Coşkun BAŞBUĞ – 22 Ekim 2025
İnsanoğlu nasıl nefes almadan duramıyorsa İsrail Terör Örgütü de kan içmeden, kan dökmeden, katletmeden, savaş çıkarmadan asla duramıyor.
Kan onun yaşaması için ekmek, su, nefes gibi ihtiyacı olan şey.
Asla unutulmamalıdır ki ateşkes gibi insani süreçler İsrail Terör Örgütü (İTÖ)’nün nefessizlikten boğulduğu, kriz geçirdiği anlardır.
Krizi tuttuğunda hemen harekete geçer ve gözü dönmüşçesine sağa sola saldırmaya başlar.
Bu denklem 1948’den bu yana hiç bozulmadı, bu denklem 1948’den bu yana hiç değişmedi.
Ateşkes Umudu…
Son günlerde ateşkes söylemleriyle başlayan olumlu sürece İsrail tehdidi nedeniyle temkinli yaklaşılsa da sırf akan kan dursun, insanlar gıdaya, insanlar ilaca kavuşsun ve aynı zamanda İsrail ile Amerikan’ın baş başa verip kurduğu tuzak ellerinde patlasın diye ateşkesin şartları HAMAS tarafından kabul edildi.
Bu kabul HAMAS adına inanılmaz önemli stratejik bir hamleydi.
HAMAS ateşkes şartlarını kabulünü açıklayan yazılı beyanında yukarıda bahsettiğim niyeti ve tuzağı yerle bir eden stratejik devlet aklını net olarak ortaya koydu.
HAMAS Aklı, Devlet Aklı…
Ne demişti HAMAS açıklamasında hatırlayalım;
“HAMAS olarak liderlerimizle, gruplarla ve arabulucularla yaptığımız görüşme sonrası akan kanın durması ve insanların yardım malzemelerine erişiminin sağlamak maksadıyla ateşkesin şartlarını kabul ediyoruz.”
Bu açıklama ile İsrail ve ona destek veren Amerika fener yemiş tavşan misali ortalıkta kalıverdiler.
Her iki şeytanda bu beklenmedik hamle karşısında büyük bir şok yaşadılar ve adeta ne yapacaklarını şaşırdılar.
Vampir Devrede…
Yediği golün şokuyla kafayı toparlamaya çalışan İsrail toparlandı ve tekrar ateşkesi delmenin yollarını aramaya başladı.
Zira sürecin olumlu gitmesi, kan ve gözyaşının, soykırımın sona ermesi İsrail’in, Netanyahu’nun sonu demekti.
Bu nedenle süreç sonu neye varırsa varsın mutlaka sabote edilmeliydi, acilen kaşın üstünde gözün var diyerek uydur kaydır bir gerekçe üreterek bir saldırı yapılmalıydı.
Onlar da onu yaptı ve durduk yerde bir bahane ile Lübnan’a saldırdı.
Lübnan Tiyatrosu…
İsrail için gerekçe üretmek, yalan peydahlamak, iftira atmak o kadar basit bir olay ki…
Az önce de ifade ettiğim gibi ürettiği uyduruk bir yalan ve bahane ile geçtiğimiz günlerde Lübnan’da birçok yere hava saldırısı düzenledi.
Gerekçe?
“Hizbullah da kıpırdanma gördük.”
Bu yalana dayanarak İsrail’in Lübnan’da vurduğu yerlere baktığınızda Hizbullah ile uzaktan yakından ilgisi olmayan hedeflere saldırdığını görüyorsunuz.
Damar Soru…
O zaman aklı başında insanlar olarak hep birlikte şu soruyu soralım.
Nereler vuruldu ve ne maksatla vuruldu?
Zira bu tür saldırılarda dostlar şovda görsün diye saldırı düzenlenmez, durduk yerde başa iş alınmaz.
Yaptığın bu tür saldırılar titiz bir çalışmayla önceden planlanır ve vurulan yerler çok çok geçerli bir maksat için vurulur.
Bu ilmi gerçekleri sıraladıktan sonra gelelim nerelerin vurulduğuna.
Lübnan’a yapılan hava saldırılarında vurulan yerler çimento fabrikaları, taş ocakları ve asfalt üretim merkezleri oldu.
Şok oldunuz değil mi?
Şimdi haklı olarak bu hedeflerin Hizbullah ile ne ilgisi var diyeceksiniz.
Çok da haklısınız, bu hedeflerin Hizbullah ile hiçbir ilgisi yok ama Gazze ile çok ilgisi var.
Nasıl mı?
Ateşkes işlerse Gazze yeniden inşa edilecek mi, edilecek.
İnşa süreci başladığında ilk yapılacak iş taş, çimento gibi hammadde kaynaklarını en yakın yerden temin etmek olmayacak mı, olacak.
İnşa sürecini sağlıklı yürütmek ve hızlandırmak için yolları yapmanız şart mı, şart.
Bu konuda en yakın en elverişli yer Lübnan’dı.
Neden geçmiş zaman kullanıyorum?
Çünkü İsrail oraları yerle bir etti.
Şimdi anladık mı İsrail Hizbullah’ı bahane ederek neden Lübnan’ı, Lübnan’da bu yerleri vurdu.
Bir Yalan da Gazze İçin
Lübnan nasıl uyduruk bir yalanla vurulduysa Gazze’yi vurmak içinde bir gerekçe lazım.
İsrail ateşkese rağmen Gazze’ye de saldırı hazırlığına girdi ve iki adet yalanı dünyaya yedirmeye kalktı.
“HAMAS ölü esirlerimi vermiyor.”
“HAMAS Gazze’de kendi halkını katlediyor.”
HAMAS İsrail’in ölü ve yaşayan tüm esirlerini vereceğini ateşkesin en başında söyledi.
Ancak İsrail’in saldırıları sonucu hayatlarını kaybeden İsrailli ölü esirlere ulaşmanın zaman alacağını da söyledi.
Tamamen alçaklık olan bu yalanın dünya halklarında alıcısı çıkmadı, dolayısıyla İsrail bu yalanın altında kaldı.
Diğer yalanının da alıcısı çıkmadı.
Bugün HAMAS’ın mücadele ettiği çeteler İsrail işbirlikçisi satılık Gazzeliler.
Dolasıyla İsrail kendi çaldı kendi oynadı ama alıcısı çıkmasa da bu bahanelere sığınıp ateşkesi bozdu.
Peki buna rağmen nedir bu cesaret, İsrail yürek mi yedi.
Ne gezer on da bu yürek…
Peki nedir?
İsrail’in neredeyse bir asırdır devam eden bu tavırlarının sebebini en güzel Moşe Dayan açıklamış;
Ne demiş Moşe Dayan;
“İsrail kuduz it gibi saldıracak ve hiç kimse ona yaklaşamayacak.”
YORUMLAR