Serkan ÜSTÜNER – 08 Ekim 2025
Pek kıymetli büyüğümüz Necip Tosun’un son kitabı “Yazma Dersleri” tam olarak bir başucu kitabı. Özellikle yazar olmak ya da bu yolda ilerlemek isteyenler için çok mühim bir kaynak eser.
Necip Tosun’un kendi deyimiyle “Edebiyatla flört olmaz. Edebiyatla evleneceksin ve bu nikah ömür boyu sürecek.” İşte kendisi de bu hayatı seçenlerden. Yine kendi deyimiyle 20 eser verdikten sonra bir ömürdü ama buna değdi.
Gerçekten kendisi Türk Hikayeciliğinin yönünü değiştirdi. Birilerinin tekelinde zannedilen duvarları yıktı. Yetiştirdiği, yol gösterdiği öykücüler bugün çok başarılı eserlere imza atıp şimdi onlar da birilerine yol gösterir oldular. Necip Tosun bunu yaparken bu büyük işi sessiz sedasız gerçekleştirdi.
Son kitabı “Yazma Dersleri” bir nevi okul niteliğinde Türk Edebiyatı’nda Ahmet Mithat ile başlayan serüvende Peyami Safa’dan, Nazım Hikmet’e, İsmet Özel’den, Cahit Zarifoğlu’na, Tomris Uyar’dan Orhan Pamuk’a kadar birçok önemli ismin nasıl yazdıklarına dair notları bulacağınız bu eserde Necip Tosun hiç bilinmeyen şimdiye kadar değinilmemiş bir şeye de dikkat çekiyor. Mizaç.
Mizaç ve Yazma Eylemi
Evet eğer insanın mizacında yazma eylemi yoksa bu zaten mümkün olmuyor. Elbette çalışma, disiplin ve okumak önemli diye de belirtiyor ama mizaç bu işin biraz ortasında duruyor diye de ekliyor.
Geçmiş dönemdeki yazarların usta – çırak ilişkisiyle çok ciddi bir mesafe kat ettiklerini ve böylece ortaya kaliteli eserlerin çıktığının da altını çiziyor.
Elbette her yazarın başka bir yolu ve yazar olmaya karar verme anı var. Necip ağabey de büyük bir emek ürünü olan eserin de bunları da talebelerine aktarıyor.
Günümüzde yazma atölyelerinin hiçbir fayda sağlamadığına inananlardanım. Yazma Dersleri bugün aslında bu atölyelerin yapamadığını yapıyor. Yani Necip hoca tüm öğrencilerine bir nevi ömür boyu öğrenecekleri yedi yirmi dört açık bir okul hediye etmiş oluyor.
Bir Ömrün Birikimi
Bir ömrün birikimi olan bu eser Türk Edebiyatı ve tarihi açısından da çok ciddi bir boşluğu tek başına kapatıyor.
Geçen hafta Cumartesi günü için bizler de Necip Tosun ağabeyi Taksim Camii Kültür Merkezinde dinleme fırsatı bulduk. Kendisinden fazlasıyla müstefit olduk.
Yazma Dersleri rehber bir kitap. Kitaptan Edebiyatın oyun bozanı olan Oğuz Atay kısmında beni etkileyen şöyle bir pasaj var. Yazmak onun için hayatla baş edebilme yoluydu. Hayatını düzletme, yükten kurtulma girişimi. Oğuz Atay için yazmak bu anlamda içsel dünyasında biriken duygusal, zihinsel ve ruhsal yüklerden kurtulma, bir tür arınmaydı. Çünkü yazmak, var olma biçimiydi.
Evet, yazarların birçoğu bu yüzden o karanlık yerde yaşamak isterler. Çoğu yazarın kendini ifade ediş biçimi kitaplarıdır. Orada hayata karşı ne söylemek isterlerse ya da ne söylemek istemezlerse onu yazar ve orada varlık bulurlar.
“Yazma Dersleri” benim de başucu kitaplarımdan biri. Necip Tosun hocamıza – ağabeyimize böylesi bir eseri Türk Edebiyatına ve bize kazandırdığı için bin teşekkür.
YORUMLAR