Nöbetçi Eczaneler
Haydar AS – 12 Kasım 2025
Eskiden seçmen, ekonomi iyi yönetilmediğinde gelecek olan ilk seçimde iradesini kullanarak yönetimi değiştirirdi.
Şimdiye bakıyoruz, yaklaşık iki dönemdir ekonomideki kötü gidişata, hatta son dönemde hemen herkesin ekonomik yönden inim inim inlemesine rağmen halen mevcut iktidarın olası seçimde favori görülmesine çok da şaşırmamak lazım aslında.
Seçmen iktidarın vazgeçilmez olmadığını bizlere yerel seçimlerde çok güzel gösterdi aslında.
Fakat aynı seçmen yerel seçimlerde göstermiş olduğu tavrı, neden genel seçimlerde gösteremiyor.
Aslında bu durumu muhalefeti oluşturan partilerin çok iyi okuyamadığı kanaatindeyim.
Çünkü; seçmen alternatif olarak muhalefete güvenemiyor…
Halen kafaların karışık olduğu aşikar.
Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olup olmama kararsızlığının ürkekliğini yaşıyor seçmen.
Aksi taktirde, böylesine kötü giden bir ekonomik tabloya göre ana muhalefetin ezici çoğunlukla iş başına gelmesi kaçınılmaz olurdu.
Fakat biz halen ana muhalefetin yaptırmış olduğu anketlerde bile oy oranında bir üstünlük göremiyoruz.
Bunun bir çok nedeni var elbette…
Belediyeler: İktidara Giden Yolun Sınavı
Millet, CHP’ye emanet ettiği belediyeleri aslında iktidara giden yolun bir sınavı olarak değerlendiriyor.
Bugün belediyelerde yaşandığı iddia edilen yolsuzlukları görünce, yarını iki kere düşünmek zorunda kaldığını hissediyor doğal olarak.
Maalesef, belediyeleri iktidara giden yolun hassasiyeti içinde görmeyenler, bugün hoyratça yedikleri beytülmalin hesabını soranlara edepsizce yakıştırmalar yapmanın telaşı içine girmişler.
Sadece belediyelerde yapılan yolsuzluklar ürkütmüyor seçmeni. Yapılan politikalar daha da vahim.
İktidara aday olan bir ana muhalefet partisinin yarın için söyleyecek sözünün olmaması da bir o kadar vahim aslında.
Seçmen merak ediyor, talip olduğun iktidarda ne tür politikalar hakim olacak, millete ne tür reçeteler sunacaksın, ekonomik düzelmeye, halkın yeniden refah düzeyini yükseltmeye yönelik ne tür çalışmaların var?
Ben bir seçmen olarak bilmiyorum gerçekten.
Sözde Vaatler, Gerçek Güven Kaybı
Bu konuda bildiğim tek şey, yerel seçimler öncesi çiftçiye vadedilen traktörlerin seçim sonrasında sorulmasında “ben sözün etkili olması için söylemiştim” diyerek ne kadar güvenilir olabileceğini tescillemesiydi.
Bir başka gördüğüm ise İmamoğlu’nun oğlunun geleceği CHP’nin geleceğinden daha önemli olması.
Koskoca CHP genel başkanının işi gücü bırakıp küçük İmamoğlu’nu aklama gayretine girişmesi toplumun her kesimi tarafından tepkiyle karşılanmadı mı?
Atı alanın Üsküdar’ı geçtiği bir dönemde sen hala “junior bey”i koruma kollama faaliyeti içinde isen şimdiden geçmiş olsun demek en doğru söz olmaz mı?
Dilruba’nın millete, aleni bir şekilde aşağılayarak küfretmesini onurlu bir davranış olarak değerlendirip protokolde baş köşeye oturtan bir genel başkanın millete rağmen siyaset yapması hangimizin gözünden kaçmıştı?
Sadece genel başkan olsa neyse partinin asıl sahiplerinin sütre gerisine çekildiği bir dönemde ortaya çıkanların yaptığı açıklamalar ise tam evlere şenlik bir durum.
Suriye tezkeresine vermiş oldukları red oyu sorulduğunda, “Öcalan’ın ayağına gidildiği bir dönemde, Suriye’ye askerin gitmesinin bir anlamı yok” diyenin diplomat kökenli bir milletvekili olması daha da şaşırtıyor bizleri.
Amerika ve İsrail’de büyük elçilik yapmış bir diplomat milletvekilinin bölgede yaşananları doğru okuyamaması, Suriye’de bulunma nedenimizi bile anlayamamış olması sizce de acı bir durum değil mi?
Bir başkasının, iktidarı eleştirecek o kadar çok konu varken, toplumun her kesiminin, hatta tüm dünyanın takdirle karşıladığı deprem konutları üzerinden iktidara vurmaya çalışması nasıl ifade edilebilir sizce?
Bir diğeri yine iktidarın en başarılı olduğu savunma sanayisinde yaşanan gelişmeleri görmezden gelerek bu alanda surda bir gedik açma peşine düşüyor!
Sanki birileri bunları CHP’ ye değil de iktidara destek olmak için bir araya toplamış!
CHP’nin Kimlik Bunalımı
Küresel ve bölgesel alanda yaşanan gelişmelerden dolayı herkes iyi kötü politikalarını günceller iken CHP’nin hala 80’li yılların sloganist söylemleriyle bugünü yaşaması, tüm samimiyetimle söylüyorum, üzüyor bizleri.
CHP’li olmamama rağmen her zaman, CHP’nin iktidarda olmasa bile güçlü bir muhalefet tarafında olmasının Türkiye için gerekli olduğunu savunan biri olarak söylüyorum bunları..
CHP’li olan birbirinden değerli dostlarım adına üzülüyorum…
Atatürk’ün mirası olarak gördüğümüz bir partinin gerçek kimliğinden çıkıp sağa sola savrulmasına üzülüyorum.
CHP içerisinde bulunan şahsiyetli, onurlu ve memleket sevdalısı siyasetçilerin bir anda ortadan kaybolup, pazar ağzıyla siyaset yaptığını sanan bir takım müptezelin söz sahibi olmasına üzülüyorum..
Çağrım gerçek CHP’lilere;
Yol yakın iken bir araya gelin ve içinizdeki bu habis urları bir an önce metastaz yapmadan bünyenizden atarak ülkeyi güzel yarınlara taşıyacak bir CHP oluşturmaya çalışın.
Etrafınıza bakacak olursanız bu güç ve dinamizmin sizde var olduğunu görürsünüz.
Hem partiniz CHP için, hem de ülkemiz için hayırlara vesile olacak bir işe imza atmış olursunuz…
YORUMLAR