Serkan ÜSTÜNER – 18 Aralık 2023
Geçen hafta bir fotoğraf karesi yayınlandı. Kültür Bakanı birtakım gazeteciyle bir akşam yemeğinde buluşmuş. Bir bakanın gazetecilerle yemek yemesi elbette çok doğal bir durum. Ama burada kimlerle yediğin her şeyi değiştirir. Listeyi hemen yazalım: 28 Şubat’tan Haziran seçimine kadar Müslümanlara düşmanlık besleyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve hükümetin gitmesi için her türlü propagandayı yapan Fatih Altaylı. 28 Şubat’ın baş aktörlerinden Ertuğrul Özkök. Başörtüsü için 411 el kaosa kalktı manşetini yakın zamanda atan şahıs. Mehmet Yılmaz, Nagehan Alçı vs.
Kültür Bakanı, Sayın Ersoy kendisi Türkiye’deki en büyük Turizm Şirketi’nin sahibi. Bakanlığı da bir şirket gözüyle yönetiyor. Başarılı ki, Cumhurbaşkanı tarafından ikinci dönemde de devam ettiği iki isimden biri. Bizi ne Turizm ne de başarısı ilgilendiriyor.
Kültür Bakanlığı bir ülkenin derin Savunma Bakanlığıdır. Eğer Kültür Bakanlığı görevini yerine getirmiyorsa istikbale giden yolda hep eksik kalmış olursunuz. Bugün dünyayı bir ur gibi saran platformlar, sanal dünya, siber dünya kültürümüzün kodlarına ağır bir bombardımanla saldırmaktadır. Özel müteşebbisin zaten böyle bir derdi olmadığına göre devletin bu muhkem mevziyi sıkı tutması gerekmektedir. Bu arada TRT’nin uygulaması Tabii’nin de bir alternatif olarak çıkmadığını ve çok cılız kaldığını söylemeliyim. Uygulama hala Türkiye dışında hiçbir yerde çalışmıyor. Düşünün Netflix karşısında Tabii. Yersen tabii! Burayı daha sonra uzun uzadıya da anlatırız. Konumuza dönelim. Bugün her alanda büyüyen, güçlenen devletimizin Kültür adına doğru dürüst bir gelecek tasavvuru planı olmadı, olmuyor da. Şimdi Sayın Bakanın yemek yediği şahısların hepsi Haziran seçiminde Sayın Cumhurbaşkanı’nın gitmesi için her şeyi yaptılar. Peki Sayın Bakan bu da mı zorunuza gitmedi? Bu masadaki insanların İslam Medeniyetine, Türk Kültürü’ne dair ne fikri olabilir?
Sayın Bakan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Turizm kısmıyla ilgileniyor. Ama gözümüzün içine bakarak bunu yapmasını hiçbir kalıba sığdıramıyorum. Bir arada aynı Bakanlık katil Yılmaz Güney’i anma işine girişmişti. O kadar tepkiye rağmen paylaşımlarından bir adım dahi geri atmadılar. İnsanın aklı duracak gibi oluyor ve sonra hiçbir şey olmamış gibi devam ediliyor her şeye.
Bugün yapılan SİHA’ların, beşinci nesil savaş uçaklarının, sessiz devrimlerin, dünyadaki tüm mazlumlar için başta Gazze için verilen mücadeleyi anlatmak ve geleceğe taşımak istiyorsak kültür savaşını kazanmalıyız. En azından kaybetmemeliyiz. Yoksa o SİHA’nın tek kanadı kırık olur.
Kültürü, Turizmden, Turizmi Kültürden ayırmanın vakti geldi. Oraya da gerçekten bu işin hakkını verecek biri de gelmese böyle iyi. Devletin derin Savunma Bakanlığı olan Kültür Bakanlığı “yaza merhaba” partilerinin hakkını versin hepimize yeter!
