Ersoy DEDE – 24 Ekim 2025
Avrupa Birliği, 27 Mayıs 2025’te “SAFE Programı” adını verdiği yeni bir savunma fonunu onayladı.
Kâğıt üzerinde kulağa hoş geliyor: “Avrupa’nın savunma hazırlığını hızlandırmak”, “kritik yetenek açıklarını kapatmak”, “ortak savunma sanayii yatırımlarını teşvik etmek” gibi başlıklarla süslenmiş bir metin.
Ama o metnin alt satırlarına baktığınızda, bir kez daha Türkiye’nin dışarıda bırakıldığını görüyorsunuz.
Birlik mi, Ayrım mı?
Avrupa Birliği’nin “ortak güvenlik” söylemi yıllardır kulağa hoş gelir ama pratikte Avrupa’nın güvenliği Türkiye’siz olmaz.
Bugün NATO’nun en doğu kanadında, Karadeniz’in kuzeyinde, Ortadoğu’nun tam eşiğinde duran bir ülke var: Türkiye.
Terörle mücadelenin, göç krizinin, enerji güvenliğinin en ağır yükünü taşıyan ülke…
Ama Avrupa hâlâ Türkiye’yi güvenlik denklemine dâhil edilmesi gereken bir ortak değil, dışarıda tutulması gereken bir muamma gibi görüyor..
Kendine Yetebilen Bir Savunma Gücü
Oysa Türkiye artık eski Türkiye değil.
SİHA’larıyla savaş doktrinlerini değiştiren, insansız kara araçlarında öncülük eden, denizlerde Mavi Vatan’ın sınırlarını kendi teknolojisiyle koruyan bir ülke…
Bu tabloya bakınca, AB’nin Türkiye’yi “SAFE”ten dışlaması aslında Türkiye’nin yükselen savunma kapasitesinden duyduğu rahatsızlığın da bir göstergesi.
Kısacası, “sizi fonlayamayız” diyorlar çünkü biliyorlar ki biz artık kendi savunma sanayiimizi kendimiz fonlayabiliyoruz.
Stratejik Körlük
Avrupa’nın Türkiye’ye karşı bu mesafeli tavrı, aslında stratejik bir körlüğün sonucu.
Bugün AB, kendi sınırlarının güvenliği için Türk askerinin Libya’da, Suriye’de, Karadeniz’de, Kosova’da verdiği katkının farkında değil gibi davranıyor.
Ama tarih bize şunu öğretti:
Avrupa ne zaman Türkiye’yi dışladıysa, sonunda Türkiye’siz bir Avrupa güvenliği kuramayacağını acı biçimde anladı.
Bir Kapı Kapanır, Kendi Yolun Açılır
SAFE fonundan mahrum kalmak, belki kısa vadede bazı ortak projelerde yer alamamak anlamına gelebilir.
Ama bu aynı zamanda Türkiye’nin kendi stratejik bağımsızlığını güçlendirmesi için bir fırsattır.
Bugün Türk savunma sanayii, Asya’dan Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyada güvenilir bir marka haline geldi.
AB fonları olmadan da büyüyebileceğini, kendi “milli SAFE” programını kurabileceğini zaten defalarca kanıtladı.
Son Söz
Avrupa Birliği, “SAFE” adını verdiği programla kendi güvenliğini sağlamaya çalışıyor ama Türkiye’yi dışlayarak aslında güvenliğini zayıflatıyor.
Bizim için mesele artık “fon almak” değil; mesele onurlu, bağımsız ve caydırıcı bir savunma sanayiini sürdürmektir.
Eğer bu, “dışarıda bırakılmak” anlamına geliyorsa,
biz o dışarıda, kendi yolumuzu çizen bir ülke olmayı tercih ederiz.

YORUMLAR