büşra as2

Hayatımızın birçok alanında kurallara ihtiyaç duyuyoruz. Kurallar bazen bizi sıksa da kendimizi baskı altında hissetsek de bazı alanlarda kuralsız yaşamak pek mümkün olmuyor. Hayatın içi tamamen kurallarla dolu. Trafik, eğitim, iş yeri, ödemeler gibi birçok alanda kurallara bağlı olarak yaşıyoruz. Kurallar olmasa düzeni ve ortak yaşamın sürekliliğini sağlamak neredeyse imkansız hale gelebilir. Herkesin başına buyruk yaşadığını hayal edelim. Hepimiz canımız ne isterse onu yaparsak toplumda tam bir kaos ortamı oluşur. Maddi alanlarda olduğu kadar manevi alanlarda da kurallarla yaşıyoruz. Manevi dünyamızda başka bir deyişle özel hayatımızda da karşımıza adab-ı muaşeret kuralları çıkıyor. Yani sadece yazılı kurallar hayatımızda yeterli olmuyor. Yazılı olmayan kurallara da ihtiyaç duyuyoruz. Hatta son günlerde uzmanlar artık gençlerin yazılı olmayan kurallara uzak olduğunu bu yüzden adab-ı muaşeret kurallarının okullarda ders olarak verilmesini gündeme getiriyorlar.

Kuralların önemli olduğu bir diğer özel alan ise ailedir. Her ailenin dinamiği birbirinden farklıdır. Yani sizin ailenizde doğru olan durumlar başkalarının ailesine göre yanlış olabilir. Bu durum kültürel, ahlaki ve dini değerlere göre farklılık gösterebilir. Burada asıl önemli olan ailenin kendine has kurallarının olması ve aile bireylerinin bu kurallara bağlı kalabilmesidir. Kurallarla yaşamayan ailelerde karışıklıklar, anlaşmazlıklar ve uyumsuzluklar gözlemleyebiliriz.

Peki, ailenizde kurallar olmasına rağmen kurallara uyulmamasının nedenleri neler olabilir? Eşiniz veya çocuklarınız kural tanımaz olabilir. Çocuğunuzun sizi hiç dinlemediğini ya da eşinizin evin düzenine uyum sağlamadığını düşünüyorsanız aile olarak bazı noktalarda adaleti atlamış olabilirsiniz. Öncelikle kurallara uyulabilmesi için aile kurallarının aile dinamiğine ve aile çıkarlarına uygun olması gerekir. Burada kişilerin değil, ailenin ortak çıkarları ön planda olmalıdır. Diğer bir husus ailede kuralların herkes için geçerli olmasıdır. Bir kural çocuk için geçerli ise anne-baba içinde geçerli olmalıdır. Örneğin; çocuk için ekran kullanımı kısıtlı ise anne-baba içinde öyle olmalıdır. Eğer burada bir adaletsizlik olursa koyduğunuz kural çocuğunuza inandırıcı gelmeyecektir. Bu durumda çocuğunuz; ‘’Bana ekran yasak ama anne-babam ekran kullanımına devam ediyor, demek ki ekran benim için gerçekten zararlı değil. Öyle olsa anne ve babamda ekran kullanımına ara verirdi.’’ şeklinde bir anlam çıkarabilir. Son olarak kurallara uyulmadığı takdirde ağır veya konudan bağımsız cezalar verilmesi yine kurallara uymaktan kaçınma durumunu ortaya çıkarabilir. Mesela trip atmak, küsmek, aile bireyini bir ihtiyacından mahrum bırakmak ve dışlamak gibi ‘’cezalar’’ kurallara karşı aile bireyini isteksiz hale getirebilir.

İlginizi çekebilir!  Türk İmalat Sanayi 2.0 – Deniz İstikbal

Aileyi besleyen en önemli şey adalettir. Kuralları hayata geçirirken buna çok dikkat etmek gerekir.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.