Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
reklam
reklam
Ersoy Dede Logo
Ersoy Dede

Silahın Susturulduğu Yerde Söz Başlar – Ersoy Dede

Ersoy DEDE – 13 Mayıs 2025

 

Tarihler 12 Mayıs 2025’i gösterirken, Türkiye 40 yıllık kanlı bir kâbusu ardında bırakıyor. Bugün resmen tarih yazılıyor. Ve hepimiz farkındayız ki bu, öyle sıradan bir gün değil. Artık bu ülkenin sokaklarında, dağlarında, sınır boylarında silah değil, söz konuşacak. Terörsüz bir Türkiye meğer mümkünmüş..

Mutabakatın Gücü: Sessiz Ama Tarihi Bir Uzlaşma

PKK’nın kendini feshettiğini duyurması bir dönemin bitişi değil sadece; aynı zamanda bir zihniyetin, bir aldatmacanın, bir ihanet düzeninin de iflasıdır. Bugün o meşum yapının ardına sığınıp, “Biz aslında şu talepler için savaşıyoruz” diyenlerin bahanesi de elinden alınmıştır. Zira artık herkes biliyor: Taleplerin yeri dağ başı değil, milletin kürsüsüdür.

Şimdi dönüp bakın, hangi siyasi parti bu “Terörsüz Türkiye” manzarasına itiraz etti? Aşırı marjinal birkaç ideolojik fraksiyon dışında tüm kitle partileri, susmadı sadece; destek verdi. Bu bir ilk. Bu, bu ülkenin toprağına yıllardır düşen kanın artık toprağa karışmadığı, yürekleri dağlamadığı bir sabahın habercisi. Ve bu birlik, bu sessiz uzlaşma, belki de Türkiye Cumhuriyeti’nin son 40 yıldaki en büyük toplumsal mutabakatıdır.

“Ne Verdiniz?” Sorusu ve Gereken Netlik

Ama dikkat: Bu bir “al-ver” süreci değildir. Bu bir “ver kurtul” politikası hiç değildir. PKK’nın silah bırakmasının nedeni, ne devletin bir şey vermesi ne de bir anlaşmanın imzalanmasıdır. Nedeni şudur: O örgütün artık müzakere edecek, pazarlık yapacak gücü kalmamıştır. Teslim olmuştur. Kaybetmiştir. Tarihin çöp sepetinde yerini almıştır. Nokta.

Ama sorulsun yine de. “Ne verdiniz?” diye sorulsun. Soru kıymetlidir. Cevap açıktır: “Hiçbir şey.” Ama bu cevabın yüksek sesle, kararlı biçimde, defalarca verilmesi gerekir ki zihni berraklaşsın. Çünkü bu ülkede ne zaman mesele Kürt meselesine gelse, birileri her zaman “ama”larla, “fakat”larla meseleyi bulandırmayı marifet sayar. Artık o dönem bitti.

Talep Mi Var? Adres Belli: Türkiye Büyük Millet Meclisi

Buradan sonra ne olacak? Artık herkes biliyor: Her bir talebin adresi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Evet, belki bazı talepler kimine radikal gelebilir: Anayasal vatandaşlık tanımı değişsin, Kürtçe resmi dil olsun vs. Buyurun kardeşim! Demokratik bir ülkede bunlar konuşulur, tartışılır, oylanır. Kabul edilirse uygulanır, edilmezse rafa kaldırılır. Ne uğruna silah çekiliyor burada? Ne uğruna insan öldürülüyor?

İşte bu nedenle bu dönem, yalnızca terörün sonu değil; bir yalanın da çöküşüdür. PKK yıllarca “biz halk için savaşıyoruz” dedi. Oysa halkın ne istediğini hiç sormadı. Halk, ölmek değil yaşamak, dağa çıkmak değil çocuğunu okula göndermek istiyordu. Örgüt, sadece kendi varlığını sürdürmek için bir halkın acısını araçsallaştırdı. Kürt halkına barış getirmedi, kan getirdi. Umut değil, ölüm taşıdı.

Dünya Ne Yaptı? ETA, IRA ve FARC Örnekleri

Tarihin belli bir yasası vardır: Silahla alınan, siyasette kaybedilir. Eğer bir örgüt, halktan destek alamıyorsa, ne dağda kalabilir ne de masada bir yer edinebilir. PKK da bu kuraldan kaçamadı.

İspanya’da ETA, Bask bölgesinde bağımsızlık uğruna yıllarca terör estirdi. Yüzlerce insanı katletti. Tren istasyonlarını, sokakları kana buladı. Ama halk bıktı. ETA’nın silah bırakması, bir anlaşmanın sonucu değil, toplumsal desteğin tükenişiydi.

Kuzey İrlanda’da IRA, İngiliz yönetimine karşı mücadele ettiğini iddia etti. Ama sonunda fark ettiler ki silahla çözüm yok. 1998’deki Hayırlı Cuma Anlaşması sonrası IRA silah bıraktı. Onların siyasallaşma süreci, Sinn Féin’in mecliste temsiliyle kurumsallaştı.

Kolombiya’da FARC, 1960’lardan 2010’lara kadar süren kanlı bir geçmişe sahipti. Gerilla savaşından, uyuşturucu ticaretine kadar her alanda terör estirdi. 2016’da imzalanan barış anlaşması sonrası silahlar gömüldü, siyasal mücadeleye geçildi. Bugün hâlâ tartışmalı bir aktör olabilir, ama artık elinde silah yok.

Bu örnekler gösteriyor ki: Hiçbir örgüt halktan kopuk bir dava yürütemez. Ve hiçbir silahlı hareket, sonsuza kadar sürmez. Silah eninde sonunda susar. Ya milletin iradesiyle ya da tarih tarafından susturulur.

Yeni Dönem: Taleplerle, Tekliflerle, Tartışmalarla

PKK da bu yoldan geçmiştir. Kendi hikâyesini bitirmiştir. Şimdi, “ben bu talepler için savaşıyordum” diyenlerin önünde meşru bir yol var: Meclis! Kanun teklifini hazırla, milletvekillerini ikna et, çoğunluğu sağla. O iş biter. Sağlayamazsan da bu memlekette çoğunluğun iradesine saygı duymayı öğrenmek zorundasın. Hepsi bu.

Bugün yazılan tarih, belki ders kitaplarında tek bir paragrafla geçilecek. Ama bizler, yaşayan tanıkları olarak biliyoruz ki bu satırlar, 40 yıllık bir kâbusun son satırlarıdır.

Ve inanın, bu sefer gerçekten “Bu iş oldu.”

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER