WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0884 0.12%
EURO 37,7143 0.1%
ALTIN 2.745,820,09
BITCOIN 19377144,03%
Türk Kimliği Üzerine-32: Selçuklular-I

Türk Kimliği Üzerine-32: Selçuklular-I

4 Eylül 2024 12:30
Türk Kimliği Üzerine-32: Selçuklular-I
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 04 Eylül 2024

 

Önceki bölümde Gazneliler ve Harizmşahlar (Harzemşahlar) özetlenmeye çalışıldı. Bugün ise genel olarak Selçuklular ve Büyük Selçuklu Devleti ele alındı. Anadolu’ya kitle halinde Türk göçlerinin başlaması ve bir bakıma Anadolu’nun Türkleşmesi Selçuklular döneminde gerçekleştiği için Selçuklularla ilgili kısmın özeti birkaç bölüm halinde yayınlanacaktır.

Oğuzlar (Türkmenler) yalnız Azerbaycan ve Anadolu’da değil, yayılmamışlardı. Aynı zamanda Fars (İran)’ta Yıvalar, Huzistan’da Avşarlar, Batı İran’da ise önce Salurlar daha sonra Yıvalar önemli bir çoğunluk haline gelmişlerdi. Şehr-i Zor, Musul ve Şam, Türkmenlerin toplandıkları diğer bir bölgeydi. Kirman’daki Türkmenler ise oraya Selçuklu hanedanından Kara Arslan Kavurd’un maiyyetinde intikal etmişlerdi. Türklerin İslami devirde kurdukları en büyük hanedanlardan biri (1040-1308) olan Selçukluların çatı devleti Büyük Selçuklu olup, bu çatının altında ayrıca Irak ve Horasan Selçukluları, Kirman Selçukluları, Anadolu (Türkiye) Selçukluları ve Suriye Selçukluları bulunmaktaydı.

Büyük Selçuklu Devleti: Daha önce Oğuzlar ve Oğuz Yabgu Devleti üzerine yayınlanan bölümde Oğuzlar konusuna bir nebze değinilmişti. Oğuzların Kınık boyuna mensup olan hanedan, adını Oğuz Devleti’nin ordu kumandanı Selçuk Bey’den alır. Selçuk Bey’in Mikail, Arslan (İsrail), Musa, Yusuf ve Yunus adlı beş oğlu vardı. Gayri Müslimlerle bir savaşta şehit düşen Mikail’in Davud (Çağrı Bey) ve Muhammed (Tuğrul Bey) isimli iki oğlu, dedeleri Selçuk Bey tarafından yetiştirildiler.   Selçuk Bey 961’de Yenikent’ten Cend (Cent) şehrine gelerek beyliğin merkezi yaptı. Karahanlıların baskısına karşı mücadele eden Samani Hükümdarı İsmail b. Noh ei-Müntasır Cend’e gelip yardım isteyince Selçuk Bey onun isteğini kabul etti.

Selçuk Bey, oğlu Arslan Yabgu komutasındaki bir orduyu Karahanlılar üzerine gönderdi. Bu ordu, Semerkant yakınlarındaki Kohek’te karşılaştığı Karahanlı komutanı Subaşı Tegin’i yenilgiye uğrattı. Karahanlı Hükümdarı İlig Han Nasr, yenilgi haberini alır almaz ordusuyla Semerkant’a geldi. Ancak Oğuzlar bir gece baskınıyla Ağustos 1003 yılında onu da yendiler.

Selçuk Bey 1007’de ölünce yerine geçen Arslan Yabgu’nun doğrudan kendisine bağlı 4000 süvariden oluşan bir kuvveti vardı. Ayrıca Selçuk Bey’in diğer oğulları Yusuf ile (Yinal) Musa’nın, torunları Çağrı ve Tuğrul beylerin de kendi askerleri vardı. 1020-21döneminde Karahanlı hanedanına mensup Ali Tegin, Buhara’ya hakim olup ülkesini genişletmeye başladığı sırada Selçuklulara bağlı diğer Oğuz boyları da Cend yöresinden Buhara bölgesine intikal ettiler. İki tarafa arasında oluşturulan güçlü ittifak ve büyük bir ihtimalle Arslan Yabgu’nun desteği sayesinde Ali Tegin’in Buhara’yı ele geçirdiği değerlendirmesi yaygındır.

Arslan Yabgu’nun ölümünün ardından Selçuklu ailesinin başına Musa (İnanç) Yabgu geçse de idare fiilen Tuğrul Bey ve Çağrı Beylerin elindeydi. Büyük Selçuklu Devleti’nin kuruluşunda Gaznelilerle mücadeleler (Nesa Savaşı; 1035, Serahs Savaşı; 1038 ve son olarak 1040’taki Dandanakan) çok önemlidir. Bu mücadeleye girişmede Karahanlıların da rolü vardı. Zira Kadir Han Karahanlı hükümdarı olunca, bir görüşmesinde Gazne Hükümdarı Mahmud’a Selçukluların gelişmesine dikkat çekti. Bunun üzerine Gazneli Mahmud da binlerce süvariye sahip mert Arslan Yabgu’yu hile ile Semerkant’a getirtip tutuklattı. Gazne’ye, oradan Hindistan’da Mültan yakınındaki Ka. Jincar Kalesi’nde hapsedilen Arslan Yabgu 1032’de öldü.

Fiilen devleti yöneten Tuğrul ve Çağrı kardeşlerin liderliğine aile mensuplarından itiraz edilmemiş olsa da bu durumu kabul etmeyen 4.000 çadırlık bir Türkmen kitlesi ayrılarak Gazneli Mahmud’un izni ile geçtiği Horasan’a yerleştiler.

Karahanlıların Buhara hükümdarı Ali Tekin, Tuğrul ve Çağrı Beylerin yönetime geçmelerini kendisi için tehlikeli görerek rahatsız olmuş ve aileyi zayıflatmak için çeşitli girişimlerde bulunmuştu. Sonunda iki kardeş Ali Tekin’in hazırlamış olduğu ordu ile savaşmak zorunda kaldılar ancak bu savaş sonucunda kayıplar vererek Harizm’e çekildiler.

Not: Yazı dizisi “Türk Kimliği Üzerine-33” ile devam edecektir.

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.