Ceyhun BOZKURT – 08 Ağustos 2025
Dünyada başka millet yoktur ki, bu kadar başka halklarla kaynaşsın ve güçlü temeli olan bir medeniyet oluştursun.
Ciddi tarihçilerin tespitlerine göre görüldükleri ilk yer Sibirya taygalarıdır. Ormanlık ve bataklık alanları ifade etmek için Rusya’da kullanılan bir ifadedir tayga. Proto-Türkler buralarda görüldükten sonra adım adım kuzeyden güneye, bozkırlara inmiştir. Tarihte hiçbir topluluğun yapmadığını yapmış ve adım adım Asya kıtasına yayılmaya başlamıştır. Sonrasında büyük çoğunluğunun Batı’ya ve bir kısmının da Doğu’ya ilerlediği belirtilir. Bulundukları coğrafyalarda varlığını sağlamlaştırırken, gittikleri coğrafyalarda da güçlü bir merkez oluşturmuştur. Hem kendi öz kültürünü korumuş ve yaymış hem de gittikleri coğrafyalardaki halkların kültüründen kazanımlar elde etmiştir. Bu harman ile birlikte yine tarihte hiçbir toplulukta, millette olmayan güçlü altyapısı olan medeniyetler oluşturmuştur. Hiçbir halkı, doğrudan kendisini hedeflemediği sürece hedef almamış, gittikleri yerleri yönetmeyi başarmıştırlar.
Göçün nedenleri arasında güvenlik, ekonomi ve ekolojik bir yaşama duyulan ihtiyaç vardır.
Lider karakterlidirler. Örneğin Moğol saldırılarından kaçan Kıpçaklardan olan oğluma da ismini verdiğim Baybars, gittiği Arap coğrafyasında Memlük devletinin liderliğine, sultanlığına kadar yükselmiştir. Moğolları durduran da Sultan Baybars liderliğindeki Türk devleti Memlükler olmuştur.
Çok geniş alanlara yayılarak farklı kültürlerle etkileşim içine girdikleri için asla ırkçılık barındırmamışlardır. Hiçbir halka düşman olmamışlardır. Hatta mücadeleleri genellikle kendi içlerinde yaşanmıştır. Tabii ki başka devletlerle da güçlü mücadeleler yürüttüler. Çin’le, Bizans’la, Roma’yla ve yakın tarihte Rusya’yla mücadelelerini, savaşlarını hepimiz biliyoruz. Ama aynı zamanda kurdukları devletler iç çekişmeleri yaşadı. Buna rağmen medeniyet silinmedi, her defasında güçlendi.
Hunlar, Göktürkler gibi güçlü devletler kurdular. Sonra İslamiyet’e geçişle beraber İslam’ın yayılması için fetihlere giriştiler. Bu fetihlerde de her gittiği toplumu geliştirirken, kendi medeniyetlerinin üstüne koyarak ilerlediler.
Elbette tarihçiler tüm bu aktardığımın detaylarını çok daha sağlam ve güçlü bilgilerle aktarır ama şunu aktarmaya çalışıyorum. Türk, başka hiçbir milletle olmayan bir özelliğe kavuştu. Antropolojik bir tanımdan çıkarak güçlü bir medeniyetin, kitlenin adı haline geldi. Bu nedenledir ki, Boşnak kardeşlerimiz de antropolojik olarak Slav kökenli olmasına rağmen kendilerini Türk çatısı altında tarif etmeye başladı.
Osmanlı, bir imparatorluk olması nedeniyle daha kozmopolit bir yapıda olmasına rağmen dünyanın her tarafında ve tarihte bir Türk imparatorluğu olarak bilindi.
Fransız Devrimi’nin etkisi, imparatorlukların sistemsel çöküşü, emperyalizmin saldırıları vb. nedenlerle halklar arasında ayrışım baş gösterdiğinde Türkler, Anadolu’ya vatan olarak tutmanın mücadelesini verdiler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde kurulan ulus devlette gayri müslimler haricinde herkes Türk milletinin bir ferdi olarak kabul gördü. Anadolu Cumhuriyetle beraber İslamlaşırken, (ki bunun verileri vardır. Anadolu’da gayri müslim sayısı azalmış, Müslüman sayısı artmıştır) bunu Türk milleti çatısı altında başardı. Ama bu demek değildi ki, bu çatının altında başka zenginlikleriz yok. Elbette vardı ve “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk ve Kürt halkına Türk milleti denir” tanımı bunun en önemli göstergesidir.
Bunları neden mi anlatıyorum.
Soğuk Savaş’ın bitişi ve ardından bölgemizde etnik ayrışımın hızlandırıldığı dönemden itibaren Türk demek öcü haline getirildi. Art niyetli bir kesim hariç kendisini Türk milletinin bir ferdi olarak değil de “Türkiyeli” olarak tanımlayan insanların niyetini sorgulamıyorum. Elbette iyi niyetli olabilirler, öyledir de. Kendisini büyük Türk milletinin bir ferdi olarak tanımlamayan kişiye de zorla “Sen bu büyük milletin bir ferdisin” demem.
Bu tartışmalar Terörsüz Türkiye hedefiyle çıkılan yolda da konuşulmaya başlandı. PKK’nın dahi kendi sitesinde bir siyahi ve bir Kürt için “Alman” tanımı kullanmasına rağmen Türkiye’de ısrarla Türkiyeli dedirtme çabaları da sağlıklı değil.
Türk milletinin o büyük ve güçlü medeniyet temelli çatısını reddetmek isteyene Allah akıl fikir versin demekten başka bir şey gelmez elden. Çünkü bu büyük millet ve adı birileri istemiyor diye yok olmaz. Ama tarihin çöplüğü Türk’ü reddedenlerle doludur.
YORUMLAR