68 kez görüntülendi.
celalettin yavuz

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 20 Kasım 2024

 

Önceki bölümde Anadolu Selçuklu Devleti’nde I. Kılıçarslan dönemi ve başlayan I. Haçlı Seferleri özetlenmişti. Bugün I. Kılıçarslan dönemine devam edildi.

Üçüncü Haçlı ordusu klasik sefer yolunu takiple Türk topraklarına girince, sayıca az ve çok yorgun olan Türk ordusu böyle bir ordunun karşısına çıkmadı. Kılıçarslan takviye kuvvetlerinin katılımını beklerken, Haçlıların zorunlu olarak geçecekleri Ereğli’de, Ereğli Çayı’nın da içinden aktığı Akgöl ovasında ordusunu pusuya yatırdı. Bu galibiyetlerle özgüvenlerini tazeleyen Türkler, Anadolu’ya kök salmış olduklarını gösterdiler. Danişmendli Hükümdarı Gümüştegin Gazi, Sultan Kılıçarslan’ın I. Haçlı Seferi başladığında kuşatıp alamadığı; ancak Türkiye Selçukluları için stratejik önemi haiz olan Malatya’yı fethetti.

Kılıçarslan ise Bizans İmparatoru Aleksios ile Haçlılara karşı bir ittifak yaptı. İmparatorun Akdeniz’e çıkardığı donanma, Çukurova şehirlerinin Haçlılardan alınmasında Kılıçarslan’a destek vermişti. Kılıçarslan, Antakya seferini yarıda bırakıp Danişmend Gazi’ye karşı yürüyerek onu Maraş civarında büyük bir yenilgiye uğrattı. Danişmend beyinin ölümü üzerine kuşattığı Malatya’yı Eylül 1066’da teslim aldı.

Musul’a hâkim olmak meselesi; Sultan Kılıçarslan ile Büyük Selçuklu emirlerinden Çavlı’yı karşı karşıya getirdi. Kılıçarslan Mart 1107’de Musul’a girdi. Emir Çavlı da büyük bir orduyla harekete geçince taraflar Habur nehri kenarında karşılaştılar. Kahramanca dövüşen Kılıçarslan, mağlup olacağını anlayınca atıyla Habur nehrini geçerek kurtulmak istedi ise de zırhların ağırlığı sebebiyle Haziran 1107’de boğularak öldü. Emir Çavlı onun oğlu Şahinşah’ı (Melikşah) yakalayıp, Büyük Selçuklu Sultanı Sultan Muhammed Tapar’a gönderdi. Devletin tahtı kısa bir süre için gene boş kaldı ise de 1110’da Şahinşah, tahta oturdu.

Kardeşlerden Mesud kayınpederi Danişmendli Emir Gazi ile birleşerek taht mücadelesine girişince Sultan Şahinşah isyanı bastırmak üzere geri döndü. Ama adamlarının ihaneti sonucu Mesud’un önünden kaçmak zorunda kaldı. Bizans İmparatoru’nun yanına giderken Akşehir civarında yakalandı ve gözleri kör edildi. Mesud buna rağmen Şahinşah’tan çekinerek onu eski Türk adeti gereğince yayının kirişiyle, boğdurttu.

İlginizi çekebilir!  Zamanda yolculuk

Sultan I. (İzzeddin) Mesud ve Anadolu Selçukluları: Bizans’ta Aleksios’un ölümü üzerine yerine oğlu Ioannes tahta geçmişti. 1119’da orduyla yola çıkan Ioannes Denizli’yi ele geçirdi. Emir Gazi, damadı Mesud’un zayıf durumundan yararlanıp aleyhine topraklarını genişletmeye başladı. Hedefi  Belek Gazi’nin 1124’te ölümü üzerine onun himayesinden mahrum Malatya idi. İstanbul’dan dönen Mesud, Emir Gazi ile birlikte kardeşini yenilgiye uğratıp Çukurova’daki Ermenilere sığınmaya mecbur etti. Emir Gazi, Halifeye zaferini Prinkepsin kesik başı ile bildirdi. Mesud kendisine tâbi olması şartıyla, Malatya’nın idaresini Zülkarneyn’e bıraktı. Kayseri, Sivas ve Malatya’da hüküm süren Danişmendli meliklerini kendisine bağladı.

Emir Gazi’nin işgal ettiği Ankara, Çankırı ve Kastamonu bölgelerini topraklarına kattı.

Aynı dönemde 2. Haçlı Seferleri başladı. Fransa kralı VII. Louis ile Alman imparatoru III. Konrad’ın haçlı yemini etmesiyle ilk defa krallar sefere katıldı. Alman imparatoru I. Haçlı Seferi güzergâhını, yani klasik sefer yolunu takip etmek istiyordu. Ancak Bizans arazisinden çıktıktan sonra rehberleri tarafından Türklerin pususuna düşecekleri yollara yönlendirildiler.

Sultan II. Kılıçarslan ve Anadolu Selçukluları: II. Kılıç Arslan, Türkmenlerin Bizans’a saldırmayacaklarını garanti etti ve iki devlet arasında dostluk antlaşması yapıldı. Böylece Bizans ile Musul Atabeyliği ve Danişmentliler arasındaki ittifak bozuldu. Sultan, Ermenileri mağlup edip Mengücek Devleti’ni kendine bağladı. Bu sırada Musul Atabeyliği’nin başındaki Nurettin Zengi ölünce bu atabeylik saf dışı kaldı. Türkmenler Bizans topraklarına saldırarak iki devlet arasında savaşa zemin hazırladılar. II. Kılıç Arslan’ın sınırlarını doğuda Fırat nehrine, batıda Sakarya’ya kadar genişletmesi rahatsız edince, Balkanlardaki durumunu genişleten Bizans’ı harekete geçirdi. Kaçınılmaz savaşın adı Miryokefalon Savaşı idi.

Not: Yazı dizisi “Türk Kimliği Üzerine-51” ile devam edecektir.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.