Prof.Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 7 Ocak 2024
Önceki bölümde Siyonistlere yakın İngiliz Hükümeti’nin, Yahudi bankerlerin de desteğini almak maksadıyla Yahudilere Filistin’de yurt kurmayı vaat eden Balfour Deklarasyonu, I. Dünya Harbi sırasında ve hemen sonrasında Filistin’e Yahudi göçleri ile 1920 San Remo Konferansı’nda bölgede İngiliz manda yönetimi kurulması üzerinde duruldu. Bugün ise II. Dünya Harbi’ne doğru Filistin’deki gelişmelere yer verildi.
1. Dünya Harbi Sonrası Filistin Manda Yönetimi Yahudilerin Bölgeyi Yurt Edinmesi
İngiltere’nin Balfour Deklarasyonu ile Filistin’de Yahudilere bir “milli yurt” sözü vermesi, Arapları hayal kırıklığına uğratmıştı. Ortadoğu’daki İngiliz ileri gelenleri ve casusları bu durumun sakıncaları için İngiliz Dışişlerini uyarmışlardı. Bunun üzerine İngiltere Arapları, Yahudiler ve Ermenilerle işbirliğine teşvik yoluna giderek, bu hareketin Araplara yarar sağlayacağını telkine çalışmıştı. Yahudiler lehine bu önemli gelişme Ortadoğu’daki Hıristiyan ve Müslümanlarda “Siyonistlerin zamanla Filistin ve Suriye’yi üstün zekâ ve ticari yetenekleriyle tamamen ele geçirebilecekleri” endişesi doğurmuştu. İngiltere’nin hesabı ise, kurulacak bu İngiltere yandaşı Yahudi devletinin, Hindistan yolu üzerindeki Afrika, Asya ve Avrupa arasındaki jeostratejik önemiydi.
Milletler Cemiyeti Konseyinin 1922’deki İngiltere’nin Filistin Mandası kararında Kutsal Yerlerin durumu hakkında ortaya konan esaslar mevcuttu. Bunlar arasında Filistin’deki kutsal yerler, ibadet yerleri ve tüm bu yerler ile ilgili sorumluluklar da belirlenmişti. Buna göre, kutsal yerlerle ilgili mevcut hakların korunması ve bu bölgelere serbestçe girişin, kamu düzeninin ve istikrarın sağlanması gibi hususlar manda yöneticisi ülke tarafından üstlenilecekti.
Madde 14 ile Kutsal Yerlerle (Kudüs ve Beytüllahim) ilgili hak ve iddiaları incelemek ve belirlemek üzere bir komisyon atanacağı, Madde 15 ile Filistin’de oturanlar arasında ırk, din ve dil sebebiyle herhangi bir biçimde ayırım yapılmayacağı öngörülmüştü. Buna karşılık Madde 2 ve 6’ya göre, Manda yönetimindeki ülke, Musevi milli yurdunun kurulması için siyasi, idari ve ekonomik koşulları yerine getirmekle yükümlüydü. Bu son iki maddeye göre Musevilerin Filistin’e göçleri kolaylaştırılmaktaydı. “Palestine Land Development Company Ltd.” adlı şirket de “Ulusal Yahudi Vakfı”na toprak satın alan kuruluşları destekliyordu.
Satın alınan topraklar korunmaları da sağlanarak yarı askeri yerleşim yerleri haline dönüştürülüyordu. Kibbutz adı verilen, yerleşim bölgelerinde özel bir “toplumcu tarım yerleşimi kendi kendine savunma, iradecilik, sadelik, ekonomik açıdan kendi kendine yeterlilik” esasları uygulanıyordu. 1920-1940 yılları arasında Arap sakinlerin terk ettiği yerlerde, Kibbutz’dan biraz farklı ve köy-çiftlik şeklinde, Moşav adlı belli bir ölçüde mülkiyet hakkının da bulunduğu kooperatifleşmeler de gerçekleştiriliyordu. Böylece Arapların bu topraklara geri dönmesine mani olunuyordu.
Toprakları gibi nüfusları da yıllar içinde artış gösteren Yahudiler, ülkenin güneyindeki Beerşeba yöresi bir yana bırakıldığında, 1930’lu yılların sonlarına doğru, Filistin topraklarının toplam %5’ni ve ekilebilir bölgelerin de %10’nunu satın almışlardı. Yahudi nüfusunda sadece 1928 yılındaki artış %28.7, 1934’te ise %25.9’du. 1922-1946 döneminde bölgedeki Yahudilerin nüfus artışı ortalama yılda %9’du.
‘Tarihi anayurt’ vaadiyle dünyanın dört bir yanından dalgalar halinde İngiltere’nin desteğiyle bölgeye göç eden Yahudi nüfusunun ve topraklarının artışı karşısında, kendi devletlerini kurma beklentisi içerisindeki Filistinli Araplar endişelenmişlerdi. Nüfus çoğunluğunu ve topraklarını kaybetme riski üzerine tepki göstermeye başladılar. Bu konuda Kudüs Müftüsü Hacı Emîn el-Hüseyni öne çıksa da Filistinli büyük Arap aileler arasındaki rekabet ve görüş ayrılıkları istenen etkiyi yaratamadı. Buna karşılık Dünya Siyonist Teşkilâtı ile Filistin’deki Yahudi Ajansı sıkı iş birliği içinde Filistin’de Yahudi nüfusunun ve Yahudi toprak mülkiyetinin gelişimini sürdürdü.
(Not: Yazı dizisi “Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu?-22 ile devam edecektir.)