Meta, WhatsApp ve Instagram gibi dev platformların çatı şirketi olarak, insan-bilgisayar etkileşiminde çığır açacak yeni bir giyilebilir teknoloji üzerinde çalışıyor. Şirketin geliştirdiği bileklik sayesinde kullanıcılar, yalnızca el hareketleriyle dijital cihazları kontrol edebilecek.

Havada Yazı Yazmak ve Uygulama Açmak Artık Mümkün

Yeni geliştirilen bu bileklik teknolojisi, kullanıcının havada yazı yazmasına, imleci hareket ettirmesine ve uygulamaları açmasına imkân tanıyor. Herhangi bir fiziksel temasa ihtiyaç duymadan çalışan cihaz, insan vücudunun elektriksel kas sinyallerini kullanarak komutları algılıyor.

sEMG Teknolojisiyle Güçlü ve Hassas Sinyal Takibi

Meta’nın bilekliği, yüzey elektromiyografi (sEMG) adı verilen bir teknoloji kullanıyor. Bu sistem, kasların oluşturduğu elektrik sinyallerini okuyarak hareketlerin anlamlandırılmasını sağlıyor. Üstelik cihaz, kişinin bir hareketi yapmadan önceki niyetini dahi algılayabiliyor.

Engelli Bireyler İçin Yeni Umut: Ameliyatsız Alternatif

Meta, bu projeyi özellikle hareket kabiliyeti kısıtlı bireylerin bilgisayarlarla daha kolay etkileşim kurması amacıyla geliştiriyor. Şirket, Carnegie Mellon Üniversitesi ile birlikte, omurilik yaralanması yaşayan bireyler üzerinde testler yürütüyor.

Mekanik Mühendisliği ve Sinirbilim Enstitüsü’nden Profesör Douglas Weber, ellerini tam olarak kullanamayan kişilerin bile az miktarda kas aktivitesi gösterebildiğini, sEMG bilekliğinin bu sinyalleri başarıyla okuyabildiğini belirtiyor.

Neuralink’e Alternatif: Daha Az Müdahaleci, Daha Kullanışlı

Bu yeni bileklik, Elon Musk’ın geliştirdiği Neuralink gibi beyin çipi teknolojilerine göre çok daha az invaziv bir çözüm sunuyor. EEG (elektroensefalografi) başlıklar gibi ameliyat gerektirmeyen diğer sistemlere kıyasla, Meta’nın bilekliği daha yüksek frekanslı ve hassas sinyaller toplayabiliyor.

Giyilebilir Teknolojilerde Yeni Dönem Başlıyor

Meta’nın üzerinde çalıştığı bu yenilikçi bileklik, yalnızca sağlık alanında değil, oyun, tasarım, iletişim ve günlük kullanım gibi birçok alanda giyilebilir teknolojilerin geleceğini şekillendirebilir. Dokunmadan kontrol, sadece bilim kurgu değil, çok yakında hayatımızın bir parçası olabilir.