemi yapan İsrail sadece cephedeki Hizbullah üyelerini değil evde, çarşıda, pazarda, hastanelerde, okul, cami, market, banka ve parklardaki binlerce sivilin, çocuk ve kadının hayatını da hiçe saydığını bir kez daha dünyanın gözüne soktu.

Gazze’de soykırım yapan bir Siyonist gücün savaş hukukuna uyması zaten beklenemezdi. Zaten ilk olarak Rusya ve Belçika gibi ülkelerle Lübnan hükümeti olayın kitlesel katliam ve terör eylemi olduğunu belirterek uluslararası soruşturma açılması çağrısında bulundu.

İsrail istihbarat servisi Mossad’ın Macaristan’daki paravan bir şirket üzerinden Tayvan’daki Gold Apollo şirketinden üretim izni aldığı çağrı cihazlarına teslimattan önce bomba koyduğu ortaya çıktı. Sky News Arabia, Mossad’ın çağrı cihazlarının pillerine yüksek patlayıcı madde PETN (pentaeritritol tetranitrat) yerleştirdiğini ve pillerin sıcaklığını artırarak bunları uzaktan patlattığını aktardı. Düzenekli cihazların, bu yılın başlarında Lübnan’a ulaşan bir sevkiyatın parçası olduğu bildirildi.

Ancak buradaki mesele siber katliamın teknolojik boyutu değil. Mesele sivil ve savaşçı ayırımı gözetilmeksizin İsrail tarafından bütün Lübnan halkının ayırım gözetilmeden hedef alınmasıdır.

Saldırıda 12 kişi ölürken 2 bin 750 kişi yaralandı. Çoğu yaralı uzuvlarını kaybetti. Çünkü görüntülerden de anlaşılacağı üzere Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan taşınabilir çağrı cihazlarından 3 bininin aynı anda patlaması sonucu Lübnan genelinde kitlesel bir panik yaşandı. İsrail’in yaptığı her açıdan bir savaş suçudur. Pervasız, gayri insani ve ahlaki bir katliamdır. Örneğin kameralardan da görüldüğü üzere bir markette kasiyerin hemen arkasında duran çocuk dâhil sayısız insan Hizbullah üyelerine yönelik saldırıdan etkilendi. Hepsi aynı anda havaya uçuruldu. Rastgele patlamalar her açıdan Gazze’deki soykırımı aratmayan bir savaş suçudur.

Fakat İsrail ve Batı medyası saldırıyı ‘cerrahi müdahale’ diye kutsuyor. İsrail medyası ise Hizbullah’ın roket saldırıları sonucunda 90 bin İsraillinin kuzey sınırlarından göç etmek zorunda kaldığını ve saldırının bunun intikamı olduğunu savunuyor.

Lübnan’daki saldırı bize sıkışan Batı ve İsrail’in Makyavelist stratejide hiçbir sınır tanımayacağını net olarak gösteriyor. Terörle savaşta bunu gördük. Milyonlarca sivili katlettiler. Çin’e yönelik ekonomik savaşta zafer için biyolojik katliamdan çekinmediler. Ukrayna’da Rusya’ya karşı her tür yöntemle saldırıyorlar. Askeri saldırılar dışında ekonomik, sosyal, kültürel ve enformatik hemen her alanda sınır tanımayan bir barbarlıkla hareket ediyorlar. Rusya’nın Russia Today televizyonuna ve Sputnik ajansına konuşan hemen herkese ajan muamelesi yapıp hapse atıyorlar. Rusya ile ticari ilişkileri olan firmaları kara listeye alıyorlar. Ağır yaptırımlarla yok ediyorlar. İş adamlarının paralarına ve varlıklarına el koyuyorlar.

Rusya ile barış masasına oturacağını söyleyen kendi başkan adaylarından Donald Trump’a bile tahammül edemeyen ve onu suikast ile hizaya sokmaya çalışan bir Batılı irrasyonaliteden bahsediyoruz. Bu Evanjelik ve Siyonist merkez kendi çıkarı için Ukrayna’yı ve halkını bozuk para gibi harcadı. Gazze’de tarihin en vahşi soykırımını yapmaktan çekinmiyor.

Lübnan’daki siber katliam bize bu aktörlerin dünya için nasıl büyük bir tehlike olduğunu bir kez daha gösterdi. Çünkü kendi süfli çıkarları için küresel salgınlar dâhil her tür kirli silaha başvuruyorlar. Ülkeleri birer birer kaosa sürüklemekten çekinmiyorlar. Soykırım, kitlesel terörizm, suikastlar, darbeler, iş savaşlar, etnik temizlik ile biyolojik, nükleer, siber, teknolojik ve ekonomik saldırılar dâhil her yola başvuran psikopat ve sapık bir zihniyete sahipler.

Artık dünyanın harekete geçmesi gerekiyor. Yoksa İsrail ve destekçisi Batılı emperyalist aktörler sapkın ideolojileri ve histerik hedefleri uğruna insanlığa hemen her gün yeni bir kıyameti yaşatmaya devam edecekler.