Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
ceyhun bozkurt logo
Ceyhun Bozkurt

Rus Raporu: Türkiye Davut Koridoru’nu İnşa Ettirmez – Ceyhun Bozkurt

Ceyhun BOZKURT – 30 Temmuz 2025

 

İsrail, saldırgan politikalarından geri adım atmamaya çalışıyor. Ancak soykırımcı İsrail yönetimi giderek köşeye sıkışıyor. Fransa’nın ardından İngiltere’nin de Filistin’i tanıyacağını açıklaması ve uluslararası alanda yapılan baskılar İsrail yönetiminin sıkıntılarını artırıyor. Hollanda da iki Nazi ruhlu İsrailli bakana Hollanda’ya giriş yasağı koydu.

Ayrıca İsrail içinde çok yoğun bir şekilde başarısızlık tartışılıyor. İsrail’in savunma ve güvenlik yayınları başta olmak üzere şu sorular sürekli gündemde:

  1. Hamas’a bu kadar darbe indirilmemesine rağmen Hamas gücünü halen nasıl koruyabiliyor?
  2. İsrail’in savunma yatırımlarının ağırlıklı olarak hava kuvvetlerine yapılması, kara ordusunu zor durumda bırakıyor.
  3. Dünyanın giderek İsrail’in karşısında durması sadece ülkeyi değil, tüm Yahudileri zor durumda bırakıyor.

Tabii ki katil yönetimi savunan yayın organlarında bunları göremiyoruz ama bazı nesnel yayın organları bu sorulara yanıt aramaya çalışıyor.

Sadece Batılılar değil Doğu kutbunda da bölgedeki gelişmelerin analizi yapıyor. Bunlardan biri de Rusya’da faaliyet yürüten düşünce kuruluşu Rusya Stratejik Kültürler Merkezi, “Ortadoğu’da Yeni Çatışma Ekseni – İsrail ve Türkiye” başlıklı bir rapor yayınladı. Raporda, İsrail’in şimdiye kadar uğraştıklarından çok daha güçlü bir ülkeyle karşı karşıya kaldığı vurgulanmakta. Bu ülke de tabii ki Türkiye…

Ayrıca raporda İsrail Siyonizminin “Davut Koridoru” planının çökmek üzere olduğunun altı çiziliyor. Ayrıca iki orduyu karşılaştıran Ruslar, tüm güç dengelerini göz önünde bulundurarak, İsrail’in Davut Koridoru’nu bu güçlerle inşa edemeyeceğinin altını çizdi.

Dmitry Minin tarafından hazırlanan rapordan çarpıcı bölümleri şöyle sıralamak mümkün:

  • Orta Doğu’daki tüm çatışmaları “çözmek” muhtemelen hiç kimse için mümkün olmayacak. İsrail Başbakanı Netanyahu, Gazze’deki Hamas’tan Lübnan’daki Hizbullah’a, Esad’ın Suriye’sine ve İran’a kadar tüm ana rakiplerini alt etmiş gibi görünüyor. Ancak görünen o ki, acı deneyimlerle öğrenmiş ve kaçınılmaz olarak intikamlarını hazırlamış nesiller boyu intikamcıların yetiştiği ejderha dişlerini sağlamlaştırıyor. Aynı zamanda, ufukta daha da zorlu rakipler beliriyor; özellikle de askeri gücü İsrail’in bugüne kadar karşılaştığı tüm güçleri önemli ölçüde aşan Türkiye.
  • İsrail’in Suriye’de, terk edilmiş “Davut Koridoru”ndan geçerek Fırat’ın ötesinde benzer bir Kürt oluşumuna uzanan bir tampon Dürzi devleti kurma planı, planın yazarlarının görüşüne göre kağıt üzerinde uyumlu görünse de, gözlerimizin önünde çöküyor. İsrail’in Suriye’nin Süveyda vilayetinde Dürzi ayaklanmasını kışkırtmasına yanıt olarak Türkiye’nin son derece sert bir hamle yapmasının ardından, Netanyahu gözle görülür bir şekilde geri adım atıyor. Kürtler gibi Dürziler de, görünüşe göre, zaten terk edilmiş Afganlar ve aynı “pay”a yaklaşan Ukraynalıların kaderini yaşamaya mahkûm.
  • Her iki tarafın potansiyelini değerlendirdiğimizde, Hava Kuvvetleri, füze silahları, hava savunma/füze savunma sistemleri ve siber birlikler açısından, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) hâlâ Türk ordusunun teknolojik olarak önündedir. Ancak Türk ordusu kara unsuru, yalnızca sayıca değil, aynı zamanda muharebe unsurları açısından da değerlendirildiğinde daha güçlüdür. Her şeye havadan karar verilemez; kara harekâtı olmadan İsrail “Davut Koridoru”nu inşa edemez. Mevcut güç dengesi göz önüne alındığında, bunu yapamayacağı da açıktır. Hava Kuvvetleri’nde ise Ankara, son zamanlarda İsrail ile arasındaki farkı azaltmayı amaçlayan adımlar atıyor. Örneğin, artık Amerika Birleşik Devletleri ile en modern F-35 uçağının satın alınması konusunda bir anlaşmaya varmayı ummuyor, Almanya ile 40 adet 4++ nesil Eurofighter Typhoon  savaş uçağı tedariki konusunda bir anlaşma imzalamayı kabul etti .

Bu uçaklar, Amerikan F- 35’lerinden daha düşük , ancak İsrail hava filosunun omurgasını oluşturan F-16’lardan daha üstün kabul ediliyor. İran’ın yakın zamanda bombalanması sırasında, az sayıdaki F-35’in esas olarak koruma görevi üstlendiği bu uçaklar, öncü rol oynadı.

  • İsrail’in teorik olarak Türkiye’ye baskı yapmak için kullanabileceği mali kaynak eksikliğini, Ankara, Suriye konusunda nakit zengini gaz devi Katar ile yakın iş birliği yaparak telafi ediyor. İsrail Misgav Enstitüsü Direktörü Meir Ben Shabbat, İran liderliğindeki “direniş ekseni”nin çöküşünün ardından, “Katar ve Türkiye boşluğu dolduruyor. Her ikisinin de ortak bölgesel ve küresel hedefleri ve bunları destekleyecek kaynakları var. Aracı rollerinden yararlanarak her iki tarafta da rol oynuyorlar.” diye yazıyor. Örneğin Katar, Suriye kamu sektöründeki maaşların ödenmesini üstlendi ve Suriye enerji sektörüne 7 milyar dolarlık yatırım yapacağını duyurdu.

Rusların raporundaki çarpıcı detaylar arasında Türkiye ile ABD arasında sürdürülen görüşmelere de dikkat çekilerek, Ankara’nın çok geniş bir alanda kabiliyetlerini gösterdiğini belirtirken, raporun şu ifadelerle bitmesi dikkat çekici: “(Türkiye) Suriye’deki stratejik sorunlarını çözmek için yeterli kaynağa sahip ve ne kadar süreyle çözeceği belirsiz olsa da, Ankara, diğer yerlerde her şeyin planladığı gibi gitmeyeceğini de görebilir. Özellikle de İsrail’den daha güçlü bölgesel ve küresel aktörlerle çatışmaya gireceği yerlerde.”

Akla, Rusların Türkiye’nin İsrail’den daha güçlü aktörlerle savaşa girme ihtimali mi öngörüyor sorusu geliyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER