Güneş Sistemi’nin en uzak bölgelerinden biri olan Trans-Neptunian Object (TNO) sınıfındaki Ammonite, 2023 yılında Subaru Teleskobu tarafından keşfedildi. Ancak bu nesnenin yörüngesi, benzerlerinden farklı özellikler taşıyor ve gökbilimcilerin Gezegen Dokuz teorisini sorgulamasına neden oluyor.
Sednoid Grubuna Yeni Üye
Ammonite, yörüngesi son derece eliptik olan ve Güneş’e en yakın geçiş noktası (perihelion) 60 astronomik birim (au) üzerindeki nesnelerden oluşan Sednoid grubuna dahil edildi. Bu grup, yalnızca dört bilinen üyeye sahip nadir bir kategori. Ammonite’in keşfi, gökbilimcilerin uzun süredir araştırdığı “q-gap” olarak adlandırılan boş yörünge bölgesini dolduruyor.
Gezegen Dokuz Hipotezine Yeni Bir Boyut
Ammonite’in yörüngesi, diğer Sednoid nesnelerinden farklılık gösterdiği için Gezegen Dokuz’un varlığına ilişkin tartışmaları alevlendirdi. Araştırmacılar, bu durumun gezegenin yörüngesini daraltabileceğini ancak hipotezin karmaşıklığını artırabileceğini belirtiyor.
Erken Güneş Sistemi ve Yıldızlar Arası Etkileşimler
Bazı bilim insanları, Ammonite gibi nesnelerin oluşumunda Güneş Sistemi’nin erken dönemlerinde başka yıldızlarla yaşanan etkileşimlerin ya da başka sistemlerden yakalanan cisimlerin rol oynadığını öne sürüyor. Ayrıca, zamanında Güneş Sistemi’nde bulunup sonradan dışarı atılan bir gezegenin de etkili olmuş olabileceği düşünülüyor.
Gelecek Gözlemler ve Vera Rubin Gözlemevi
Ammonite’in keşfi, Gezegen Dokuz’un olası yörüngesini daraltırken, bu hayali gezegenin keşfi için umutları artırıyor. Yakında başlayacak olan Vera Rubin Gözlemevi’nin LSST (Legacy Survey of Space and Time) projesi, Güneş Sistemi’nin en karanlık ve zor tespit edilen nesnelerini gözlemleyerek Gezegen Dokuz’u ortaya çıkarabilecek en güçlü aday olarak görülüyor.