Ceyhun BOZKURT – 09 Mayıs 2025
Kitabın ortasından söyleyelim: Birileri terör örgütünün yeniden güçlendirilip Dağlıca, Aktütün benzeri saldırılar yapmasını, 20-30 şehit vermemizi istiyor. Bu gerçekleşirse inanılmaz derecede mutlu olacaklar var.
Amaçları şehitlerimizin kanı üzerinden siyasi hesap yapmak.
Biz ise terörü bitirmek için mücadeleyi savunduk ve şimdi örgüt için deniz bitti. Artık Önder Özen’lerimiz şehit olmasın diye terör örgütüne “teslim ol” çağrısını savunuyoruz. Yani “Terörsüz Türkiye”yi oluşturan iradeye destek veriyoruz. Çünkü Önder Özenlerimiz, ilk şehidimiz Süleyman Aydınlarımız şehit olmasın diye.
Şehadet Türk ve İslam kültüründe var ve olmaya devam edecek. Vatan savunması söz konusu olduğunda Türk askeri, polisi, istihbaratçısı, korucusu ve milletinin çok büyük çoğunluğu şehadeti elbette göze alır, alacaktır da… Şehadeti esas alan bir anlayışımız olmasaydı Çanakkale’yi, Büyük Taarruz’u, Kıbrıs Barış Harekatı’nı, terörlü mücadeleyi başarıyla gerçekleştiremezdik. Ancak artık iyice köşeye sıkışmış, lojistiği kesilmiş, bütün mevzilerini kaybetmiş, ölen militanın yerine yenisini koyamayan, sona yaklaşan bir örgüt için de kahramanlarımızı kurban etmeyiz. Onlar yine vatan savunmasını canları pahasına yine yapmaya devam edecekler.
Cumhur İttifakı ve Terörsüz Türkiye Hedefi
Terörsüz Türkiye hedefi Cumhur ittifakı bileşenleri ve Öcalan’ın ittirmesi sonrası DEM’in içinde bir kesimin isteksiz görüntüsüne rağmen devam ediyor. Muhalefette de bazı isimler ve gazetecilerin desteği mevcut. Ama beklediğimiz ana muhalefet ve diğer muhalefet partilerinin de bu hedefi topyekûn desteklemesiydi.
Bazı sözcülerin yarım ağızla “süreci destekliyoruz” dese de gerçek şu: Muhalif kitleye mensup azgın kesim özellikle sosyal medyada ve diğer konvansiyonel medyada yazıları ve söylemleriyle süreci şiddetle baltalama peşinde paylaşımlarda bulunuyorlar. Halbuki aynı azgın kesim, 2023 tarihinde yapılan milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde PYKK terör örgütünün taleplerini de içeren programa “evet” oyu vermişti.
Onların isteği olsaydı, Anayasa’nın ilk 4 maddesi tartışmaya açılacak, üniter yapı ortadan kalkacak, Türk vatandaşlığı yerine eşit vatandaşlık gelecek, Türkçe’nin resmiyeti sorgulanacak, Türk ismi tamamen Anayasa’dan çıkacaktı. Yani aslında Cumhuriyetin temeli ortadan kaldırılacaktı.
Yerel Seçimlerdeki Sessizlik
Yine 2024 tarihindeki yerel seçimler öncesinde PKK’nın dağ kadrosunun önerisi ile yapılan Kent Uzlaşısı’na da hiç seslerini çıkarmadıkları gibi bu süreci hem demokratik siyaset bakımından hem de siyasi bakımdan büyük bir başarı olarak görmüşlerdi. Yerel seçimler sonrası kayyum atanan DEM Belediyelerine İmamoğlu’nun yaptığı ziyaretlere hiç eleştiri getirmemişlerdi.
Bu tavır ve bu anlayış ne kadar samimi?
Seçimleri kazanmak için her türlü manevrayı içlerine sindiren çevreler teröre son vermek amaçlı girişimleri ve söylemleri hukuk ve demokrasi dışı olarak nitelemekle kalmıyorlar bir de cumhuriyete ihanet olarak takdim ediyorlar.
İki süreci karşılaştırdığımızda 2023’te Kandil’deki baronlar neredeyse her gün açıklama yaparak muhalefete destek veriyorlardı. Hatta HDP’nin bazı isimleri “perde arkasında birçok konuda anlaştıklarını” söylemişti. Bugün ise Kandil’deki baronlar süreci akamete uğratmak için ellerinden geleni yaptılar. Ama artık köşeye sıkıştılar. Her an “Silah bırakma ve PKK’nın feshi” haberi ile güne başlayabiliriz.
Birileri istemese de PKK terör örgütü, artık Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkabilir. İşte o zaman Türk’üyle, Kürt’üyle büyük Türk milleti geleceği lehimize yazmak için çok önemli bir avantaj elde etmiş olur.
YORUMLAR