Bercan TUTAR – 17 Kasım 2025
Ukrayna’da Putin’i eleştirenler Gazze’de Netanyahu’ya toz kondurmuyor!
Dünyada tanıdığım en demokratik, en merhametli ve en vicdan sahibi insan olan merhum babam sık sık “Evladım türlü türlü insan, çeşit çeşit huy vardır. Şaşırma. İnsanları hemen yargılama. Önce onları anlamaya çalış” derdi. Ancak anlamak çok zahmetli ve hayli çaba gerektiren külfetli bir iş. Bazı insanların öyle lafın gelişi olur olmaz ‘seni anlıyorum’ demesine aldanmayın. Anlamak, her şeyden önce birini desteklemek ve ona omuz vermektir. Bir şeye inanmaktır. Ve o inançla da harekete geçmektir.
Devran değişti. Artık rahmetli pederim gibi ‘anlayış yorgunu’ insanlar kalmadı. Hemen herkes şairin de dediği gibi “hangi dünyaya kulak kesilmişse diğerine sağır” bir anlayışı temsil diyor. Zira anlayışlı olmak zayıflık olarak algılanıyor. Zalimleri daha da cesaretlendiriyor. Bu nedenle sadist insanlara karşı anlayışsız, sert ve tavizsiz olmak gerekiyor.
Bu tür sadist insanların başında ise masum çocukları sistematik şekilde öldüren, öldürülmesini savunan ve hatta bir halkın tamamen yok edilmesini bu çağda bile hâlâ arsızca dile getirebilen hasta ruhlular geliyor. Dolayısıyla Siyonistler ve Siyonist düşünceyi destekleyen hemen herkes az veya çok sadist bir ruha sahiptir. Gazze Kasabı Netanyahu’yu aratmayan o kadar çok batılı veya doğulu düşünür, sanatçı, akademisyen, işçi, doktor, asker, siyasetçi ve mühendis var ki, şaşırmamak elde değil!
Rus Liberal Muhalefetindeki Derin Çelişki
Örneğin bugünkü yazıda biraz değineceğim Rusya’nın liberal muhalif entelijansiyasına ait bazı figürlerin Gazze’deki soykırımı hararetle savunan İsrailli Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’den bir farkları yok.
Hatta İbrani üniversitesinin yaptırdığı anketlerde Gazze’deki soykırıma yüzde 70 oranında destek veren bir İsrail kamuoyunun bulunduğunu da unutmayalım. Bırakın bazı birey, grup ve kurumları neredeyse toptan bir toplum ve ulus, insanlık tarihinin görüp görebileceği en vahşi soykırımı yüzü hiç kızarmadan ve vicdanı sızlamadan savunabiliyor.
Babamın vicdan ve merhamet mihengi çocuklardı. Özellikle de insanların kendi çocukları dışındaki çocuklara olan yaklaşımıydı. Eğer babam İsrail’in Gazze’deki bu soykırımını görseydi hiçbir şey yapamamaktan dolayı kahrından ölürdü. Kuşku yok ki bu dünyada babam gibi çok insan var. Kahrından ölenler de olmuştur.
Ancak direnenlerin sayısı daha fazla. Ve bu direniş arttıkça hastalıklı ruhlar artık eskisi gibi rahat konuşamıyor, Siyonist katliamları savunamıyor. Bunun tek istisnası Rusya’nın liberal muhalefeti… İlginç bir paradoks içindeki bu muhalif yapını hezeyanları dikkat çekiyor. Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşını eleştiren bu hümanist muhaliflerin İsrail’in Gazze’deki ‘savaşı’na gelince hemen soykırımcı, ırkçı ve Siyonist refleksleri devreye giriyor. Bütün sözde liberal ve demokratik değerlerini unutuyorlar.
Bunlardan biri de Rusya’nın Elif Şafak’ı diyebileceğimiz ve romanları Türkçe dâhil birçok dile çevrilen Dina Rubina. Alfa yayınlarının 2021’de “Cordoba’nın Beyaz Güvercin”i adlı romanını dilimize kazandırdığı Rubina, 1953’te Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te dünyaya gelmiş. İsrail’e taşınmasına rağmen Moskova’da yaşayan ve kendini “Rusça yazan İsrailli yazar” diye tanıtmayı seven biri.
Rubina’nın Ukrayna Savunuculuğu ve Gazze Çelişkisi
2007 yılında Rusya Büyük Kitap edebiyat ödülüne layık görülen Rubina, Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhak etmesini ve 2022’de Ukrayna’ya yönelik askeri harekât başlatmasını şiddetle eleştiriyor… ‘Ukrayna’da sivillere yönelik şiddetten iğrendiğini ve yabancı toprakların ilhakının iğrenç olduğunu” her platformda sık sık dile getiren liberal ve hümanist Rubina’nın nasıl barbar bir ruha ve riyakârlığa sahip olduğunu, konu Gazze soykırımına gelince ancak kavrıyoruz.
El Cezire’ye yazan bağımsız araştırmacı Selbi Durdiyeva’nın 15 Kasım 2025 tarihli makalesindeki bilgilere göre Dina Rubina, 2025’te İsrail’in Gazze’deki işgal ve soykırımını destekleyen konuşmasında o kadar ileri gitti ki sözlerini duyanlar kulaklarına inanamadı.
Soykırımcı İsrailli bakan Smotrich’in dişi versiyonu olarak arzı endam eden Rubina, Temmuz ayında muhalif kanal olarak bilinen Rain TV’ye verdiği röportajda İsrail’in “Gazze Şeridi’ni tamamen eritip bir otoparka dönüştürmesi gerektiğini” belirtti önce. Ardından hızını alamayıp, “İsrail tüm Gazzelileri hidroklorik asitte eritme hakkına sahiptir. Çünkü orada masum sivil yok” cümlesini sarf etti.
Kitaplarında ahlak, etik, özgürlük, adalet ve hukuktan bahseden bir Siyonist’in gerçek vahşi yüzü Gazze ve Filistin söz konusu olunca işte böyle ortaya çıkıyor. Bu soykırımı savunan açıklamasından sonra Rubina’nın Özbekistan, Kazakistan ve Gürcistan’daki bazı toplantıları ve kitap tanıtım programları iptal edildi. Rusya Federasyonu Müslümanları Dinî İdaresi ve Rusya Müftüler Konseyi harekete geçerek Rubina hakkında savcıları harekete geçmeye çağırdı. Hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ancak Rusya’nın liberal muhalif kesimleri Rubina’ya açıkça destek vermeye devam etti. Bu kesimler tıpkı Rubina gibi Putin’i Ukrayna’daki savaştan dolayı eleştirip Kırım ve diğer Ukrayna topraklarının ilhak ve işgaline karşı olduklarını dile getiriyor. Ancak iş Gazze’ye gelince kendileriyle ve değerleriyle ters düşüp Gazze ve Batı Şeria’nın tamamen ilhak edilmesini ve Nazilerin Yahudileri gaz odalarında katlettiği gibi Filistinlilerin de asit kuyularında çocuk kadın ve yaşlı fark etmeksizin yok olana kadar topluca eritilmesini savunuyorlar.
Siyonist Sadizmin Keskin Görünümleri
Evet, bazıları inanmayabilir ve şaşırabilir ama soykırımcı Siyonist zihniyet işte tam da budur! Bu zihniyet bir anlayış veya görüş olarak lanse edilemez. Bu sadistlik ve sapkınlıktır. Bir halkın asit kuyularında tamamen eritilmesini savunma ahlaksızlığı cezasız kalmamalı. Bunun bir bedeli olmalı.
Eğer bunun hesabı sorulamıyorsa o zaman orada kurumsallaşmış bir ırkçılık ve sömürgecilik zihniyeti vardır. Nitekim Rubina gibi Siyonazistler Avrupa ve ABD’de de var. Fakat hiç biri Rus Rubina kadar ileri gidemiyor. O ülkelerdeki ırkçı ve soykırımcı hükümetlerden değil halkın ve kamuoyunun tepkisinden korkuyorlar. Demek ki Rusya’da hem hükümet düzeyinde hem de kamuoyu düzeyinde bir ‘rahatlık’ söz konusu. Filistin karşıtlığı Batı’da lanetlenirken Rusya gibi ülkelerde Siyonistlerin ekranlarda at koşturması ve en sadist güdülerini dile getirip Filistinlilerin tamamen yok edilmesini rahatça savunması akıl alır gibi değil.
Putin karşıtlarının ve genel olarak Batı yanlısı Rus muhalefetinin Amerika ve Siyonist sevdası giderek soykırımcı bir sadizme doğru evriliyor. Bu çerçevede Dina Rubina’yı aratmayan sadist soykırımcılardan biri de yazar ve gazeteci Yulia Leonidovna Latynina
Novaya Gazeta’da köşe yazarlığı yapan 1966 doğumlu Latynina, 2008 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Özgürlük Savunucuları Ödülü’nü aldı. Latynina ödülünü, Irak ve Afganistan’ın özgürlüğünü ayaklar altına alıp işgal eden neo-conların yılmaz savunucularından, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın elinden almıştı.
Şubat 2022’den beri Rusya Savaş Karşıtı Komitesi üyesi olan Latynina, faaliyetlerinden dolayı Eylül ayında Rusya’nın yabancı ajanlar listesine dâhil edildi. Latynina kendini sürgünde yaşayan özgürlükçü, insan hakları savunucusu, savaş karşıtı ve solcu eleştirmeni biri diye lanse ediyor. Ancak savaş karşıtlığı ve özgürlük savunuculuğu Filistin’e gelince buharlaşıyor. Karşımıza Rubina’yı aratmayan soykırımcı ve ırkçı bir figür çıkıveriyor hemen. Latynina İsrail’in Gazze’deki soykırımını bir ‘temizlik ve medenileştirme hareketi’ olarak yorumluyor. Yoksa barbar Filistinlilerin yeni gelişen Yahudi medeniyetini yok edeceğini söylüyor. Batı’da Gazze’deki soykırımı protesto eden öğrencileri ise ‘tembel ve aptallar” diyerek aşağılıyor.
Sadist Söylemciler Galerisi
Bu isimleri çoğaltmak mümkün. Neredeyse bütün Batı yanlısı ve Putin karşıtı Rus muhalifler aynı zamanda azılı birer sadist soykırımcı. Sürgündeki Leonid Gozman’dan geçen yıl ABD ile Rusya arasındaki tutuklu takasında serbest bırakılan Soros’a bağlı Açık Rusya vakfının yöneticisi Andrei Pivovarov’a kadar hemen her muhalif İsrail’in Gazze’deki soykırımını haklı bulmakla kalmıyor, bunun bir zorunluluk olduğunun da altını çiziyor. Örneğin şu anda Bulgaristan’da yaşayan Rus muhalif siyasetçi Dmitri Gudkov, “Benim için İsrail medeniyetin vücut bulmuş halidir. Ona karşı her şey barbarlıktır” diyecek kadar akıl ve iz’anını kaybetmiş durumda. 1980 doğumlu Gudkov,2011-2016 yılları arasında Duma’da vekillik yaptı. Ukrayna savaşını eleştiren Gudkov, 2023’te Rusya’yı terk etti ve yabancı ajan ilan edildi.
Siyonizmin gönüllü neferlerinden Rus gazeteci Kseniya Larina da Eylül ayında Avrupa’da BM Genel Kurul toplantıları öncesi Filistin devletini tanıma furyası karşısında “Filistin’i tanımak antisemitizm değil, aptallıktır” diyerek içindeki kini kusmuştu.
Selbi Durdiyeva’nın da yazısında belirttiği üzere bu kısa liste İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımını açıkça destekleyen çok sayıda Rus liberal muhaliften sadece bir kesit. Bunlar buzdağının görünen kısmı. Bunlardan ayrı olarak İsrail’de yaşayan ve Rusya’yı sık sık ziyaret eden Rus pop ikonları, komedyenler, müzisyenler, sporcular, akademisyenler ve televizyon kişilikleri de sürekli olarak İsrail’in soykırımcı söyleminin propagandasını rahatlıkla ve arsızca yapıyor.
Novaya Gazeta, Meduza ve TV Rain gibi muhalif yayın kuruluşları sabah akşam orantısız bir Siyonist manipülasyonu ve propaganda aracı olarak beyinleri yıkıyor. Soykırımı savunan isimleri ekranlara ve sayfalarına taşıyorlar. Ne Rus hükümeti ne de geleneksel Rus yayın organları bu konuda önlem alabiliyor. Siyonist söylem ve soykırımcıları savunan düşünceler Rusya kamuoyunun üzerine her gün 24 saat boca ediliyor. İsrail’de yaşayan ve sayıları 1 milyon 300 bini bulan Rusya kökenli İsrailli de bu mücadelede ön cephede savaşıyor. Rus muhaliflere destek veren İsrailli Ruslar, Devlet Başkanı Putin’i Ukrayna’daki savaş nedeniyle kıyasıya eleştirirken İsrail’in Gazze’deki soykırımına ise toz kondurmuyorlar. Başbakan Netanyahu’nun Gazze’deki barbar katliamlarını açıkça savunuyorlar. Ve bu ikiyüzlülükten dolayı ne kimseye hesap veriyorlar ne de kimse bunlara bu sadist saçmalıklarının hesabını sorabiliyor. Dokunulmazlık sahibiler sanki. İnsanı hayli şaşırtan bu dikkat çekici vaziyet oldukça paradoksal da görünüyor.

YORUMLAR