NASA’nın 28 Kasım 1964’te fırlattığı Mariner 4 uzay aracı, Mars hakkında o döneme kadar kurulan hayalleri yerle bir etti. Yaklaşık sekiz ay süren yolculuğun ardından elde edilen ilk görüntüler, Mars yüzeyinin kuru, kraterlerle kaplı ve çorak bir çöl manzarasına sahip olduğunu gösterdi. Bu görüntüler, Mars’ta yaşam olasılığına dair umutları büyük ölçüde sarsarken, aynı zamanda Güneş Sistemi’nin keşfinde yeni bir dönemin kapılarını araladı.
220 Milyon Kilometrelik Mesafede 12 Dakikalık İletişim
Mariner 4, Dünya ile Mars arasındaki yaklaşık 220 milyon kilometrelik mesafeye rağmen 12 dakikalık radyo sinyalleri aracılığıyla iletişim kurmayı başardı. NASA’nın Jet Propulsion Laboratuvarı’ndaki mühendisler, her komutu önceden 12 dakika farkla planlamak zorundaydı. Bu durum, uzay iletişimi açısından dönüm noktası oldu.
İlk Mars Fotoğrafı: Lens Çatlağı mı, Gerçek Bulut mu?
Gönderilen ilk fotoğraf, mühendisler arasında heyecan ve kafa karışıklığına yol açtı. 2002’de konuşan Mariner 4 mühendisi Bill Momsen, görüntüdeki bir şekli “lens çatlağı” sanmıştı. Momsen o anları şöyle anlattı:
“Görüntüde bir bulut var gibiydi, ama Mars’ta bulut yoktu ki! Cihaz arızalandı sandık. Meğer gerçekten Mars’ta bulutlar varmış.”
Bu keşif, Mars atmosferi hakkındaki önyargıları değiştirdi.
Kraterlerle Kaplı Yüzey: Mars’ta Yaşam Umudu Azaldı
İlk gönderilen 22 fotoğraf, Mars yüzeyinin yalnızca yüzde 1’ini kapsıyordu ve bu bölge tamamen kraterlerle doluydu. Ne suya dair bir iz vardı, ne de o dönem popüler olan “Mars kanalları”na dair bir belirti… Bu durum, Mars’ta su ve Mars’ta yaşam ihtimalini ciddi biçimde zayıflattı.
60 Yıl Sonra Mars: Kraterlerin Ötesinde Bir Gezegen
Aradan geçen 60 yıla rağmen Mars’ın geçmişi hakkında hâlâ birçok bilinmezlik var. Ancak günümüzde bilim insanları, Mars’ın yüzeyinde bir zamanlar akarsuların aktığını, volkanik faaliyetlerin yoğun olduğunu ve hatta bu faaliyetlerin gezegenin derinliklerinde hâlâ sürebileceğini biliyor.
Bugün Mars’ın sadece kraterlerden ibaret olmadığı net şekilde biliniyor. Gezegen; volkanik bazalt düzlükleri, antik nehir deltaları, toz fırtınaları, mavi gün batımları ve toz hortumlarıyla oldukça zengin bir yapıya sahip.