Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
reklam
reklam
Ersoy Dede Logo
Ersoy Dede

Kırmızı Çizgi Mi, Siyasi Şantaj Mı? – Ersoy Dede

Ersoy DEDE – 29 Mayıs 2025

 

Cumhuriyet Halk Partisi, yeni anayasa tartışmalarına öyle bir pozisyonla dahil oldu ki, daha en başta işin doğasına aykırı düştü: Parlamenter sisteme dönülmezse yokuz.”

Yani? Masaya gelmiyorsunuz. Tartışmaya katılmıyorsunuz. Uyuşmazlık varsa, çözüm üretmiyorsunuz. Sadece kendi kırmızı çizgilerinizi çekiyor, masayı peşinen kilitliyorsunuz. Bu uzlaşma değil; açıkça bir siyasi şantaj.

Türkiye’de sivil anayasa yapım süreçleri, hep sancılı olmuştur. 1961 ve 1982 anayasaları birer darbe ürünüydü. Şimdi elimizde bir fırsat var: Sivil bir iktidar, sivil bir meclis eliyle, toplumun tamamını kucaklayan yeni bir anayasa yazma zemini… Ama CHP, bu zemini bozmaya ant içmiş gibi.

❖ Vesayetten Beslenen Siyaset

CHP’nin bu tavrı şaşırtıcı mı? Hayır. CHP’nin siyaseti hiçbir zaman halkın iradesiyle barışmadı. 1950’de tek parti döneminin sona ermesiyle birlikte iktidarı doğrudan milletten değil, sistemden alma alışkanlığı gelişti.

🔎 Dipnot – 1950: Demokrat Parti ezici bir zaferle iktidara geldi. CHP, halkın özgür iradesiyle yönetim belirlemesine ilk kez maruz kaldı ve bu travmayı hâlâ atlatabilmiş değil.

O günden bu yana CHP, halkla değil, sistemle konuşmaya çalıştı. Bürokrasiyle, yargıyla, medya düzeniyle… Şimdi yine aynı şey yapılıyor: “Sistem değişsin, biz öyle yarışalım.”

Hayır. Siyaset böyle işlemez. Siyaset, rekabetle güçlenir; şartlı katılımla değil.

❖ Masada Sistem Yoktu, Ama Zihinlerde Hep Vardı

Hatırlayın, Altılı Masa başından beri “adaydan çok sistem” diyen bir bloktu. Aylardır cumhurbaşkanı adayı açıklanmazken, hep şu cümle kuruluyordu: “Biz kişi değil, sistem tartışıyoruz.”

Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu, Ali Babacan ve diğerleri, parlamenter sisteme dönüşü kutsal hedef gibi pazarladılar. Sonra aday belirlendi. Sandık kuruldu. Millet konuştu. Ve mesaj netti: “Sistem değişsin diyenlere değil, sistemi koruyanlara güveniyorum.”

🔎 Dipnot – 2023: Altılı Masa’nın adayı seçimi kazanmış olsaydı, “zımnen” parlamenter sisteme dönüş için bir onay alınmış olacaktı. Ancak halk bu senaryoya geçit vermedi.

Bu mesajı almadınız mı?

❖ Matematik Bilmeyen Siyasetçi Siyaset Üretemez

CHP’nin bir başka meselesi de basit bir ortaokul matematiğini kavrayamıyor oluşu. Bugünkü sistemde yürütmenin başı olmak için %50+1 oy almak gerekiyor. Yani çoğunluğun rızasını kazanmak şart. Bu da kapsayıcı, çok tabanlı siyaset üretmeyi zorunlu kılıyor.

Parlamenter sistemdeyse işler farklı: %30’la %60 sandalye elde edebileceğiniz bir düzlem var. Nitekim 2002’de AK Parti yalnızca %34 oyla Meclis’in 3’te 2’sini aldı.

🔎 Dipnot – 3 Kasım 2002: AK Parti %34,3 oyla 363 milletvekili çıkardı. CHP ise %19,4 ile 178 milletvekili aldı. DYP, ANAP, SP, MHP gibi birçok parti %10 barajına takılarak Meclis dışında kaldı.

Eğer bugün parlamenter sisteme dönülse, sosyolojik gerçekliğimiz gereği, Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin başbakanı olarak ömrünün sonuna kadar kalır. CHP ise sonsuza dek muhalefette kalmaya mahkûm olur. Aslında CHP de bunu biliyor. Ama hayali şu: Sistemi değiştirerek kendine iktidar çıkarmak.

❖ Erdoğan İçin Değil, Ülke İçin Değişti Bu Sistem

Recep Tayyip Erdoğan, parlamenter sistemin çarpıklığını yaşayan bir liderdi. Koalisyonlar döneminde ülke nasıl yönetilemez hale geldiyse, bunu en çok göğüsleyen siyasal hareket AK Parti oldu.

Ve ne yaptı Erdoğan? Sistem kendisine avantaj sağlayacağı halde, başkanlık sistemine geçti. Çünkü mesele kişi değil, ülkeydi.

CHP şimdi çıkıp “bu sistem ucube” diyor. Neye göre? Hangi toplumsal veriye göre? Hangi halk desteğine göre? Milletin yüzde 52 ile seçtiği cumhurbaşkanını, yüzde 25’lik bir parti hangi meşruiyetle sistem dışı ilan ediyor?

❖ Ya Oturun Anayasa Yapın, Ya da Yol Açın

Türkiye’nin 21. yüzyılda darbe anayasalarının gölgesinde kalmaması gerekiyor. Yeni, sivil, çağdaş, kuşatıcı bir anayasa bu ülkenin hakkıdır.

Ama eğer siz bu süreci “sistem dayatması”na çevirecekseniz, açıkça söyleyin: Sizin niyetiniz anayasa yapmak değil, siyasi mühendisliktir. O hâlde dürüst olun ve kenara çekilin. Halkın iradesiyle inşa edilecek yeni anayasanın önünde durmayın.

🖊️ Sözün özü..

Anayasa masasına “bizim istediğimiz olmazsa masada yokuz” diyerek gelen CHP, halkın iradesine değil, kendi konfor alanına sesleniyor.

Eğer samimiyseniz, gelin. Değilseniz, gölge etmeyin. Bu millet neyi seçtiğini çok iyi biliyor. Sizin kırmızı çizgileriniz değil, milletin kader çizgisi bu ülkenin istikametini belirleyecek.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER