Nöbetçi Eczaneler
Coşkun BAŞBUĞ – 09 Eylül 2025
Amerika’nın kendi içinde yaşadığı çok ciddi bir savaş var.
Bu savaş bugün dünyada birçoğu tarafından görülmeyen ya da görülse de varlığı kabul edilmek istenmeyen bir savaşa dönüşmüş durumda.
Kimi “ne savaşı kardeşim Amerika’da kurallar işler” diyor, kimi de “kardeşim savaş olsa da bir şey değişmez, Amerikan siyasetinde bir değişiklik olmaz.” diyor.
Hangi kanattan olursanız olun ister inkâr edin ister kabul edin fark etmiyor çünkü gerçekte böyle bir savaş var ve bu savaş olanca hızıyla da devam ediyor.
Yine ister kabullenin ister reddedin bu savaşın sonunda dünyada ciddi kırılmalar yaşanacak.
O nedenle olanı görmezden gelmek, yaşananları inkarda direnmek yerine bu savaşı kabul etmek ve anlamaya çalışmak en doğru olanı…
Çevremizi Tanıyalım…
Amerika’nın içinde olduğu savaşı anlatmanın ya da ona bir tanım getirmenin en kısa ve en pratik yolu kıyas.
Bu savaş nasıl bir savaş?
Bu savaşta kimler kimlerle savaşıyor?
Bu savaş sadece Amerika’da mı?
Panik Yok…
Kafalar karışmasın her sorunun cevabı var.
Üstelik bu sorulara cevap ararken bir şeyleri yeniden keşfetmeyeceğiz sadece olan biteni anlamaya çalışacağız.
Gelin şimdi birlikte soruları cevaplayalım.
Evet Amerika’da iki cepheli tüm dünyayı etkileyecek ciddi bir savaş var.
Bu cepheler ulusalcılar ve küreselcilerden oluşma.
Bu savaş Amerika’nın kendi FETÖ’süne karşı verdiği bir savaş ve bu savaş Amerika’nın kurtuluş savaşı.
Ya da daha bir başka deyişle bu savaş Amerika’nın 15 Temmuz’u.
Burada üstün gelmesi gereken taraf Amerika’nın ulusalcılar kanadı.
Yani Trump ve taraftarları bu savaştan galip çıkmalı.
Peki başarabilirler mi?
İşleri çok zor…
Bizden Farkı…
Amerika’nın verdiği savaşın bizim verdiğimiz savaştan farkı şu…
Biz FETÖ’ne karşı milletçe el ele verdik ve örgütü aynı gece ters yüz ettik, Amerika şu ana kadar bunu başaramadı.
Biz işi 16 Temmuz’a bırakmadık aynı gün bitirdik Amerika işi ta bugünlere bıraktı.
Bugün için biz mücadelede yolun yarısına yaklaştık, Amerika henüz başında.
Amerika’nın ya da savaşı veren Trump kanadının farkına varamadığı husus şu…
Bu işler uzatmaya gelmez.
Süre uzadıkça işler sarpa sarar, süreç ilerledikçe iş başka yerlere kaymaya başlar.
Nitekim Başladı da…
Dikkat ettiyseniz geçtiğimiz günlerde Trump kısa süreliğine ortalıktan yok oldu.
Herkes heyecanla Trump’ın durumunu sorgulamaya başladı.
Bu kayıp zaman içinde Trump hakkında birçok şey üretildi, çok şey söylendi.
Öldü mü, öldürüldü mü, yaşıyor mu?
Tüm bu tartışmaların yükseldiği bir an da aniden Trump ortalığa çıkıverdi ve hakkında üretilen tüm dedikodulara son vermiş oldu.
Kameralar karşısına geçti ve “yıkılmadım ayaktayım, dertlerimle baş başayım” dercesine caka sattı.
Sis Perdesi Aralanmadı…
Bunlar olmasına rağmen sır dolu yok oluşun hikayesi halen esrarengizliğini koruyor.
Bu nedenle de herkes pusuya yatmış olan biteni anlamaya çalışıyor.
Tam bu konu tartışılırken bir başka husus gündeme düştü. oluşturdu. Ortalığa çıkan Trump’ın elindeki morluk tüm dünya medyası takmış durumda.
Herkes bu morluk neden olabilir, acaba küreselciler Trump’ı kaçırıp tehdit mi etti, işkence ya da şiddet mi uyguladı sorularına cevap arıyor.
Beyaz Ev bu morluğum çok sayıda kişiyle tokalaşmaktan kaynaklandığını açıklasa da kamuoyu bu açıklamadan pek tatmin olmadı.
Yeni bir Suikast Girişimi mi…
Ben burada morluğa pek takılmadım.
Benim burada takıldığım Trump’ta gördüğüm durgunluk ve ölmüş balık gibi boş bakan gözleri oldu.
Trump iyi mesajı vermek için servis edilen fotoğraflarda bile görenler bu adam gerçekten Trump mı diye sorgulamaya başladı.
Morluğu beyaz ev tokalaşmalardaki yoğunluğa bağladı.
Katılmam.
Ancak Trump’ın görüntülerine bakarak bir zehirlenmeyle karşı karşıya kalabileceği ihtimalini düşünürüm.
Bu çok bildik bir yöntemdir.
Amerika’yı karıştıracak ani bir ölüm yerine zehirleyerek yok etmek en doğru olanıdır.
Küresel çete bunu tercih edebilir.
Beyaz Evin dikkatine…
YORUMLAR